“ANNENE SOR, BUSH'U..." />“ANNENE SOR, BUSH'U..." />

MEDYADAN – Muhtelif…

Güncelleme Tarihi:

MEDYADAN – Muhtelif…
Oluşturulma Tarihi: Haziran 26, 2006 02:11

Haberin Devamı

/images/100/0x0/55ea3572f018fbb8f87177dd
ANNENE SOR, BUSH'U PROTESTO ET! Viyana Eyalet Eğitim Bakanlığı, ülkeyi ziyaret eden ABD Başkanı George Bush'u protesto edecek öğrencilerin ailelerinden izin almalarını istedi. Öğrenciler, protesto günü okuldan da izinli sayıldı..." www.acikgazete.com adresindeki AÇIK GAZETE'dendi... (Yanda)

 

*

 

AKP İŞTE ŞİMDİ BİTTİ

 

Hürriyet yazarı Cüneyt Ülsever ‘AKP’den kopmuş’muş meğer, ‘Neden koptum’ diye bizlere anlattı pazar günü. (Hürriyet, 18 nisan)

Haberin Devamı

 

İşte bugün AKP’nin bittiği gündür!

 

Cüneyt Ülsever de ‘koptu’ ise eğer (asıl nasıl ‘yapıştığını’ anlatsa bize, daha eğlenceli olurdu!) iktidar partisi artık iflâh olmaz! J

 

*

 

SAKIN…

 

Spot: İstanbul Sarıgazi’nin AKP’li Belediye Başkanı, hakkında yolsuzluk raporları hazırlayan denetçiyi yardımcısı yaptı. Gerekçe: Gel de yolsuzluğu sen bitir!

 

Manşet: ‘Kolaysa ben önle’ terfisi

 

Sakın… ‘Hakkımda kötü rapor yazma rüşveti’ olmasın bu tayin sakın?

 

Akşam, 19 haziran

 

*

 

GÜNÜN SORUSU BAŞLIĞI ALTINDA SORUYORDU MUSTAFA MUTLU:

 

“AKP iktidara gelmeden önce, "Bunlar hükümet falan kuramaz" diyen, Erdoğan hakkında en sert yazıları yazan ama AKP'nin seçimlerden zaferle çıkmasının ardından Başbakan'ın ve bakanların yanından ayrılmayan, daha da ötesi adeta hükümet sözcülüğüne soyunan bir kalem erbabı; bugünlerde yeniden AKP karşıtı yazılar yazmaya başladı!”

Haberin Devamı


“Ne dersiniz; acaba bu ‘rüzgâr gülü’, havanın döndüğünü mü haber veriyor?”

 

Mustafa Mutlu bilir ama ben defalarca yazdığım o meşhur Fransız özdeyişini bir kere daha tekrarlayayım:

 

Rüzgârgülü dönmez, rüzgârın yönü değişir! J

 

Vatan, 19 haziran

 

*

 

HÜRRİYET NİYE TÜRKÇE YAYIMLANMIYOR?

 

Hürriyet’in haber başlığı: Kıtasal NARO

 

NARO’yu anladık. Hani duvarlara yazıyor gençler Nuri Alço Revival Organization’ın kısaltması. ABD’de sokaklara garip bir slogan yazılıyormuş, faili de meali de meçhul.

 

Haber güzel de ‘KITASAL’ ne demek? Türkçe’de böyle bir kelime yok... ‘Continental’in tercümesi mi bu, nedir? Hürriyet’in kelime uydurma yetkisi de mi var?

 

Bir sonraki sayfa, ‘Erkekler eşlerini kiralık veriyor’ diyen, kaynağı belli olmayan ama muhtemelen bir dergiden arak bir haber.

Haberin Devamı

 

“... anne ve babasının, damadın ailesine yüklü bir drahoma yani çeyiz vermesi gerekiyor” diyor haber. Hindistan’da drahoma olmaz, drahoma Yahudi ve Hıristiyan âdetidir. ‘Yüklü bir çeyiz’ de denmez, çeyiz para değildir, maldır. Türkçe’de ‘başlık (parası) vermek’ diye bir laf vardır, duyan olmamış mı?

