Koronavirüs nedeniyle iki aydan fazla bir süredir evden çıkamadık. Egzersizden yemek yapmaya, sanal müze gezmekten online eğitimlere kadar her şeyi evimizde yaptık. Haziran ile birlikte yeni normal dönemi başlamış oldu. Mevsimin de içimizi ısıttığı şu günlerde uzun süredir özlemini çektiğimiz sokaklara yavaş yavaş ve dikkatli bir şekilde adımımızı atmaya başladık. Peki hafta sonu için İstanbul'un neresinden keşfetmeye başlasak dediğinizi duyar gibiyim. İşte maskenizi takıp, sosyal mesafeye dikkat ederek yeniden keşfedeceğiniz üç tarihi semt ve dolu dolu aktivite önerilerim.
#Kuzguncukİtalya’nın kuzey batı köşesinde, Slovenya sınırındaki Trieste’nin alametifarikası sert esen poyrazı. Karst bölgesinin kalker tepelerinde bir zamanlar dinozorlar, Neandertal canlılar dolaşırmış. Altın Sal ile Altın Post’un peşinde yolculuk yapan Arganotlar’ın efsaneleri hâlâ anlatılıyor. Yenilik rüzgârının şehre taşıdıkları arasında bir başka ünlü isim yazar James Joyce. Yeni high-tech fotoğraf müzesi, marina yakınlarındaki hızla genişleyen eğlence bölgesi Portopiccolo, tarihi kiliseler, tablo gibi pizzalar, saraylardaki görkemli müzeler, klasik Avusturya kafeleri, sempatik balık restoranları… Tüm bunlar Trieste’de unutulmaz bir Adriyatik deneyimi yaşatıyor.
#Trieste