Güncelleme Tarihi:
Ege Bölgesi'nde ocak ayının son günlerinden beri yoğun bir sismik aktivite yaşanıyor. Kandilli Rasathanesi, Santorini Adası’nın kuzey doğusunda; yaklaşık 2500 km2’lik alan içerisinde 31 Ocak 2025 tarihinde başlayan ve halen devam eden sismik aktivitelere dikkat çekti. 31 Ocak-04 Şubat tarihleri arası bölgede aletsel büyüklükleri 1.3≤M≤-5.1 aralığında değişen yaklaşık 650 depremin kaydedildiğini belirtti. Depremlerin ise en büyüğünün M 5.1 olup, 70 adet depremin büyüklüğü M≥ 4.0 üzerinde olduğu ve derinliklerinin çoğunlukla 10 km altı olduğu raporda belirtildi.
Kandilli Rasathanesi'nden yapılan değerlendirme şu şekilde:
Ege Denizi'nin güneyinde yer alan Hellenik Yayı, Afrika plakasının Avrasya plakasının altına dalması nedeniyle oluşan aktif bir dalma-batma zonudur. Bu tektonik süreç, Ege Volkanik Arkı'nı oluşturmuş ve özellikle Santorini ve Kolumbo gibi volkanların oluşmasına yol açmıştır. Santorini, tarih boyunca birçok büyük patlamaya sahne olmuş ve bazıları büyük tsunami olaylarını da tetiklemiştir. 1707-1711, 1866-1870 ve 2011-2012 yıllarında kaydedilen volkanik aktivite dönemleri, bölgenin sürekli bir jeodinamik hareketlilik içinde olduğunu göstermektedir. Kolumbo volkanı, Santorini’nin yaklaşık 7 km kuzeydoğusunda yer alan ve 1650 yılında büyük bir patlama gerçekleştiren aktif bir denizaltı volkanıdır. Son yüzyıldaki aktivitesi, bölgedeki sismik hareketlerle doğrudan ilişkilidir. Volkano-tektonik mikrodepremlerin (M<3) yoğun olarak Kolumbo ve Santorini’nin doğusunda oluştuğu gözlemlenmiştir.
Santorini-Ege Denizi Deprem Etkinliği (01-04 Şubat 2025)
1975-2024 yılları arası bölgenin son 50 yıllık deprem etkinliği:
Son elli yılda bölgede yaklaşık 2500 km2’lik alan içerisinde aletsel büyüklükleri M 1.2-5.3 aralığında değişen yaklaşık 492 adet deprem kaydedilmiştir.
Yıllara göre Deprem-Büyüklük Dağılımı (1975-2024)
TSUNAMİ TEHLİKESİ
Ege Denizi'nde bir süredir devam etmekte olan sismik aktivite, tsunami oluşumu açısından önemli riskler taşımaktadır. Depremler, özellikle deniz tabanında meydana geldiğinde, su kütlelerini yerinden oynatarak tsunamilere yol açabilmektedir. Ayrıca, aktif volkanik yapının sebep olduğu denizaltı heyelanları da tsunami oluşumunu tetikleyebilmektedir. MÖ 16. yy’da gerçekleştiği kabul edilen Ege Denizi’nde Santorini volkanının patlaması nedeni ile oluşan kaldera çökmesi tsunamiye yol açmış, oluşan dalgalar tüm Doğu Akdeniz’de etkisini hissettirmiştir. MÖ 496 ve MS 1949 yılları arasında 20 adet orta ölçekte deprem meydana gelmiş, bunlardan 1389, 1856, 1866, 1881 ve 1949 tarihli olanlar tsunami oluşturmuşlardır. 1956 yılında Güney Ege’de meydana gelen Amorgos depreminde Kilimli (Kalimnos) adasında 2.5m yüksekliğinde dalga, kıyıdan 1,5 km yatay mesafede su baskın alanı ve Ünye (İos), İncirli (Nisyros), Batnaz (Patnos), Papazlık (Tilos) ve Lipsi (Lipsos) adalarında ciddi maddi hasar gözlemlenmiştir. Tsunami dalgası Fethiye’de 1m’ye ulaşmış, su baskın mesafesi 250m olarak gözlemlenmiştir. Günümüzde, Santorini ve çevresinde gözlemlenen sismik aktivite, bölgedeki potansiyel tsunami riskinin devam ettiğini göstermektedir.
Hazırlanan raporda 30 Ekim 2020 tarihinde Ege Denizi’nde Sisam adasının kuzeyi ile Doğanbey-İzmir açıklarında gerçekleşen depreme de vurgu yapıldı. Deprem sonucu küçük çapta bir tsunami oluşurken Seferihisar'da bir kişi boğularak ölmüştü.
BÜYÜK YIKICI DEPREM POTANSİYELİNE SAHİP!
Santorini ve çevresindeki Hellenik Dalma-Batma Zonu, yoğun volkanik aktivite, deprem riski ve tektonik gerilmeler ile karakterize edilen karmaşık bir jeolojik bölgedir. Bölgede gözlemlenen sismik hareketlilik ve magma dinamikleri, geçmişte yaşanan büyük patlamalar ve depremlerle doğrudan ilişkilidir. Santorini-Amorgos fay hattı, büyük yıkıcı depremlere neden olabilecek potansiyele sahiptir. Kolumbo Denizaltı Volkanı ve Santorini’deki magma sistemleri, aktif hidrotermal süreçlerle desteklenmektedir ve yeni patlamalar için risk taşımaktadır.
Gelecekte, hem sismik hem de volkanik olayların gerçekleşme olasılığı yüksek olduğundan, bu bölge çok disiplinli bir izleme sistemi ile sürekli gözlemlenmelidir. Deprem ve volkanik tehlikelerin önceden tahmin edilebilmesi için daha fazla jeofizik, jeokimyasal ve jeodezik araştırmalara ihtiyaç vardır. Özellikle Kolumbo ve Santorini’de denizaltı volkanizması ve hidrotermal aktivitelerin yakından takip edilmesi, bölgedeki yerleşim alanları için kritik bir güvenlik önlemi olacaktır.
Tarihsel kayıtlar ve modern gözlemler, Santorini ve çevresindeki diğer aktif fay hatlarının ve/veya bölgede tetiklenebilecek bir heyelanın ile tsunami yaratma potansiyelini barındırdığını göstermektedir. Bölgedeki deprem aktivitesi ve deniz seviyesi değişiklikleri sürekli olarak izlenmektedir. Bölgede meydana gelebilecek deprem, heyelan vb. kaynaklarla tetiklenebilecek tsunamiye karşı gerekli önlemlerin alınması büyük önem taşımaktadır.