Zehra Vakfı susuyor

Güncelleme Tarihi:

Zehra Vakfı susuyor
Oluşturulma Tarihi: Ocak 25, 2000 00:00

Haberin Devamı

İzzettin Yıldırım'ın vakfı Kürt kökenli Nurculardan destek görüyordu

Zekeriya Özbek, Zehra Eğitim ve Kültür Vakfı'nın kurucusu ve yönetim kurulu Üyesi. Eskişehirli. 29 Aralık'ta kaçırılan Vakıf başkanı İzzettin Yıldırım'ın 22 yıllık arkadaşı. Özbek, Fatih'teki Kuriş Apartmanı'ndaki vakıfta, dualar mırıldanıyor. Tevekkül içinde, Yıldırım'la ilgili bir haber bekliyor. Sözcüklerle ifade etmese de çok büyük acı içinde.

Nurcu olarak bilinen Zehra Vakfı, 10 yıl önce kuruldu. ilkokuldan üniversiteye kadar yüzlerce öğrencinin eğitimini sağlıyor. Burs veriyor, barınmalarını sağlıyor. Vakıf, Kürt kökenli Nurculardan çok büyük bir destek görüyor. Zekeriya Özbek, bunun nedenini ‘‘Vakfın gayesi ve tutumu nedeniyle destek görüyor. Yüzlerce, binlerce insan İzzettin Yıldırım'ın şahsında, vakfın çalışmalarını beğenip takdir ediyor’’ şeklinde açıklıyor ve ‘‘Irki taassubu’’ reddediyor. Zekeriya Özbek'ten, Başkan İzzettin Yıldırım ve diğer vakıf üyelerinin kaçırılma nedenlerini, öğrenmeye çalıştık. Hizbullah'ın kaçırma nedenini bilmeseler-söylemeseler de, bu eylemin Nur cemaatinde büyük etki yarattığı, şaşkınlık ve endişeye yolaçtığı kesin. Belki bu iki nedenin kendisi, Yıldırım'ın kaçırılması

için yeterli sebepti.

Vakıf olarak siz de Nur talebesisiniz, Hizbullah da. Başkanınız İzzettin Yıldırım'ı kaçırarak neden vakfınıza karşı böyle bir tavır aldı?

- Bunu hiç kestiremiyorum. Neden böyle oldu? İzzetin Bey'in kaçırılmasından bu yana bu tür haberler geliyor. Bizim herhangi bir grupla sürtüşmemiz yok. Çünkü İzzettin Yıldırım'ın yapısında kişilerle görüşmek, ikna etmek vardır. Ölçüleri korumak şartıyla herkesle görüşmeye açık bir insan. Kimle görüşse hakkı hakikati tavsiye eder. Nasıl oldu, neden böyle tavır alındı, bilmiyoruz. Kimin yaptığı hala kesinleşmiş değil.

Hizbullah da Nur talebelerinin oluşturduğu bir örgüt değil mi? Aynı soyağacından değil misiniz?

- Hayır. Böyle bir şey yok. Aynı soyağacından değiliz.

İzzettin Yıldırım ile öldürülen Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu'nun geçmişte fikirdaşlıkları vardı, sonra yolları ayrıldı iddiaları var?

- Kesinlikle böyle bir şey yok. Bu iddialar yanlış. Yaşları bile uygun değil. Akran değiller.

UCUNDA ÖLÜM OLSA

Video kasetteki sorgulamasında verdiği cevaplar çok cesur. Hizbullah'ı eleştiriyor?

- Kasetten, gazetede bahsedildiği kadar bilgimiz var. O da kesinleşmiş bir şey değil. Çıkarılmış cesetler içinde İzzettin Bey yok.

Tavrı, diğer sorgulananlardan çok farklı. Çok cesur davranmış?

- Borçlu olduklarının listesini yazması, karakterine uygun. yanlış şeyleri böyle dile getiren bir insan. Hak aşığı, hakperest bir insandır. Kimle görüşürse görüşsün, ucunda ölüm de olsa hakkı dile getirir. Ölüm korkusuyla haktan taviz vermez.

Ailesi ne düşünüyor?

- Bekar. Kendini hakka adamış, bu yönde bir insan. Evlilik gibi, çoluk çocuk sahibi olmak gibi şahsi şeylerin de üstüne çıkan bir insandı.

Kaçırıldığı güne kadar haraç ya da tehdit için arandı mı?

- Ne kendisinden, ne arkadaşlarından duymadım. Böyle bir şeyle kesinlikle karşılaşmadık. Olsa, söylerdi. Yalnız başına, öğrencisiyle kalıyordu. Koruması yoktu.

Vakfınızın başka üyeleri de kaçırıldı?

- 27 Aralık Pazartesi günü, Şehit Avcı'nın bacanağı ve onun işyerinde çalışan Mehmet Kanlıbıçak, ‘‘İşgörüşmesi yapacağım’’ diye Anadolu yakasına geçiyor. O gittikten sonra Şehit Avcı'yı arıyor, haber veriyor. 29 Aralık sabahı İzzettin Yıldırım'ı arayıp kendisiyle görüşmek isteyenlerin olduğunu söylüyor. Yıldırım da ‘‘Görüşelim’’ diyor.

ZORLA GÖTÜRÜLDÜ

İş görüşmesi mi yapmayı kabul ediyor?

