Panter kadın aslan erkek buldu

Her şey Afrika'da başladı ve orada bitti. İsviçre doğumlu Jocelyn, varlıklı Wildenstein ailesinin mirasçısı Alec'i vahşi ve egzotik Afrika'da tanıdı. Üç buluşmadan sonra Alec evlenme teklif etti. Hayat uzun yıllar pespembeydi, ta ki 1997 yazına kadar. Jocelyn iki çocuğu ve hasta annesini görebilmek için özel jetiyle Kenya'daki çiftliklerine gitti. New York'un en zenginlerinden antikacı ve sanat koleksiyoncusu kocası Alec, Jocelyn'den boşanmak için harekete geçti. Bir yıldır süren boşanma davası New York sosyetesinin en çok konuştuğu konuların başında yer alıyor. Jocelyn ile evinde buluştuk. 52 yaşındaki kadın korkmuş, yalnız ve güvensiz görünüyordu. Evi iki odadan ibaret. Eski hanımefendi Jocelyn, artık çok sınırlı bir alanda yaşamını sürdürüyor. Wildenstein ailesi, eski gelinlerinin konuşmasını engellemek için onu göz hapsinde tutuyor, kapıya bir koruma dikmişler. İmajını değiştirmek amacıyla yaptırdığı sayısız estetik ameliyattan sonra yüzünün aldığı şekil nedeniyle Wildenstein'ın adı ‘‘panter’’e dönüştü. Kocası Alec Wildenstein'dan Nisan 1997'de ayrıldı, ancak o tarihten bu yana birbirlerine karşı amansız bir savaş yürütüyorlar. Jocelyn Wildenstein boşanmak için aylık 200 bin dolar nafaka istiyor. Jocelyn, boşanma davası sürerken, yalnızlığını boşanma avukatı Ken Godt'la gideriyor. Kentin en lüks lokantalarında avukatı ve sevgilisi Godt'la boy gösteren ‘‘panter kadın’’ Jocelyn'in genç adamın ‘‘aslan yelesi’’ne benzeyen saçlarına vurulduğu yorumları yapılıyor. Kocasının eski çevresinden uzakta iki köpeğiyle yaşayan Jocelyn, büyük gürültü koparması beklenen anılarını yazıyor...

New York'taki eviniz pahalı bir ev, ama siz iki odaya hapsedilmiş gibisiniz?

- Evet, oturma odası ve yatak odası var. Boşanma 18 Nisan 1997'de başladı. Dört ay sonra Alec, 2 Eylül 1997'de New York'ta tabanca ile beni bekliyordu.

Korkmuş muydunuz?

- Hayır, iki koruma görevlim vardı, yani yalnız değildim. Avukat her ihtimale karşı uyardığından koruma görevlilerim eşlik etti.

Neden boşanmak istediniz? Alec'le aşkınız bitti mi?

- Hayır, zannedersem o bir başkasına aşık oldu. Başlangıçta bana nasıl söyleyeceğini bilemedi. Belki de kapıyı açan ben oldum, çünkü annemin rahatsızlığı nedeniyle birbirimizden ayrı kaldık. Sabırlı olmamı istedi, sonra biraz özgürlüğe ihtiyacı olduğunu söyledi, ancak beni aldattığını farkettim. Herşey yalandı. Bir avukata danıştım, Alec beni yine reddetti. Dört ay bekledim, hiçbir yanıt gelmedi.

VE AYRILIK

Daha sonra Afrika'ya mı gittiniz?

- Evet, Afrika'ya gittim, çocuklarım oradaydı. Daha sonra avukatım aradı ve Alec'in New York'taki boşanma davasını durdurmaya ve İsviçre'de yeni bir dava açmaya çalıştığını bildirdi.

Afrika'ya gittiğinizde herhangi bir aksaklık olacağı aklınıza gelmiş miydi?

- Evet çünkü ayrıldığım gün asistanımı yanıma almama izin verilmedi ve kredi kartım çalışmıyordu.

Yine de yola çıktınız?

- Evet, özel uçağım hazırdı ve binmezsem ertesi gün orada olamazdım.

Aslında herşey gitmeniz için mi planlanmıştı?

- Evet, Afrika'da da tatil zamanıydı. Çocuklarım ve annem beni bekliyordu. Ben Afrika'dayken arkamdan işler çevirdi ve İsviçre'de dava açtı.

