Rasmussen'in açıklamasını uzmanlar hurriyet.com.tr için yorumladı

Güncelleme Tarihi:

Rasmussenin açıklamasını uzmanlar hurriyet.com.tr için yorumladı
Oluşturulma Tarihi: Haziran 26, 2012 16:41

NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Brüksel’de yapılan Kuzey Atlantik Konseyi toplantısının ardından yaptığı açıklamada Türk uçağının düşürülmesinin kabul edilemez olduğunu belirterek olayı kınadı.

Haberin Devamı

Rasmussen, “İttifakın güvenliği bölünmezdir” diyerek NATO’nun Türkiye’nin yanında olduğunu çok güçlü ifadelerle belirtirken, NATO üyesine yönelik saldırının tüm üyelere yapılmış kabul edilmesini öngören 5'inci maddenin gündeme gelmediğini söyledi.

 

 

Peki Rasmussen’in bu sözleri ne anlama geliyor? NATO, en yetkili ağızdan Türkiye ve Suriye’ye nasıl bir mesaj gönderiyor? Uzmanlar ve analistler, Rasmussen’in sözlerini hurriyet.com.tr için yorumladı:

 

Haberin Devamı

/images/100/0x0/55eb5641f018fbb8f8bac23f
Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi eski Başkanı, emekli Büyükelçi Murat Bilhan:

5’inci maddeye yakından baktıysanız hangi durumlarda uygulanacağı belli oluyor. 5’inci maddenin uygulanması NATO üyesi bir ülkenin tecavüze uğraması durumunda mümkün oluyor. Bu uçağın düşürülmesini böyle yorumlamak mümkün değil.

 

NATO’nun “Türkiye’nin yanında yer alıyoruz” açıklaması ise siyaseten bir açıklama. NATO’nun bir ülkeye siyaseten dayanışma göstermesi kayda geçen bir destek anlamına gelir. Uluslararası alanda bir dayanışma örneğidir, elinizi güçlendirir argümanlarınıza meşruiyet sağlar.

 

Suriye’nin algılama kapasitesini bilemiyorum fakat Şam’ın bu mesajdan şunu çıkarması lazım: Dünyanın en güçlü bloğu kendisine karşı ve bu blok ekonomik, sosyal, kültürel birçok alanda çok sayıda adım atabilir. Suriye’nin buradan alması gereken mesaj yalnızlaştığıdır.

 

Suriye’nin rejiminin Rusya gibi, İran gibi dostları var. Ama Suriye Batı bloğunu karşısına alınmış durumda. Ancak Türkiye’ye verilen maddi, fiziksel bir destek söz konusu değil. Bir moral desteği söz konusu.

 

Haberin Devamı

/images/100/0x0/55eb5641f018fbb8f8bac241
Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin:

NATO Antlaşması’nın 5’inci maddesi, çok açık bir şekilde “Bir müttefike yapılacak silahlı bir saldırının bütün NATO müttefiklerine yapılmış sayılacağını ve buna askeri güç de dahil olmak üzere topluca, işbirliği içinde karşılık verileceğini” belirtiyor. Yani Antlaşma’nın ruhunda ve lafzında “birimize saldırıyı, hepimize yapılmış sayarız, ona göre davranırız, bu böyle bilinsin…” felsefesi var. Bir NATO müttefikine saldıracak olan ülke, bütün NATO’yu karşısına almak riskiyle baş başa bırakılıyor, iki kez düşünmeye teşvik ediliyor. Caydırıcılık buradan geliyor. 

 

Haberin Devamı

Türkiye ile Suriye arasında meydana gelen uçak düşürme olayının işte bu 5’inci maddede öngörülen duruma çok uyduğu kanaatinde değilim. Evet, Suriye’nin davranışı açık bir saldırganlık, ancak Türkiye tarafından bir hava sahası ihlalini de içeren, Suriye karasularına çok yakın bir noktada meydana gelen bir hadise söz konusu. Eğer Suriye uçakları doğrudan Türk hava sahasından içeri girip saldırgan bir davranış sergilemiş olsaydı, burada 5’inci maddenin işletilmesi için geçerli bir dayanak olabilirdi.

 

Ayrıca, Antlaşma’nın 5’inci maddesi coğrafya olarak NATO müttefikine yapılacak saldırının “Kuzey Amerika ve Avrupa” bölgesinde meydana gelmesinden söz ediyor. Yanıt aramamız gereken soru şu: “Uçağın düşürüldüğü Doğu Akdeniz Avrupa toprağı mı?” Gerçi son on yıllarda NATO’nun alan dışı güvenlik (out of area) kavramı NATO bölgesinin artık çok geniş bir şekilde tefsir edilmesi yolunda bir evrimden geçtiyse de, yine de bu hadiseyi Antlaşma’daki Avrupa bölgesi bağlamına sokmakta zorluk var diye düşünüyorum.

 

Haberin Devamı

Buna karşılık Antlaşma’nın “”müttefiklerden biri güvenliğine dönük bir tehdit gördüğünde bütün müttefiklerin bu durumu birlikte istişare edeceklerini” belirten 4’üncü maddesi, bu krizde kolaylıkla uygulanabilir. Zaten Türkiye de NATO’ya başvurusunu bu madde çerçevesinde yaptı.NATO Genel Sekreteri Rasmussen’in açıklamalarını bu bağlamda değerlendirmek gerekir.

 

/images/100/0x0/55eb5641f018fbb8f8bac243
Radikal gazetesi Dış Haberler Şefi Fehim Taştekin:

NATO’nun toplantısı 4’üncü madde gereği danışma toplantısıydı ve 5’inci maddenin gündeme gelmeyeceği öngörülüyordu, nitekim öyle oldu. Müttefiklerin krizin NATO meselesi haline dönüştürülmesi konusunda isteksiz oldukları görülüyor. Nitekim toplantıdan olayın tekrarlanmaması ve gerilimin tırmanmaması temennisi çıktı. Yeni bir vakıa olduğunda yapılacak olan şey de yine bir danışma toplantısı olacak.

 

Haberin Devamı

NATO, Suriye’ye verilecek tepkiyi daha çok Türkiye’nin kendi inisiyatifine bıraktığı izlenimi veriyor. Başbakan Erdoğan’ın NATO toplantısına paralel olarak deklare ettiği yeni pozisyonun önceden müttefiklerle paylaşıldığını varsayıyoruz. Erdoğan’ın yeni angajman kuralları sınırda tehdit olarak algılanan Suriye unsurlarına karşı ‘önleyici müdahale’yi akla getiren bir yaklaşım içeriyor. Rasmussen’in “NATO'nun güvenliği ayrılmaz bir bütündür. Türkiye ile güçlü dayanışma içindeyiz” açıklaması da Türkiye’nin yeni pozisyonuna destek olarak yorumlanabilir. Ama bu, ittifakın NATO’nun krizin uluslararasılaşması konusunda isteksiz olduğu gerçeğini yok etmez.

 

Benzer bir yaklaşımı dün AB dışişleri bakanları toplantısında da gördük. AB de Suriye’yi kınayıp Türkiye’ye destek ifade ederken meselenin askerileşmesine karşı uyarıda bulundu. Hem AB hem NATO'nun Suriye'nin sadece Suriye'den ibaret olmadığı hakikatini dikkate alarak daha temkinli durduğunu söylemek mümkün.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!