Güncelleme Tarihi:
O yıllarda Kızılay yönetimindeki kemik iliği bankası TÜRKKÖK kurulmadığı için İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’ne giderek kan veren genç adamın bir kaç ay sonra telefonu çaldı. Dede, Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan, yüzünü hiç görmediği, adını ve hatta cinsiyetini hiç bilmediği biri ile kemik iliği dokusunun uyumlu olduğunu öğrendi ve hiç düşünmeden bağışçı oldu. Yüzünü bile görmediği, sadece 3 çocuk sahibi olduğunu bildiği kanser hastası için bir mesaj vermek isteyen Dede, gözleri dolarak "Sadece kendine iyi baksın" dedi.
"AĞLAMANIN BİR FAYDASI YOK" DİYEREK KÖK HÜCRE BAĞIŞÇISI OLDU
Sosyal medyada kemik iliği nakli bekleyen hastalara dair hikayeleri gören ve bunun üzerine bir şeyler yapmaya karar veren Medipol Mega Üniversitesi Hastanesi Patoloji Uzmanı Doç. Dr. İlknur Türkmen ise "Ağlamanın bir faydası yok. Bir şeyler yapmak gerekiyordu. Ben doktorum ama burada insan olarak varım" diyerek Medipol Mega Üniversitesi çalışanları ile kök hücre bağışı kampanyası başlattı. Kızılay kontrolünde TÜRKKÖK Kemik İliği Bankası ile birlikte düzenlenen organizasyon kapsamında birçok hastane çalışanı kan vererek kök hücre bağışçısı oldu.
ADINI BİLE BİLMEDİĞİ BİRİNE KEMİK İLİĞİNİ VERDİ "KENDİNE İYİ BAKSIN" DEDİ
2006 yılında kan vererek gönüllü olan ve hiç tanımadığı birine yeniden hayat vermek için kemik iliğini bağışlayan Saadettin Dede, bu kararı nasıl verdiğini ise şöyle anlattı: "Bağış yaptıktan 6 ay sonra telefonum çaldı. İliğimin birine uygun olduğunu ancak hala ilik vermek konusunda gönüllü olup olmadığımı sordular. Ben de ’Sonuna kadar getirmek için elimden geleni yapacağım’ dedim. Kime ilik verdiğimi bilmiyorum. Hayatı konusunda hiçbir şey bilmiyorum. Sadece 3 çocuk sahibi olduğunu biliyorum."
Bağışçı olmanın kendisine manevi bir haz verdiğini söyleyen 3 çocuk babası Saadettin Dede, "Zor günlerimde bazen bunu düşünüyorum ve kendi kendime ’Saadettin sen iyi bir şey yaptın’ diyorum ve kendi kendime mutlu olmaya çalışıyorum" dedi.
"HEKİMİM AMA BURADA İNSAN OLARAK BULUNUYORUM"
Medipol Mega Üniversitesi Hastanesi çalışanları arasında kök hücre bağışı kampanyası için girişimde bulunan Doç. Dr. İlknur Türkmen ise bu fikrin nasıl çıktığını şöyle anlattı: "1,5 yıl önce sosyal medya haberinden, kök hücre nakline ihtiyacı olan birilerinin hikayelerini okumuştum ve çok etkilenmiştim. 1 yıl önce de bağışçı oldum ve ’Ben acaba hastanemizde bir bağış kampanyası yapabilir miyiz?’ diye bir hayal kurmuştumÿve şu anda gerçek oluyor o hayal. Ben bir hekimim ama burada hekim kimliğimle bulunmuyorum. İyi olmak isteyen bir insan olarak burada bulunuyorum. Birçok çalışan ile birlikte kök hücre bağışçısı sayısını arttırmak için bir araya geldik. Umarım birilerine umut olabileceğiz."
"HİKAYELERİ OKUYUNCA AĞLIYORSUNUZ AMA BİR ÇARE OLMUYOR HAREKETE GEÇMEK LAZIM"
Hikayeleri okuyunca çok etkilendiğini de belirten Doç. Dr. Türkmen sözlerine şöyle devam etti: "Hikayeleri okuyunca tabii bir süre ağlıyorsunuz. Ama ağlamak bir şeye çare olmuyor. Ağlamayıp onlara umut olma şansımızın olduğunu fark ettim ben. Hekim olmama rağmen çok geç fark ettim bunu. Bunu anladıktan sonra da oturmak olmazdı, hareket etmek lazımdı çünkü kök hücrenin tek kaynağı insan. Bizler bağışçı olmazsak birçok insanı kemik iliği nakli beklerken kaybedebilecekler. Dolayısıyla sosyal medyada ya da haberlerde okuyup, ağlayıp geçmek değil de o insanlara umut olmak çok kıymetli bir şey."