Workinton: Üniversite öğrencileri yarınımız
Güncelleme Tarihi:
Workinton, günümüzde sayıları giderek artan Co Working – Paylaşımlı Çalışma Alanlarından birisi. Şirketin oluşumu ilk kurucularından olan Çiğdem Koyutürk’ün kendi ihtiyaçlarından yola çıkarak başlıyor. Cafelerde çalışmak için uğraşırken acaba cafe ofis gibi bir yer olsa diyerek dünyada örneği var mıdır diye araştırırken karşısına İspanyol firması olan Urban Station’lar çıkıyor. Sonrasında bir girişimci olarak Gökhan Beydoğan ile el ele vererek ilk cafe ofisi Urban Station markası altında franchise olarak Maslak’da açıyorlar. Daha sonra ağırlıklı Boğaziçi Üniversitesi mezunlarından oluşan arkadaş grubunu melek yatırımcı olarak yanlarına alıp ekibi ve lokasyonları genişletiyorlar. 2014 yılında boynuz kulağı geçer misali Urban Station’dan hızlı büyüyen şirket artık kendi adını Workinton olarak değiştirerek tamamen Türk girişimciliği olarak karşımıza çıkıyor. Bugüne bakıldığında profesyonel kadrosuyla birlikte dokuzu İstanbul’da olmak üzere bir İzmir ve iki de Ankara’da ofisleri olan 10.000 m2 alana yayılmış on iki şubeli bir yapı oluşmuş durumda. Workinton CEO’su Pınar Massena ile yaptığımız bu keyifli söyleşi sizin için sayfalarımızda.
Üç şehirde on iki şubeye ulaştınız. Peki, siz başlangıçta hedeflediğiniz noktaya göre neredesiniz?
Co-working dünyada bir sektör haline gelmiş durumda. Çığ gibi büyüyen bir alan. Her sene gerek lokasyonlar bazında gerekse üye sayısı bazında önemli bir artış ile büyümesini sürdürüyor. Deskmag’ın 2016 yılında yayınladığı raporlara göre Co-working alanlarının 2015 yılında 8700 olan lokasyon sayısının 2016 yılında 13.100 adete ulaşmış olması bekleniyor. Yine 2015 yılında 510.000 olan üye sayılarının ise 2016 yılında 835.000’e ulaşması bekleniyor. Workinton işlevsel olarak çalışanlara ve yeni iş kuranlara hizmet ederken aslında yapılara da değer katan bir çözüm ortağı konumunda. Özellikle ofislerin bulunduğu binalarda Workinton olarak uzmanlaşmış olmamızdan dolayı pek çok yeni yapıdan iş birliği teklifleri alıyor ve bunları değerlendiriyoruz. Workinton’un hedefleri uzun döneme yaydık. 2021 yılında geldiğimizde 100 şube sayısına erişmek istiyoruz. Öncelikle Türkiye’nin önemli büyükşehirlerinde olmak istiyoruz. 2017 yılında beş yeni şube açacağımızı şimdiden söyleyebiliyoruz. Yani hızlı bir büyüme trendimize devam edeceğiz.
Workinton’ı en çok kimler tercih ediliyor ve en çok hangi meslek grubundan çalışanlar geliyor?
Workinton’u bizler “İyi Çalışanlar Ülkesi” olarak adlandırıyoruz. Bu ülkenin ortalama yaşı 25 ila 45 arasında değişiyor. Ağırlıklı olarak üniversite mezunu, girişimci, kendi işini yapan ve kurumsal şirket çalışanlardan oluşan bir yapı var. Kadın-erkek nüfusumuz ise yüzde 50 – 50 denge gösteriyor. Workinton’u kendi işini yapanlar arasında en çok freelance çalışanlar, girişimciler, uluslararası kurumların temsilcileri, proje grupları ve startup’lar tercih ediyor. Startupların varlığı ile melek yatırımcıların da yakın olduğu alanlardır. Kurumsal şirketler de Workinton’un daimî kullanıcılarından denebilir. 500 büyük şirketin 350’si kurumsal abonemizdir. Bugüne dek 2000’den fazla küçük ve orta ölçekli kurum ile de çalışılmalarımız sürmektedir.
Workinton sadece iş için düşünülmüş değil, seminerler, paneller, sosyalleşme imkânı sunan etkinlikleri ile aslında çok daha fazlası. Bu anlamda üniversitelilere özel ne tür imkanlar sunuyorsunuz?
Üniversite öğrencilerini Workinton’un yarını olarak görüyoruz. Bu yüzden onların hayata hazırlanması için ücretsiz seminerlerimiz ile workshoplar yapıyoruz. Bir gün Faruk Eczacıbaşı’ndan iş dünyasının en değerli fikirlerini alırken, başka bir gün de başarısızlıktan başarı çıkaran yatırımcıları davet edip onlarla buluşturuyoruz. Workinton, üniversite öğrencilerinin bilgi, görgü ve deneyim elde edebilmesi için kaçırılmaması gereken bir sosyal yaşam alanı. Üniversitelere yakın bazı şubelerimizde onlardan gelen yoğun ilgi ve istek üzerine öğrencilere özel fiyatlandırmalar yaptık. Üniversite öğrencileri, Workinton’da büyük, küçük pek çok şirketin yöneticileri ile tanışabilmelerinin yanı sıra, yeni iş kuranlar ile iş fikirleri paylaşabilir, yeni fikir ve buluşlarını onlarla paylaşabilir, kariyerlerine yön verecek iletişimlerin temelini atabilirler.
Son dönemde üniversiteli gençlerin birçoğu hayatlarına kendi işlerinin patronu birer girişimci olarak devam etmek istiyorlar. Sizin onlara tavsiyeleriniz nelerdir?
Gençlere kesinlikle hayallerinin arkasından koşmaları gerektiği görüşündeyim. Gün artık bugün. İnternet gibi bir global iletişim ağının içerisinde bilgisayarın ekranından dünyanın öbür ucuna ulaşarak iş yapan birçok girişimci ile karşılaşıyoruz. Bugün baktığınızda ülkemizde de tüm dünyada da gençlerin ya da ruhu genç herkesin yenilikçi ve yaratıcı görüşlerinin desteklendiği, melek yatırımcılar, finansal yatırımcılar tarafından finansman sağlayabildikleri bir yeni ekosistem içerisindeyiz. Bundan özellikle gençlerin faydalanması gerektiğini düşünüyorum. İnandığımız ve tutku ile bağlandığımız her proje sabırla ve çok çalışma ile mutlak başarıya ulaşacak olduğuna inanıyorum. İnternet ile dünyanın bilgisi her an elimizin altında. Mutlaka en azından İngilizce okumak anlamak çok önemli diyorum. İyi gözlemlenip, ihtiyaç olarak ortaya çıkan her konuya getirilecek yenilikçi çözümlerin arkasından koşmak çok önemlidir. Tutku, sabır, inanç ve çok çalışma eşittir başarı…
Röportaj: Erkmen Özbıçakçı