SETA'dan "Türk basınında dış habercilik" raporu

Güncelleme Tarihi:

SETAdan Türk basınında dış habercilik raporu
Oluşturulma Tarihi: Haziran 15, 2010 10:24

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı tarafından, Türkiye'deki basın yayın organlarında dış haberciliğe bakışın genel bir çerçevesini çizmek amacıyla aralarında gazeteci, akademisyen, stratejist, diplomat, televizyon yapımcısı, büyükelçilik basın danışmanlarının da bulunduğu 59 kişinin de görüşleri alınarak, "Türk Basınında Dış Habercilik" konulu bir rapor hazırlandı.

Haberin Devamı

Mücahit Küçükyılmaz ve Hakan Çopur tarafından kaleme alınan raporun ilk bölümünde, dış haberciler ve mesleki algı ilişkisi konu edilirken, dış habercilerin mesleki ve kişisel konumları, diğer muhabirlerin dış haber muhabirlerine bakış açıları, dış habercilikte yaşanan dönüşümler gibi konular ele alındı.

Raporun ikinci bölümü ise Türkiye'de dış haberciliğin genel durumuna odaklanırken, iletişimciler ile uluslararası ilişkilerciler arasındaki rekabet, köşe yazarı-editör-muhabir ilişkileri, eski diplomatların köşe yazarı olmaları gibi konularda muhataplara sorular yönelterek, cevap bulmaya çalışıldı.

SETA'nın raporunun üçüncü bölümünü Türk basının dış politika imgesi oluştururken, burada, basını etkileyen ideolojik ve politik çerçeveler, dış haberin oluşum safhaları, medyanın ulusal çıkar hassasiyeti ile iç politika-dış politika ilişkisi tartışıldı. Son bölümde ise Türk basınının dış politikaya bakış açısı Gürcistan-Rusya savaşı, Uygur olayları ve Nabucco anlaşması gibi günlük olaylar üzerinden gidilerek irdelendi.

Türk basınında dış haberlerin ele alınış biçimini de inceleme konusu eden raporda, dış haberciliğin genelde sermaye ilişkileri içindeki medya tarafından farklı görüldüğü, dış haberlerin genel olarak okunmadığı gerekçesiyle fazla görülmediği, haber yapılan konuların da magazinel boyutları ön plana çıkarılarak verildiği tespitinde bulunuldu.

"KAYNAKLAR BİRİNCİ ELDEN OLSUN, TERCÜME AZALSIN"

Daha nitelikli habercilik için de bir takım önerilerde bulunulan raporda, dış haberlerde kaynakların birinci elden olmasına ağırlık verilmesinin, Batılı kaynaklardan yapılan tercümelerin azaltılmasının, birikimli ve iyi yetişmiş kişilerin dış haberciliğe kazandırılmasının, haberde "her şeye Türk gözlüğüyle" bakmak yerine daha evrensel düşünülmesinin ve farklı toplumları anlamaya çalışılmasının, soğuk savaş sonrası ortaya çıkan durumu, Türk dış politikasındaki yeni tavrı iyi okumanın ve insan merkezli bir habercilik yaklaşımının sorunların çözümüne katkıda bulunacağı belirtildi.

Türk basınında derinlikli düşünce üretimi ve analitik bakışın yerleşmesi için dergiciliğin dış habercilikte güçlü bir şekilde yapılmasına da ihtiyaç olduğu vurgulandı.

"AA SERVİS YAPMASIN, BÜTÜN GAZETELER DÖKÜLÜR"

Türkiye'de dış haberin nasıl oluştuğu ile ilgili olarak raporda, katılımcılar tarafından dile getirilen ciddi analizler ve ilginç açıklamalar dikkati çekiyor.
Rapora genel olarak görüş belirten gazete ve televizyonların dış haberler müdürleri, Türk basınında dış haberlerin oluşma biçiminde temelde iki kaynaktan bahsederken, bunların ajanslar ve muhabirler olduğunu ifade etti.

Türk basının haber ihtiyacının, ulusal ajans düzeyinde AA, uluslararası ajanslardan da AP, AFP ve Reuters'ten büyük ölçüde karşılandığı belirtilen raporda, muhabir düzeyinde de Ankara'daki diplomasi muhabirlerinin Dışişleri Bakanlığı, büyükelçilikler ve diğer bakanlıklardan haber toplayarak, bunu karşılamaya çalıştığı kaydedildi.

Ajansa bağımlılıkla ilgili çarpıcı tespitlerde bulunan bir dış haber editörü, "Türk basını Batı medyasına ve Batılı kaynaklara çok fazla bağımlı. Hemen her alanda Batılı kaynakları kullanıyoruz ve bunun temel iki sebebi kaynak yetersizliği ve tembellik" diye konuşurken, son dönemde gazetelerin gittikçe "Bir tercüme bürosu gibi İngilizce kaynaklardan çeviri yaptığını" söyleyen bir diğer katılımcı, "Bakarsınız hep Reuters, AP filan. AFP'yi dahi fazla göremezsiniz. Zaten Arap basını veya İran basını vs. onları hiç söylemiyorum" diyerek, haber dilinde gittikçe tekelleşme yaşandığına işaret etti.
Araştırmaya katılan bir diğer haber müdürü ise Türk medyasının yakın çevresindeki ülke başkentlerinde bile büro bulundurmadığını ve haberi kaynağından alamadığını belirterek, "Bizdeki haberlerin çoğu uluslararası haberse AP veya Reuters kaynaklıdır; ulusal haberse AA kaynaklıdır" ifadesini kullandı.
Bir diğer haber müdürü ise ajans bağımlılığını, "O kadar ajans bağımlısıyız ki AA bir gün servis yapmasın bütün gazeteler dökülür. Özgün habercilik çok zayıf. Bağımsızlık Türk gazeteciliğinde yeterince gelişmemiştir" şeklinde özetledi.

TÜRK BASININ DIŞ POLİTİKAYA YAKLAŞIMI

SETA araştırmacıları Mücahit Küçükyılmaz ve Hakan Çopur, raporla amaçlarının Türk basının dış politika konusundaki genel yaklaşımını ve bu alanda yaptığı haberciliği çözümlemeyi amaçladıklarını belirtti.

Raporda, şunlar belirtildi:
"Araştırmanın özgün değeri, Türkiye'de dış habercilikle ilgili, daha önce elimizde olmayan betimsel bir çerçeve sunmasının yanı sıra bizzat alanda çalışan ve dış haberin oluşum sürecine katkıda bulunan kişilerin görüşünden hareketle ortaya çıkmış olmasından kaynaklanıyor. Mücahit Küçükyılmaz ve Hakan Çopur'un, Türk basınında dış politika haberciliği açısından önemli merkezler olan İstanbul, Ankara ve Washington'da toplam 59 gazeteci, diplomat ve akademisyenle yürüttüğü araştırma boyunca zaman zaman eleştirel bir yaklaşım öne çıksa da sonuçta sorunlu alanların tespiti ve çözüm önerileriyle konuya yapıcı bir perspektiften bakıldı. Umarız bu çalışma Türkiye'deki dış habercilik alanında betimsel bir çerçeve ortaya koyabilir. Ortaya attığı soru ve eleştirilerle verimli tartışmaların başlamasına ve her şeyden önemlisi Türkiye'deki gazetecilik ve habercilik standartlarının yükselmesine hizmet edebilir."

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!