Özlen Alpaslan: Bugünün hakkını verin

Güncelleme Tarihi:

Özlen Alpaslan: Bugünün hakkını verin
Oluşturulma Tarihi: Kasım 14, 2016 10:37

Bu hafta Kariyer sayfamızda İletişim, Pazarlama, Endüstriyel Tasarım ve Mimarlık’tan süzerek Marka İletişimciliği pozisyonunu damıtan Özlen Alpaslan’ı konuk ediyoruz. Kariyer yolculuğunu, planlarını ve hayallerini konuştuğumuz hoş bir sohbet oldu.

Haberin Devamı

Mimarlık ve endüstriyel tasarım okuyup İletişim ve Pazarlama sektöründe kariyer yaptınız. Çok alakasız sayılmaz tabii ama bölüm mezunlarının ilk tercihi sayılmaz. Nasıl gelişti bu seçimin hikayesi?

Bütün özellikleri ve kullanım şartları aynı olan, aynı verimde ve kalitede görülen iki ürün arasında müşterinin tercih yapmasını sağlayacak etmen olarak karşımıza tasarım ve marka iletişimi çıkar. Müşterilerin önce markaya sonra da ürünün tasarımına göre satın almaya karar verdikleri düşünülürse pazarlamanın en etkili aracı olarak endüstriyel tasarım gözümüze çarpacaktır. Tasarım eğitimi ile, hedef kitlenin daha henüz farkında bile olmadığı ihtiyaçlarını anlamayı, yeni pazar yaratmayı, kullanıcı algılarını yönetmeyi de öğrenirsiniz. Çünkü bir ürün tasarlarken, aslında o ürünün kullanılacağı hayatı hayal edersiniz. Bunun için sadece ürün tasarımı öğrenmek yeterli değildir. Aynı zamanda pazarlama, sosyal psikoloji ve ekonomi gibi disiplinlerle ilgili de bilgi sahibi olmanız gerekir ki bütün bunlar Endüstri Ürünleri Tasarımı eğitiminde yer alır. İş hayatına tasarımcı olarak başlayıp, marka iletişimi alanında devam etmem bu multidisipliner eğitim sayesinde oldu diyebilirim.

 

Haberin Devamı

İletişim ve Pazarlama sektörü çok geniş bir tanım aslında. Siz pozisyonunuzu nasıl tanımlıyorsunuz ve bu pozisyonda kariyer basamaklarını çıkmak için aranan özellikler neler?

Ben pozisyonumu “Marka İletişimcisi” olarak tanımlıyorum. Marka İletişimcisi, marka iletişimi ve pazarlama iletişiminin temel kavramlarını bilen ve bu kavramlar çerçevesinde oluşan teorik bilgiyi pratiğe dönüştürebilecek, kurum ve kuruluşların markalaşma sürecinin yönetilmesine yardımcı olan kişidir. Ben her zaman bu işin yürekten sevilmeden yapılamayacağını söylerim. Reklam, halkla ilişkiler, medya ilişkileri, sosyal medya, sponsorluk, araştırma, sosyal sorumluluk, kriz iletişimi gibi birçok alanda markaya yönelik topyekûn algıyı yönetiyor olmak belli bir uzmanlığı gerektiriyor. Bu da tabii çok çalışmakla ve kendinizi her zaman güncel tutmakla oluyor. Bunun tek yolu da işinize âşık olmak.

Haberin Devamı

Özlen Alpaslan: Bugünün hakkını verin

Bir kadının kariyerinde yükselmesi erkeklere göre daha zordur denir. Katılıyor musunuz bu görüşe? Siz ne tip zorluklarla karşılaştınız?

Kesinlikle katılmıyorum. İnsanları, kadın – erkek diye sınıflandırmanın bütüncül bir yaklaşıma ters olduğunu, pek çok problemin cinsiyet farkından ziyade toplumsal düşünce yapımızdan kaynaklandığını düşünüyorum. Kadınların güçlü önsezileri, sorumluluk duyguları, birçok işi bir arada yapabilmeleri, deyim yerindeyse “atom karınca” olabilmeleri, kolay iletişim kurabilmeleri ve sabırları iş yaşamında büyük avantaj olarak yer alıyor. Bu avantajları rekabet üstünlüğü için kullanan biri oldum ben.

 

Haberin Devamı

İletişim ve Pazarlama sektöründe kariyer yapmak isteyen birçok üniversiteli var. Onlara ne önerirsiniz?

Güncel olan her şeyi takip etmelerini, haber izlemelerini, dergi, kitap, gazete okumalarını, sadece kendi ülkelerinde değil, dünyada neler oluyor diye öğrenmeye çalışmalarını, kısacası bilgiye aç olmalarını öneririm. Kariyerlerinin ilk beş senesinde hiç para düşünmeden, çok eğitim veren, kendilerini geliştirebilecekleri sektör ve şirketleri seçsinler, böylece ilerde kendi işlerini yapabilirler. Para düşünmesinler. Para başarılarını engeller. Uzmanlaşsınlar, iş yapmaya eğilsinler, o işi öğrensinler.


Özlen Alpaslan: Bugünün hakkını verin

Haberin Devamı

Zorlu bir sektörde önemli bir pozisyondasınız. Ama birçok benzer kariyer hikayesine sahip insanın güneye yerleşmek benzeri hayalleri, planları vardır. Sizin gelecek için ne tip planlarınız var ve o klasik soruyu da sormazsak olmaz: 5 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?

Hayalim, güneye yerleşmeyi hayal edenlerin gerçekten yerleşmesi ve buraların gerçekten burada yaşamak isteyenlere kalması. Geleceğe dair içinde “mutsuzluk / kaçma / kurtulma” hissi olan hayallerim hiç olmadı. Hayatımın merkezinde işle birlikte beni mutlu eden ve dengede tutan hobilerim var. İlerleyen senelerde de her daim güçlü ve mutlu olabilmek için kendime bugün olduğu gibi zaman ayırabileceğim bir noktada olmayı hedefliyorum. Bugünün her anlamda hakkını vermenin, sizi tatmin edecek bir geleceğe taşıyacağına inanıyorum.

Röportaj: Erkmen Özbıçakçı

BAKMADAN GEÇME!