- Hayır. Ciddi başka bir mesele. İnançla ilgili olabilir. Bilmiyoruz.

Telefonun öbür ucundaki kim?

- Bilmiyoruz. Büyük ihtimalle Şehit Avcı. Çünkü o yakın arkadaşı. Vakıfla ilgilenen, gönül bağı olan bir arkadaş.

Şehit Avcı'nın şakağına bir namlu dayalıydı belki?

- Böyle bir ortam olmalı. Kredi kartlarıyla alışveriş yapıldığına göre zorla şifrelerini de almış olmalılar.

Başkanınız hala kayıp. Ne yapacaksınız?

- Vakıf aynı hizmetlerini, aynı şekilde, aynı kararlılıkla devam ettirme düşüncesinde. Yapabildiğimiz kadarıyla yapacağız. Karanlık oyunlara alet olmak istemiyoruz. Tüzüğümüzde belirtildiği doğrultuda çalışmak istiyoruz. İnanıyoruz ki kainatta egemen olan iyiliktir.

Diğer Nur cemaatlerinin tepkisi ne oldu?

- İlgileniyorlar. Olay netleşmediği için bekleme durumundalar. Dua ediyorlar.

El Ezher'den Zehra'ya

Vakfın adı, Kahire'de bulunan El Ezher Üniversitesi'nden ve Said-i Nursi'den ilhamla alınmış. El Ezher, İslam dünyasının Oxford'u, Sorbon'u olarak kabul ediliyor. Ezher, ‘‘Çiçekler’’ anlamına geliyor. Zehra da ‘‘Çiçek’’. Zekeriya Özbek, vakfın adıyla Said-i Nursi'nin geçmişteki girişimlerinin paralelliğini anlatıyor. ‘‘Şarktaki cehaleti, bazı durumları görüyor. Bunların tedavisi için Şarkta mektep ve medreseler açılması gerektiğini düşünüyor. İstanbul'a gidiyor. Abdülhamid'e bu isteğinin iletilmesi için başvuruyor.’’ Said-i Nursi'ye, bu teklifin görüşüleceği, baş hoca olarak atandığı ve bir maaş takdir edildiği söyleniyor. Said-i Nursi, bunu reddediyor. Bu kez, tıptan mühendisliğe, din bilimlerine kadar bütün bölümlerin olduğu okul teklifini Sultan Mehmed Reşad'a götürüyor.

Kabul ediliyor. 20 bin altın lira veriliyor. Van Gölü'nün kıyısında, Edremit'te bu üniversitenin temelini atıyor. Ancak 1. Dünya Savaşı çıkıyor. Gönüllü alay komutanı olarak savaşa katılıyor. Esir düşüyor. 1918'de Sovyetler'deki Kosturma kentinden firar ediyor. Sofya üzerinden İstanbul'a geliyor. İslami konulara, sorulara cevap arıyor. Cumhuriyet Ankarası'na gidiyor. Okul teklifini tekrarlıyor, olmuyor. 1924'te Van'a gidiyor. Bu idealini hayata geçiremeden ölüyor.

1990 yılında İzzettin Yıldırım tarafından Zehra Eğitim ve Kültür Vakfı kuruldu. Vakıf adını, Said-i Nursi'nin ‘‘Medreset'üz Zehra’’ projesinden aldı. İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir, Adana, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Iğdır, Kırıkkale'de şubeleri var. Vakfın, fakir öğrencilere burs verilmesinden muhtaçlara yardıma, sünnet organizasyonlarından kültürel faaliyetlere kadar bir dizi etkinliği bulunuyor. Vakfın geliri, bağışlara ve kiralara dayanıyor.

Nasıl kaçırıldı

Akşam 18.30 civarında iftarı yapmış, teraviye hazırlanmış. Yanında bir öğrenci var. Kapı hızlı bir şekilde çalınıyor. Öğrenci açıyor. İzzettin Yıldırım'la beş dakika kadar görüşüyorlar. Olaya şahit olan öğrenci, tartıştıklarını söyledi. İzzettin Yıldırım, gelenlerle gitmek üzereyken öğrenci soruyor,

‘‘Tanıyor musun bunları? Tanımadığın insanlarla gitme’’ diyor. İzzettin Yıldırım, gitmekten vazgeçiyor. ‘‘Kendisi gelsin’’ diyor. O kişiyle İzzettin Yıldırım'ı telefonla görüştürüyorlar. Ama kendi telefonlarıyla. Bunun üzerine, kendisini onlarla gitmek zorunda hissediyor.

İzzettin Yıldırım Nur talebesi

Yıldırım, 1946 doğumlu. Ağrı-Patnos'lu, Kürt kökenli. İlkokul öğreniminden sonra şark medreselerinde dini eğitim gördü. Askerliğini yaptıktan sonra Eskişehir'e yerleşti. 1990'da Zehra Eğitim ve Kültür Vakfını kurdu. 1993'te istanbul'a geldi. Nur talebesi oldu, Risale-i Nur terbiyesini aldı. Güneydoğu sorununun İslami esaslara dayalı yöntemlerin yanısıra, barışçı ve demokratik yöntemlerle çözülmesi, her türlü baskıcı anlayışın, yerini hoşgörü ve özgürlüğe bırakması gerektiğini savundu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!