Medyadan: Muhtelif alıntı

Güncelleme Tarihi:

Medyadan: Muhtelif alıntı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 19, 2004 20:47

Bilin bakalım bu sözler kime ait – Bu asgarî ücreti kim belirliyor, Allah aşkına – Örneğe bak, süngüye davran – Bekleme Odası deyince halkımız ne anladı dersiniz – Mehmet Barlas şakayla karışık geğirme sesi önerdi – Zihni Sinir’le yetişmiş nesillerden de bu beklenirdi – Tansiyonu sıfırın altına düşmek – Mart kedisi misali, hem becerip hem bağıranlar – AB konusunda Viagra’dan bahsetmesek Osman Abi... vs alıntılar

Haberin Devamı

Öyle iki satırla geçiştirilecek bir hadise değildi aslında, ama elim varmadı yazmaya. Ancak gönlüm - haftanın alıntılarını derlerken - görmezden gelmeyi de elvermedi. Bir trajediydi. Çaresiz, yalnız, düşmüş, teslim olmuş bir insanın yakarışlarıydı. Ölümü acıya tercih edişiydi. Sanki canlı yayında seyrettik, dehşetti! Tabii ki, G-Mall yangını gibi gazetelere manşet olmayı, dörder beşer sayfayı hakkedecek kadar ‘ünlü’ değildi ölen, ama yine de Türkiye’yi çok üzdü. Müflis sinemacı, hayatını kazanamadığı Yeşilçam’da bir film şirketinde yatıp kalkıyordu. İtfaiye yetişemeyince... alevlere dalıp ölüme gitti. Gözümüzün önünde! (YANDA)

Haberin Devamı

 

*

 

BİLİN BAKALIM...

 

Bana işadamları geldiler, ‘Para vermezseniz ölürüz’ dediler. ‘Ölün de görelim’ dedim. Ölen filan yok...”

 

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan

 

Gözcü, 13 Aralık

 


*

 

HAYDAAA!

 

Zana ve arkadaşları yargı önüne çıkarılsın!”

 

Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün

 

Ticaret Odası Başkanı’nın ne üstüne vazifedir Allah aşkınıza?

 

Gözcü, 13 Aralık

 

(Eski bir haber hatırlıyorum, buna benzer: Türkiye Kamu-Sen ve bağlı sendikalar, Cuma namazının ardından tüm Türkiye’de, ABD askerlerince Felluce’de katledilen Müslümanlar için gıyabi cenaze namazı kıldı.)

 

 

Haberin Devamı

*

 

BU ASGARİ ÜCRETİ KİM BELİRLİYOR?

 

Aynı Kamu-Sen, Kasım’da 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırını 1.746.000.000 TL olarak belirledi. Çalışan tek kişinin açlık sınırı ise 635.000.000 TL

 

Gözcü, 13 Aralık

 

Serdar’ın hatırlatması: 4857 sayılı İş Kanununun 39. maddesi gereğince 23.06.2004 tarihinde asgari ücret komisyonu toplanmış, 01.07.2004 - 31.12.2004 tarihleri arasında geçerli olacak asgari ücretin;

       -16 yaşından büyükler için brüt 444.150.000.-TLnet 318.233.475.-TL,

       -16 yaşından küçükler için brüt 378.000.000.-TLnet 270.837.000.-TL olarak uygulanmasını kararlaştırılmıştır.


*

 

ÖRNEĞE BAK, SÜNGÜYE DAVRAN

 

Ben, Türkiye’de en çok oy almış 5’inci partinin genel başkanı olarak topluma örnek olmak yükümlülüğünün bilincinde olan bir insanım.”

Haberin Devamı

 

Bir gece gözaltında tutulup ertesi gün apar topar salıverilen Cem Uzan’ın, savcılıktaki ifadesinden...

 

Sabah, 15 Aralık

 

 

*

 

BEKLEME ODASI’NDAN OKUR NE ANLADI

 

O sabah bir toplantım vardı, bir arkadaşımla takside gidiyoruz. Elimdeki Hürriyet’e bir göz attım. Sürmanşeti AB’den bahsediyordu: BEKLEME ODASINDA SON 2 GÜN.

 

Arkadaşım sordu, “Bu ‘Bekleme Odası’ benzetmesi kimin aklına geldi. Tarık Zafer Tunaya’dan mı (*) esinlendiniz?” deyince, taksi şoförü mevzuya daldı:

 

- Ne Tarık’ı abi, Armağan’dı onun adı.
- Armağan kim?
- Popstar’ın jürisindeki o tip vardı ya...
- Popstar’la ne ilgisi var konumuzun, anlamadım?

- Bekleme Odası vardı ya abi Popstar’da, onun için Bekleme Odası diyorlar...

