Antik hazine avcıları

Güncelleme Tarihi:

Antik hazine avcıları
Oluşturulma Tarihi: Mart 24, 2023 15:32

Jürgen Gottschlich ile Dilek Zaptçıoğlu’nun ortak kitabı ‘Kayzer’in Hazine Avcıları - Alman Arkeologların Doğuyu Yağmalaması’nda soluk soluğa okutan taraf şurası: Bu antik eserlerin 19. yüzyılda kimler tarafından, nasıl ve ne türden belgelere dayanılarak götürüldüğünün irdelenmesi... Basit türden bir kaçakçılık değildir bu.

Haberin Devamı

Bugün henüz ilkçağını yaşayan arkeoloji, hazine avcılığından çıkmıştır, diyebilir miyiz? Jürgen Gottschlich ile Dilek Zaptçıoğlu’nun ortak kitabı ‘Kayzer’in Hazine Avcıları - Alman Arkeologların Doğuyu Yağmalaması’, tam da sorunsalla başlıyor. Kuşkusuz günümüzde arkeoloji, “Geçmişin ortak keşfi ve insanlığın dünya kültür mirası üzerine yapılan çalışmalar” olarak görülmektedir. Günümüzde arkeoloji, geçmişin kültür mirasının bulundukları yerden çıkarılarak, kendilerini o geçmişin bugünkü devamcıları olarak görenlerin ülkelerine götürülmesi olarak görülmüyor. Oysa Gottschlich ve Zaptçıoğlu’na göre, ‘arkeolojinin öncüleri, her zaman kendi ülkelerinin ajanları ve hükümdarlarının şanına hizmet eden hazine avcıları’ olmuşlardır.
Geçmiş ya da insanlığın ortak kültür mirası derken kastedilen Mısır, İonya, Yunanistan, Mezopotamya ve Pers bölgesi. İnsanlığın ilk uygarlıkları bu merkezlerde ortaya çıkmış. Bunlardan en renkli bölge İonya; Anadolu’nun batı kısmı, yani Ege kıyısı. Burası, Troya ve Assos’tan başlayarak kıyı şeridinin aşağısında Datça’dan kıvrılarak Olimpos’a kadar, Gottschlich ve Zaptçıoğlu’nun da Türk arkeolog Rüstem Aslan’a atıf yaparak vurguladığı gibi, açık hava müzesi gibidir. Azra Erhat, yıllar önce, bu bölge için, “Dağda taşta her an bir antik kırıntıya rastlayabilirsiniz” diye yazmıştı. Erhat’ın sözü, iki türden temel olguya dikkat çeker. Geçmişin kültürel mirasına sahip çıkma bilincinin eksikliği ve buradaki eserlerin yağmalanması durumu. Yağmalanma derken kastedilen, tarihsel eserlerin bulundukları yerden sökülerek Avrupa’nın çeşitli merkezlerine götürülmesi durumudur. ‘Kayzer’in Hazine Avcıları’ ikinci bağlamı sorun ediyor.
Burada söz konusu olan, sadece Yunan ve Romalı heykeltıraşların, ressamların yaptıkları eserler ile çanak çömlek ve hazinelerin götürülmesi değil, mimarların yaptıkları yapılar da kaidelerinden sökülerek götürülmüş: “Zeus Sunağı, Efes’teki Artemis Tapınağı ve Halikarnassos’taki Kral Mausolos’un mezarı.” Yerinden sökülerek götürülen bu yapıların asıl yerlerindeki kaideleri, bugün bir deprem bölgesi gibi bir görüntü kaydediyor; götürüldüğü yerde ise, bulunduğu yerin toprağından, ikliminden, zeytin ağacından soyutlanmış bir görüntü. Gottschlich ve Zaptçıoğlu, bu noktada önemli bir ayrıma dikkat çekiyor; her iki yerde de, eserlere ilişkin izlenimlerin aldatıcı olduğudur.
Kitabı soluk soluğa okutan taraf şurası: Bu antik eserlerin 19. yüzyılda kimler tarafından, nasıl ve ne türden belgelere dayanılarak götürüldüğünün irdelenmesi... Basit türden bir kaçakçılık değildir söz konusu olan, ilk arkeologlar ile diplomatlar söz konusudur.
Antik eserlere, ulusal prestij nesneleri ve gelir kaynağı olarak mı bakmak gerekiyor, yoksa insanlığın estetik ve kültürel gelişiminin kanıtı olarak mı? İlki söz konusu olduğunda, sözgelimi Yunan ve Bizans mirasını reddeden İslamcılık ile kendini antikçağın Yunan uygarlığının ardılı olarak gören Alman İmparatorluğu’nun bu iki uygarlığın kültürel mirasını kendi ülkesine taşıma bilinci, aynı madalyonda bir araya gelmektedir. Emperyal yayılmacılığa karşı bilinç, her türden kültürel ikiyüzlülüğün turnusol kâğıdıdır ve insanlığın gelişiminde, imgesel düşünüş biçiminden zihinsel düşünüş biçimine geçiş türünden bir değişimi temsil eder: Öz ırkçılığına dayalı edimlerin, evrenselleşerek elenmesi bilinci. Yukarıdaki ikinci seçenek, bu bilincin sonucudur. Çanakkale’deki Troya Müzesi, gerek mimari ve gerek düzenleniş bakımından ne denli etkileyici olduğu ölçüde, bu bakımdan bir zaferdir. Bu açık hava müzesini, yukarıdan aşağıya gezmeye, Troya Müzesi’nden başlamak gerekir. Sanırım bir yazımızı alır. Ama öncesinde, sıkı bir dedektif gibi kaleme alınmış ‘Kayzer’in Hazine Avcıları’nı okumak gerek.

Haberin Devamı

Antik hazine avcıları
Kayzer’in Hazine Avcıları
ALMAN ARKEOLOGLARIN
DOĞUYU YAĞMALAMASI
Jürgen Gottschlich, Dilek Zaptçıoğlu
Çeviren: Firuzan Gürbüz Gerholdt
Alfa Yayınları, 2023
304 sayfa.

BAKMADAN GEÇME!