Baskı rejiminde doğan edebiyat

Güncelleme Tarihi:

Baskı rejiminde doğan edebiyat
Oluşturulma Tarihi: Nisan 07, 2023 10:06

‘Sorularla 20. Yüzyıl Edebiyatımız’da Oğuz Demiralp, II. Abdülhamit’le başlatıyor 20. yüzyıl edebiyatımızı. Cumhuriyet dönemi edebiyatı kavramından değil, ‘20. Yüzyılda Edebiyatımız’ kavramından hareketle bakıyor. İşte bu ilk... Demiralp’e göre, 20. yüzyıl edebiyatımız ‘ifade özgürlüğünün kısıtlandığı baskı rejiminde’ ortaya çıkmıştır.

Haberin Devamı

Oğuz Demiralp’in ‘Sorularla 20. Yüzyıl Edebiyatımız’ kitabı, bana Fethi Naci’nin Gerçek Yayınevi’ni ve onun ‘100 Soruda’ dizisini hatırlattı. Muhteşem bir diziydi. 60’ların sonundan 70’lerin ortasına kadar gelen dönemde yoğun bir ortak çalışmanın verimi. Bizden önceki kuşağın yetişme yıllarına tekabül ediyor. Ama 80’lerde, bazılarının baskıları bulunabiliyordu. Abdülbâki Gölpınarlı’nın ‘100 Soruda, Türkiye’de Mezhepler ve Tarikatlar’ (1969) kitabını o yıllarda aldım. Mehmet H. Doğan’ın ‘100 Soruda Estetik’ini (1975) daha sonra sahaftan bulmuştum. Çok sevinmiştim, hâlâ korurum. Mehmet Bey’in bu kitabını çok az kişi bilir; ilk baskıda kaldı sanıyorum, tekrar baskısı yapılmalı. Selahattin Hilav’ın ‘Felsefe El Kitabı’ ile Behçet Necatigil’in ‘Mitologya’sı, dizinin en çok ilgi gören kitaplarındandı; tekrar baskılarından edinmiştim onları. Metis Yayınları’nın ‘Metis Diyaloglar’ dizisi de bu bağlamda değerlendirilmeli. Ama burada önemli bir fark var; ‘100 Soruda’ dizisinin soruları, pedagojik sorulardı, yanıtlayan tarafından hazırlanan sorulardı sanırım. ‘Metis Diyaloglar’ın soruları böyle değil, gerçek sorular, açıklanması gereken yeni duruma işaret ederler. Bu diziden, Orhan Koçak ile Yücel Göktürk’ün ‘Turgut Uyar ve Başka Şeyler’ini (2016) anmak isterim; lokal bir kitaptır.

Haberin Devamı

Platon’un keşfettiği bu Sokratik diyalog, ‘yeni’lerin pek terk edemediği kadim bir yöntemdir ve halk için yazılmış metnin aşılmazı ve klasiğidir. Giriş, gelişme, güzergâh aşamalarını devre dışı bırakır ve yazarın ya da yanıtlayan durumunda olanın, doğrudan meseleye odaklanması istenir.
Demiralp’in ‘Sorularla 20. Yüzyıl Edebiyatımız’ kitabı ise adında mevcut olduğu gibi 20. yüzyıla odaklanır. Bir nüans var. Romanda veya eleştiride, 90’ların ortasına doğru bir ilerleyiş söz konusu, ama şiirde, 90’ların başına kadar gelinmiş görünüyor. Bu kitabın iki temel ayırıcı özelliği var. Birincisi; Cumhuriyet dönemi edebiyatı kavramından değil, ‘20 Yüzyılda Edebiyatımız’ kavramından hareketle bakıyor Demiralp. İlk kavramlaştırma, bilindiği gibi Mustafa Kemal’le başlatır edebiyatımızı; ikincisi... İşte bu ilk... Demiralp, II. Abdülhamit’le başlatıyor 20. yüzyıl edebiyatımızı; yüzyılın başında onun iktidarı ve dönemi söz konusu. Demiralp’e göre, 20. yüzyıl edebiyatımız ‘ifade özgürlüğünün kısıtlandığı baskı rejiminde’ ortaya çıkmıştır. ‘Rübâb-ı Şikeste’ ve ‘Aşk-ı Memnu’nun yayımlanışından sonra, edebiyatımızın başlangıcı 1901’de sona ermiştir. “İktidarın dikkatle izlediği Servet-i Fünun dergisi, 1901 yılında, Hüseyin Cahid Yalçın’ın ‘Fransızcadan’ diye sunduğu Edebiyat ve Hukuk makalesi sakıncalı bulunduğu için kapatıl(ır).” Denilebilir ki, Demiralp, burayı başlangıç noktası alıyor. Burası başlangıçtır, çünkü ona göre, edebiyat, bu noktadan itibaren, sarayın hizmetinde ve iktidara övgü düzme aracı olmaktan çıkarak, bir muhalif söz, bir ifade özgürlüğünün somutlaşması biçimine dönüşüyor.
Demiralp’e göre, edebiyatımız ilerleyişi, bağlanmışlar ile serbest edebiyatçılar arasında gidip gelmiştir. Bağlanmış derken kastedilen, saraya ve iktidara bağlı güdümlü edebiyattır; serbest edebiyatçılar derken kastedilen, “Edebiyatın iç dinamiklerine göre davranan, neyin nasıl yazılacağına odaklanan, birincil kaygısı güzel yazmak olan kişilerdir”. Cumhuriyet, ona göre, bu kişilerin sayısını artırmıştır. Demiralp’in bakış tarzındaki ikinci ayırıcı özellik de burada ortaya çıkmış oluyor. Demiralp, edebi akımlar ve onlar arasındaki gerilimden bakmıyor edebiyatımızın gelişimine; siyasal ve tarihsel olgular karşısındaki edebiyatçılarımızın başarıları açısından bakıyor.
Demiralp’in dile getirdiği bir özlemle bitirmek isterim. “Balkan savaşları döneminde 280 kadar şiir” yayımlanmış. Bu şiirlerin bir kısmını okumuş Demiralp; “Birer canhıraş feryat” halinde yazılmış diyor ve ekliyor: “Bu 280 şiiri bir araya getiren bir antoloji yapılsa ne iyi olur.” Çok iyi olur.

Haberin Devamı

Baskı rejiminde doğan edebiyat
SORULARLA 20. YÜZYIL
EDEBİYATIMIZ
Oğuz Demiralp
Alfa Yayınları, 2023
160 sayfa.

BAKMADAN GEÇME!