Gazetecilik zor zanaat. Sen, bütün entelektüel birikimini kullanıp, Tarık Zafer Tunaya’nın “Medeniyetin bekleme odası” benzetmesine binaen bir şıklık yapar, BEKLEME ODASI diye başlık atarsın, okurun POPSTAR YARIŞMASI’NIN BEKLEME ODASI’nı hatırlar...

Zordur aydın olmak, zooor!

Haberin Devamı


Hürriyet, 15 Aralık


*

 

ZİHNİ SİNİR NESLİ...

 

California Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olan 4 Türk “Sinirin sırrını” çözmüş.

Şaşmamak gerek. Sinir konusunu bizden iyi kim bilebilir...

 

Hürriyet, 15 Aralık

 

 

*

 

MEHMET BARLAS’IN ŞAKA’SINDAN...

 

Televizyonda yayınlanan "Körpe Sucuk" reklamındaki sevişmeye benzeyen sesler izleyicileri rahatsız etmiş. RTÜK'e yapılan şikayetlerde "Ahlak dışı bir reklam" veya "Zannetmiyorum ki Türk örf ve adetlerine uygun bir reklam olsun" şeklinde ihbarlar varmış... Türk örf ve adetlerine uygun sucuk reklamında, acaba geğirme sesi daha mı uygun olurdu?

 

 

*

 

ÇOK SEVİMLİ BİR HATAYDI...

 

Mesut Yılmaz’ın apar topar hastaneye kaldırıldığı haberi, o telaşla, Hürriyetim’de şöyle çıktı:

Haberin Devamı

 

Mesut yılmaz ölümden döndü

 

Eski başbakanlardan Mesut Yılmaz, dişçide lokal anestezi için yapılan ‘Jetocain’ iğnesinden sonra ölümün eşiğinden döndü.

 

İğneye alerjik reaksiyon veren Yılmaz, tansiyonu sıfırın altına düşünce fenalaştı...

 

Cem (Erkun) Hürriyetim yazı işlerini uyarınken, beni de uyandırdı, ben de bu sevimli hayatı yakaladım...

 

Hürriyetim, 16 Aralık

 


*

 

MART KEDİSİ MİSALİ, HEM BECERİP HEM BAĞIRMAK

 

17 Aralık zirvesine birkaç gün kala Herald Tribune ve Le Monde gazetelerinde yayımlanan ve Brüksel’e gidecek Türk heyetini sırtından bıçaklamayı amaçlayan Leyla Zana ve benzerlerinin imzasını taşıyan “Kürtler ne istiyor?” başlıklı ilanı, Birgün nasıl haber yaptı, hatırlamıyorum. Herhalde desteklemişlerdir.

 

Ama, bu ilan yüzünden Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açtığı (bence anlamsız ama hukuk neyi emreder bilemem) soruşturmayı bakın Birgün hangi başlıkla verdi:

 

Sabotaj gibi soruşturma

 

Hangisi “daha sabotaj” dersiniz?

 

Birgün, 17 Aralık

 


*

 

SABAH GAZETESİ GAZA GELMİŞTİ

 

17 Aralık günü, birinci sayfasında bir foto montaj yer alıyordu Sabah’ta: Avrupa Konseyi kürsüsünde konuşan Mustafa Kemal!

Manşet: EFENDİLER, biz 81 yıl önce söyleyeceğimizi söyledik. Çağdaşlaşma yolunda ne yaptıysak kendimiz için yaptık. Bundan sonra da doğru bildiğimiz yolda ilerleyeceğiz. Sabah

 

Atatürk’ün resminin altında da iki tarih: 29 Ekim 1923 – 17 Aralık 2004

Dedim ya, Sabah gaza gelmiş. Hıncal Uluç alkışladı bu manşeti, “İşte Sabah” dedi... ama tarih gösterecek bakalım, 17 Aralık 2004, Cumhuriyet’in kuruluşu kadar önemli bir tarih ve büyük bir başarı mıdır! İnşallah!

 

Sabah, 17 Aralık

 


*

 

Şok’taki haber “DEMOKRASİ SAĞLIĞA FAYDALI” diyordu.

 

İspanya’da bir üniversitenin yaptığı araştırmaya göre, demokratik bir ülkede yaşayanların sağlık durumu, baskı rejimleri altındakilerden daha iyiymiş.

Acaba... kalkınmış, zengin ülkeler demokrasiyle yönetildiği için olmasın bu fark? Yani sağlık sebebi demokrasi değil de, ülkelerin zenginliği olmasın sakın?

