Güncelleme Tarihi:
Son kitabınız ‘Cingo’da barınaktan kurtarılarak eve alınan bir köpek yavrusunun, aile üyeleriyle olan ilişkisini mizah dolu bir dille anlatıyorsunuz. ‘Cingo’ çocuklar için nasıl mesajlar içeriyor?
Cingo olayları kendi bakış açısıyla yorumluyor. Yani insanların gördüğü başka, Cingo’nun gördükleri başka. İnsanların çocuk yetiştirme tarzını, hayata bakışını sorguluyor. Eğlence, oyun ve yenilik peşinde. Cingo’nun derdi çocuklarla değil, yetişkinlerle. Onların yaramazlık olarak gördükleri davranışları neticesinde eğitime gönderiliyor ve değişerek geri geliyor. Geldiği gün isyanı şu: “İçiniz rahat etsin! Şimdi ben de herkes gibiyim. Farklı düşünen, farklı davranan, sıradışı insanları kabullenemediğiniz gibi sıradışı köpekleri de kabullenemediniz.”
Yetişkinler için de kitaplarınız bulunuyor. Yetişkin kitapları ile çocuk kitapları arasındaki ayrımı nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizi çocuk kitapları yazmaya iten nedenler nelerdir?
Çocuk edebiyatını yetişkin edebiyatından çok ayıramıyorum. Çocuklar için yazdığım kitapları yetişkinler de büyük bir zevkle okuyorlar. Hatta ‘Dedemin Bakkalı’nın ve ‘Cingo’nun böyle birleştirici bir etkisi var aile içinde. Bu kitapları anne-babalar ve çocuklar birlikte okudular. Yetişkinin çocuğuna olduğu kadar, yetişkinin çocukluğuna da hitap etti. Çocuklar için yazmak, satır aralarına küçük mesajlar bırakmak, onları güldürebilmek, anlayabilmek ve anladığını hissettirmek müthiş bir şey. Sorumluluğu çok fazla ama bir o kadar da önemi büyük bir edebiyat türü. Çocuklar nerede okuduğunu, hangi kitapta okuduğunu hatırlamaz belki ama sizin anlatmak istediğinizin izi yetişkine göre çok daha derinde bir yerde kalır.