Sonra New York'a döndünüz?

- Evet. O, dönmemi istemedi, ama burası benim evim. Telefonla sekreterimi aradım ve planlar yaptım.

LİMUZİNLE DOLAŞIYOR

Peki ya çocuklarınız?

- Zor. Hep birlikte zaman geçirirdik. Ve herşey gitti.

Kızınızla konuşuyor musunuz?

- Evet, ana kız gibiyiz.

Ya oğlunuz?

- Oğlum daha zor. Oğlum 18, kızım 19 yaşında. 4 Ekim 1997'den beri oğlumla konuşmadım. Paris'te yaşıyor. Limuzinlerle geziyor ve modellerle çıkıyor. Büyükbabasının talimatı şöyle: Ya muhteşem bir hayat ya da annen.

Alec Wildenstein'a ne zaman rastladınız?

- Afrika'da aslan avında karşılaştık. Ortak tutkumuz Afrika'ydı.

Şimdiki durumunuzu anlatır mısınız?

Her şeye alışıyorsun. Herşeyi kontrol ediyorlar, adım, adım kabulleniyorsun. New York'a birkaç bavulla geldim ve sahip olduğum hepsi bu işte.

Biz de buraya gelirken saklanmak zorunda kaldık. Hiçbir mahremiyetiniz yok mu?

- Hayır, hiçbir mahremiyetim yok. Eve arkadaş getirmeme izin yok.

Bulvar gazeteleri yazmıştı. Kocanız, yemek pişiremediğinizi söylemişti.

- Bu mutfakta mümkün değil. Ocak yok, küçük bir buzdolabı var. Mutfak değil burası. Esas mutfakta 4 görevli dolanıyor.

Sizin için yemek pişirmelerine izin verilmiyor.

- Hayır, sadece köpekler için var görevliler. Köpekler besleniyor ve tam tıbbi bakım görüyor.

Bulvar gazeteleri ve kocanız, çok sayıda estetik operasyon geçirdiğinizi söylüyor.

- Eski bir hikaye. Kocam herşey söylüyor. İmajımı yok etmek için estetik operasyonunu kullanıyor. Burnum, yanaklarım, saçım, gözlerim aynı. Üç yaşımdan bugüne kadar tüm fotoğraflarımı gösterebilirim. Çok fazla estetik ameliyat ne demek? Bir tek lifting mi? Bunun hakkında konuşmak istemiyorum.

Yeniden evlenecek misiniz?

- Henüz boşanmadım. Hiçbir fikrim yok. Bunu düşünmüyorum. Çok aktif bir kadınım ve belli aktivitelere devam edeceğim. Boşanmak herşeyden elinizi eteğinizi çekmenizi, iradenizin sıfırlanmasını getirmemeli. Bir erkek arkadaşım var. Zaman alacak.

Altın

iplikli elbise

Kocanız haziran ayından bu yana size hiçbir ödeme yapmadı. Peki köpekler için para veriyor mu?

- Evet. Bana hiçbir şey verilmiyor. Herşeyi paketleyip götürdüler.

350 bin dolar değerinde bir elbiseniz varmış.

- Evet. Altın iplikle dikilmişti. Hala böyle bir elbisem var.

Bu paraya Manhattan'da bir daire alınabilir.

- Ama tepeden tırnağa altın!

Her ay yüklü bir nafaka almanız gerekiyor, fakat kocanız haziran ayından bu yana ödeme yapmıyor.

- Evet, ayda 160 bin dolar. Yedi ay hiçbir maddi destek almadan yaşadım. Kimin karısı olursan ol, insanlar nasıl sağ kalabiliyorlar bilmiyorum. Bin dolarınız ya da 100 bin dolarınız olmuş, hiçbir şey değişmiyor. İlkedir.

Amerikalı milyarder sanat koleksiyoncusu Alec Wildenstein'dan boşanmak üzere olan Jocelyn, kocasından ayda 200 bin dolar nafaka istiyor. New York'ta dedikodu gazeteleri bu boşanma hikayesini en ince ayrıntısına kadar takip ederken, ‘‘panter’’ lakaplı Jocelyn, genç avukatıyla aşk yaşıyor. Panter kadının evliliğini anlatacağı kitabı ise merakla bekleniyor.