‘Susurluk Davası’nda gerek görülürse Demirel de dinlenecek

Güncelleme Tarihi:

‘Susurluk Davası’nda gerek görülürse Demirel de dinlenecek
Oluşturulma Tarihi: Şubat 01, 2006 17:55

Sedat Edip Bucak, hakkındaki beraat hükmünü bozan Yargıtay kararı ardından ‘Susurluk Davası’ kapsamında yeniden yargılanmasına başlandı. Bucak’ın avukatları, 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar ile eski Genel Başkan Tansu Çiller ve bazı emekli üst düzey askerlerin duruşmada tanık olarak dinlenmesini istedi.

Yargıtay’ın Sedat Bucak hakkında verdiği beraatın bozulması yönündeki kararına uyan İstanbul 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Bucak katılmadı. Bucak'ın avukatları Süleyman Çınar Bacanlı ve Şevket Küçük, yargılamanın genişletilmesine yönelik talepleri olduğunu belirterek, mahkemeye dilekçe sundu.

Dilekçede, 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Tansu Çiller ve Mehmet Ağar ile birlikte emekli Albay Eşref Hatipoğlu, Genelkurmay eski Başkanı Doğan Güreş, emekli Albay Seral Saral, emekli Korgeneral Hasan Kundakçı ile Fatih Bucak’ın tanık olarak dinlenmesi istendi. Ayrıca ‘Captagon Patronu’ olarak tanınan, Gaziantep'teki yerel ‘Yaprak TV’nin eski sahibi Mehmet Ali Yaprak’ın kaçırılmasına ilişkin davanın kararının Adana Ağır Ceza Mahkemesi’nden, Ömer Lütfü Topal cinayetine ilişkin davanın kararının da Beyoğlu 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nden istenmesi talep edildi.

Savcı Orhan Erbay, CMK 210/1 maddesinde öngörülen, “Olayın delili, bir tanığın açıklamalarından ibaret ise, bu tanık duruşmada mutlaka dinlenir. Daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenmiş tutanağın veya yazılı bir açıklamanın okunması dinleme yerine geçemez” hükmü uyarınca Sedat Edip Bucak’ın amcasının oğlu olan Fatih Bucak’ın dinlenmesi hususunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Mahkeme, Yaprak ve Topal ile ilgili davaların kararlarının istetilmesine, tanıkların dinlenilmesine ilişkin taleplerin daha sonra değerlendirilmesine karar verdi. Dava, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
Bu arada Sedat Edip Bucak’ın kardeşi Ahmet Bucak ve yakınları ile Bucak aşiretinden çok sayıda kişi sabah saatlerinde İstanbul Adliyesi’ne geldi. Bu kişiler, duruşmayı takip ettikten sonra adliyeden ayrıldı.

DAVANIN GELİŞİMİ

Kapatılan İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığı, Susurluk’ta 3 kasım 1996 tarihinde yaşanan trafik kazası ardından dönemin DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Edip Bucak hakkında dava açtı. Davada Sedat Bucak’ın, TBMM’ce dokunulmazlığının kaldırılmasından sonra ‘gıyabi tutuklama kararıyla aranan Abdullah Çatlı’nın yerini bildiği halde yetkili mercilere haber vermeyerek saklamak’, ‘cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak’ ve ‘vahim nitelikte silah bulundurmak’ suçlarından 11- 20 yıl ağır hapsi istendi.

Hakkında açılan dava ‘Susurluk Davası’ ile birleştirilen Bucak’ın 18 Nisan 1999 tarihinde yeniden Şanlıurfa Milletvekili seçilmesi üzerine yargılaması, 3 Mayıs 1999 tarihinde durdurularak, dokunulmazlığının kaldırılması istemiyle dosyası yeniden TBMM’ye gönderildi. 3 Kasım 2002 seçimlerinde milletvekili seçilemeyen Bucak’ın dosyası, TCK’nın 313 ve 314'üncü maddelerinin DGM kapsamından çıkarılması nedeniyle İstanbul 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilirken, yargılama sonunda Bucak beraat etti. Yargıtay 8'inci Ceza Dairesi ise, DYP Şanlıurfa eski milletvekili Bucak hakkında Susurluk davası kapsamında ‘cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak’ suçlamasıyla verilen beraat kararını esastan bozmuştu. Yargıtay’ın Sedat Bucak’a Susurluk davasında verilen beraat kararını bozma gerekçesinde, sanıkların biraraya gelmesinin tesadüf olmadığı belirtilmişti.

Gerekçeli kararda, ‘Korkut Eken, İbrahim Şahin, Sami Hoştan ve Haluk Kırcı’nın Siverek’te sanık Sedat Bucak ve yakınları tarafından ağırlandıkları dosyadaki bilgi ve belgeler ile sabit olup, olağan yaşam koşulları içinde bir araya gelmeleri ve tanışmaları dahi olanaksız olan tüm bu kişiler ile sanık Bucak arasındaki ilişkiler ağının yasal zeminde gerçekleşip, resmi takım gerekçelerden kaynaklandığını, rastlantısal ve meşru olduğunu kabul etmek mümkün değildir” denilmişti.

Kararda, Sedat Bucak’ın, ‘cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak’ suçundan mahkum olan ve haklarındaki mahkumiyet kararları kesinleşen diğer sanıklar ile birlikte aynı teşekkül içinde yer aldığı ve konumu itibariyle yönetici durumunda bulunduğunun gözetilmesi gerektiği de vurgulanmıştı. İstanbul 2'inci Ağır Ceza Mahkemesi de geçen celse , Yargıtay’ın ilamına uyulması yönünde karar vermişti.

Hasan Kundakçı'nın ifadesi

‘SUSURLUK davası’ kapsamında yargılanan eski DYP milletvekili Sedat Bucak’ın, Abdullah Çatlı ile ilgili ‘devlet sırrı’ olarak mahkemeye sunduğu belgeler arasında bulunan fotoğrafta ki generallerden birinin dönemin Jandarma Asayiş Bölge Komutanı Hasan Kundakçı olabileceği öne sürüldü. Bu konuda görüşü sorulan Kundakçı, şöyle dedi:
“1993-95 yılları arasında Jandarma Asayiş Bölge Komutanı olarak görev yaptım. O dönem Sedat Bucak milletvekiliydi ve Şanlıurfa’da, Siverek’te PKK ile mücadele eden aşiretin reisiydi. Urfa’daki Mekanize Tugay’ın hareket kontrolü benim emrimdeydi. Sedat Bucak’ın hakkını teslim etmek lazım. PKK ile başarılı mücadele verdi. Şehit vermişsek veya karşı taraftan PKK’lı öldürülmüşse, bir araya gelip yemek yemiş olabiliriz. Abdullah Çatlı adını bilirim. Ama Mehmet Özbay’ı bilmem. Abdullah Çatlı’yı Asala terörüyle mücadelesindeki başarısından dolayı bilirim. Eğer yan yana gelmiş olsaydık, ‘Asala terörünü nasıl etkisiz hale getirdiniz?’ diye sorardım. O zamanlar ben, birçok insanla fotoğraf çektirdim. Korucularla da çektirdim, başkalarıyla da çektirdim.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!