(Not: bu haberin hemen yanında, bir diğeri de diyordu ki, “Paran kadar sağlık hizmeti: Sağlık hizmetlerini birleştiren Genel Sağlık Sigortası yenilikler içeriyor. Sigortalı ne kadar prim öderse, o kadar hizmet alacak. CQFD)

 

Şok, 18 Aralık

 


*

 

RESMİ GAZETELER

 

“Taraftar” gazeteler AB coşkusunu biraz abarttı.

 

Abartanların başında yukarıda söylediğim gibi Sabah geliyordu.

 

18 Aralık’ta manşeti “AVRUPA İHTİLALİ” diyordu, “... DÜN ANADOLU İLE İSTANBUL’U, BUGÜN BATI İLE DOĞU’YU BULUŞTURAN TAYYİP ERDOĞAN’IN HAKKINI TESLİM EDEREK...” İçeride ise başlık “BUNDAN İYİSİ...”

 

Star da fena değildi hani, 18 Aralık’taki manşeti: 70 milyon coşku – Erdoğan’ın çektiği şut yine gol oldu... Hem de Şampiyonlar Ligi’nde... AB’nin yeni yıldızı TÜRKİYE

 

Sabah ve Star, 18 Aralık


*

 

BENCE BU KONUYU AÇMAYALIM...

 

Osman Ulagay “TÜRKİYE, AB’NİN VİAGRA’SI OLACAK” demiş, Mehmet Ali Birand “Böylesine harika bir benzetmeye hiç rastlamadım” diye alkışlıyordu.

 

Daha şimdiden, Almanya’nın ardından en büyük (bu arada en işsiz, en az eğitimli, en geçmen ve en talancı) nüfusu oluşturuyoruz, 2015-2020’lere doğru Allah’ın izni, Peygamber’in kavli ve belimizin kuvvetiyle birinci olacağız...

 

Zaten adamlar en çok “BU TARAFIMIZDAN” endişe duyuyorlar, Viagra gibi benzetmelerden uzak dursak derim, Osman Abi... J

 

Posta, 18 Aralık

 


*

 

HEY GİBİ NÂZIM, NE YEMEKLERE SOS OLUYORSUN

 

Milliyet de gaza gelmiş, 18 Aralık’ta BİZ DE VARIZ diyen (kapıdan kovsan pencereden giriyoruz evelallah!) manşetini, Nâzım Hikmet’in bir beyitiyle süslemişti:

 

GÜZEL GÜNLER GÖRECEĞİZ ÇOCUKLAR

GÜNEŞLİ GÜNLER GÖRECEĞİZ...

 

Hey gidi koca Nâzım hey...

 

Sen sosyalizmin ve komünizmin yakın olduğunu müjdelemek için otur, bu güzel şiiri yaz... biz de tekelci liberal kapitalizme çıpalandık diye sevinçten kullanalım! J

 

Milliyet, 18 Aralık

 


*

 

BRÜKSEL’DEKİ AB ZİRVESİYLE İLGİLİ...

 

17 Aralık Cuma: Dünya Milliyet’ten okudu

18 Aralık Cumartesi : Zirveye MİLLİYET damgasını vurdu

 

Milliyet, 17-18 Aralık

 


*

 

KAVŞAĞI BIRAK KÖŞE VAR MI KÖŞE?

 

Başbakan, Melih Gökçek’in tahsis ettiği otobüsün üstünden, Melih Gökçek’in topladığı kalabalığa hitap ederken “Yol zorlu, ama kavşağı döndük” demiş.

 

Sayın Başbakanım, hitap ettiğiniz halkı “kavşağı dönmek” değil sadece “köşeyi dönmek” ilgilendiriyor, bilesiniz!

 

Takvim, 19 Aralık

 

 

*

 

ZATEN UYGULANAMIYORDU Kİ...

 

Anadolu Liseleri’nde İngilizce eğitimden vazgeçilmesine kızanlar oldu. Bence Milli Eğitim haklı. Sanki çocuklara Türkçe eğitim verebildik de, haçan, sıra İngilizce’ye geldi.

 

Gazeteler, 19 Aralık

 


*

 

KOMİK

 

BBP Genel Başkan Yardımcısı çıkardı bu dedikoduyu. Bir gazeteye yaptığı açıklamada “2 bin İsrailli kadın, Şanlıurfa’daki İtalyan hastanesinde çocuk doğurdu.”

 

İsrail, daha doğrusu Yahudiler (BBP’linin aklının arkasındaki odur) bu yolla Harran bölgesini ele geçireceklermiş. Doğurmak üzere olan İsrailli kadınları uçaklarla getirip, Urfa’daki İtalyan Hastanesi’nde gizlice doğurtuyorlarmış.

 

İş, TBMM’de soru önergesine kadar vardı.

 

Sonunda yetkililer açıkladı: Doğuma gelen yabancı yok, zaten burada İtalyan Hastanesi de yok!

 

Vatan, 19 Aralık

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!