Coğrafyanın şiiri

Güncelleme Tarihi:

Coğrafyanın şiiri
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 26, 2022 11:57

Yol insanı kendisiyle karşılaştırır... İnsan yolda belli olur... Arkadaşlık yolda sınanır... Yol üzerine sözler de boldur, meseller de. İnsan kendini de arkadaşını da yolda tanır belki, fakat yolu kitapta tanıdığı da olur. Kitap çünkü yola anlam katacak armağanlar verir okura.

Haberin Devamı

Bir şiir olarak yolculuk da diyebilirsiniz, kısaca ‘Yolculuğa Övgü’ de (Michel Onfray, Türkçesi: Murat Erşen, Ketebe). Bazı kavramlar birbirlerinin yerlerine geçmeye ya da anlam olarak birbirlerini karşılamaya başladı, bu biraz da benim çoğu şeyi şiirle düşünme, şiirle karşılama huyumun giderek huysuzluk halini almasından olabilir! Yolculuk deyince de şiir geliyor aklıma, coğrafya deyince de...
Yazarın aklına da öyle gelmiş olmalı ki kitabın altbaşlığına ‘Coğrafyanın Poetikası’ demiş. Demesine gerek olmadığını da kitabı okuyunca anlıyorsunuz. Öyle ya, şiir bir gerilla hareketi gibi her yere sızıyor, ‘Mekânın Poetikası’ (Gaston Bachelard) deyince de şiirden söz etmiş oluyorsunuz, ‘Coğrafyanın Poetikası’ (Michel Onfray) deyince de! Ben de Avlunun Poetikası’nı mı yazsam acaba?
“Beni büyüten aşktan söz ediyorum, yolculuğa övgü”. 40 yıldan çok oldu bu dizenin de yer aldığı şiiri yazalı. O yıllarda pek yolculuk edebiyatı yapılmıyordu, yolculuk yapılıyordu, ben ikisini de yapmıyordum! Belki de edebiyatıyla birlikte başlıyor, açılıyor, uzuyor yolculuk da! Şimdi hem yolculuk yapıyor hem yolu yazıyor hem de en çok yol ve yolculuk kitaplarını severek okuyorum. Yol gelmiş bana!
Yol insanı kendisiyle karşılaştırır... İnsan yolda belli olur... Arkadaşlık yolda sınanır... Yol üzerine sözler de boldur, meseller de. İnsan kendini de arkadaşını da yolda tanır belki, fakat yolu kitapta tanıdığı da olur. Kitap çünkü yola anlam katacak armağanlar verir okura.
Öyle ya, yol herkese açıktır ve her geçen yolculuğa yeni bir anlam, boyut, farklılık kazandırır, Cemal Süreya’nın ‘Uçurumda Açan’ şiirindeki “Dağ görgüsü kazanır Ağrı’yı bir kez görse de kişi” dizesini, yol görgüsüyle okumak, yola bir kez çıkmakla da olasıdır. Ve yola ilk kez çıkmakla çok kez çıkmak arasında, bir deneyim fazlalığından başka da bir şey yoktur. Yol, insana hep ilk kezmiş, ilk kez yeryüzüne günaydın diyormuş, ilk kez çağırıyormuş hissi verir.
Her şey yolla anlatılır çünkü. Şiir de aşk da ömür de mücadele de de de ve de... İmgeyle metaforun, gerçekle düşün karıştığı, bir olduğu bir hal varsa o da yoldur. Öyleyse avcılık, toplayıcılık, çobanlık, çiftçilik, demircilik, bakırcılık, şairlik vb. mesleklerden önce herkesin ilk mesleğidir yolculuk. Çünkü coğrafyanın ışığı güneşten önce doğuyor ya da insanın kalbine doluyor.
Yol dönüp dolaşıp kitaba geliyor, Mallarme’nin dediği gibi her şey kitaba çıkıyor sonunda. Yolun varmaktan önce gitmek olduğu, kitapta yolu okumaya dönüşüyor, belki de yolu okuyandır yolcu. Kitaptaki turist ile gezgin ayrımında olduğu gibi. Gezgin anlamak arzusundadır. Ve yolculuk için zorunlu olan tek şey vardır: Masumiyetin icadı. Onfray’ın dediği gibi bu, “ulusalcı, Avrupamerkezci, dar misyoner zihniyetinden ziyade açık, merkezsiz, kozmopolit ve etnolojik bir iradeyi gerektirir.” (agy. s. 52)
Dünyada da bizde de, şairlerin kitaplarıyla yolculuk etmenin lezzeti başkadır, Kenneth White, ki ‘jeopoetik’in de kuramcıdır, Enis Batur, Şavkar Altınel... Onfray da şairin yüce görücü olduğunu belirtir. Buna da Paul Claudel örneğini verir. Şiir tarafından eklenen bir ten gereklidir yolcuya: “Bir şiir okumak, yer tarafından demlenen bir öznelliğin imgelemine erişmeye olanak tanır.” (s.30) Atlas’tan sonra nöbeti Şiir devralır, ondan da Nesir: “Şairin gök gürlemesine dönüştürdüğü şeyi o başka türlü, daha seyrelterek, biraz su katarak ifade eder.”
Yolculuk benlikten kaçmak için yapılmaz, Onfray’ın dediği gibi “dünya turu yaparak iyileşemeyiz”, aksine “ruhun yola çıkarken yüklendiği, varışta yine karşısına çıkar, ikiye katlanmış olarak”: Acılar, yaralar, dertler, çileler, mutsuzluklar, zorluklar... Ama işte yolculuk güneye inmek, Ege’ye çıkmak gibi rutinlerden, tatillerden olmadığı için, “unutmak unutmak unutmak” kaygısıyla yapılmaz: “Bir terapi olmak şöyle dursun, yolculuk bir ontolojiyi, bir varolma sanatını, kendilik poetikasını tanımlar”. Böylece, insan kendinde en korkunç olanla yüz yüze de gelebilir! Öyleyse, belki de, klişenin tersine, insan kendini yolculukta tanıyamayabilir!
Yolculuk, yerleşiklikle olasıdır. Yeniden buluşma demektir: “Yolculuğa anlamını veren İthaka ile yeniden buluşmanın olmadığı bir yolculuk yoktur.”

Coğrafyanın şiiri


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!