 

İki satır ötede ‘Ülkenin bazı yerlerinde kız erkek paritesi 100’e karşı 70’e kadar düştü’. Demek ki paritenin ‘iki ülke parasının karşılıklı değeri’ anlamına geldiğini de bilmiyorlar...

 

Neyse, bu haberleri okumamakta fayda var...

 

Hürriyet, 20 haziran

 

*

 

BİR BAKIŞTA BU KADAR HATA…

 

Uzatmaya niyetim yok ama kendi gazetemi okumak üzücü hale geldi.

 

Hadi manşetteki ‘Diyanet kadavra fetvası verdi’ lafımı görmezden gelelim. (Diyanet İşleri Başkanı açıklama yapmış, ona fetva demezler, Diyanet’in Fetva Kurulu vardır...) İleri bir sayfadaki ‘iftihar listesine girerek teşekkür aldı’ cümlesini de hızlı geçelim.

Haberin Devamı

 

Birinci sayfada, ikinci haberin resimaltından: “Bu kaza akıllara 1997 haziranında İstanbul’da gerçekleşen... faciayı hatırlattı.”

 

Facia gerçekleşmiş, meydana gelememiş nedense...

 

Günden sayfasından: “Son 10 yılda sadece 2 kadavra bağışı gerçekleşti... 1983 yılındanbu yana geçen 23 yıl içinde ise sadece 76 kadavra bağışı gerçekleşti.”

 

Yine gündem sayfasından: “Suudi Arabistan, Dünya Kupası’nda bir bira firmasının sponsorluğunda gerçekleşen ve adının bulunduğu ‘Maçın Adamı’ ödülünü, kendi ülkesinde alkollü içki yasak olduğu için boykot etmişti...”

 

Ödül gerçekleşmiş...

 

Hürriyet gazetesinin, Türk Dil Kurumu’yla ‘her gün, yerli yersiz, şu kadar GERÇEKLEŞMEK fiili kullanılacaktır’ diye bir anlaşması mı var benim bilmediğim?

Haberin Devamı

 

(Bu arada, yukarıdaki haberin devamı “FİFA, Suudi Arabistanlı futbolcular için ödülde düzenlemeye gitti. Eğer kupada Suudi bir futbolcu, ‘Maçın Adamı’ ödülünü kazanırsa. Sponsor bira firmasının adının bulunmadığı bir kupayla ödüllendirilecek” diyor. Yani FİFA’ya da ‘takiye’yi öğretti Müslümanlar!)

 

Hürriyet, 20 haziran

 

*

 

HEP DE AYASOFYA’YI UNUTUYORLAR, TESADÜF BU YA!

 

Büyükşehir Belediyesi, İstanbul’u çocuklara tanıtmak için hazırladığı broşüre... Ayasofya’yı koymamış.

 

Bunlar ne zavallı, ne küçük insanlar...

 

Sabah, 20 haziran

 

*

 

PEPE NE DE OLSA!

 

Ankara’da 2,5 metrelik bir piton (yılan) kayboldu ya, Orman Bakanı Osman Pepe espri yapmış: “Piton bulunana kadar kebap yemeyin! Ha ha ha ha ha!” (Milliyet, 21 haziran)

 

Türkiye ABD gibi, İngiltere gibi ‘iyi kötü’ bir hukuk devleti olsa, kebapçılar bu bakanın ocağını söndürürdü ve bir daha Pepe’ler espri yapmadan evvel iki kere düşünürdü!

 

Sahi her yere bakıldı mı, bu namussuz yılan ‘münasebetsiz bir yere’ kaçmış olmasın?

 

*

 

SANA NE!

 

Cumhuriyet gazetesi kuyuya bir taş attı: ‘Üçüncü adam Sezer mi?’

 

Hürriyet sazan gibi atladı konuya, açıp ona buna sordu. (Bu arada niye Çağla Şıkel ile Deniz Akkaya unutuldu, Hürriyet’in asıl kanaat önderleri bunlar değil mi?)

 

Derken ikinci bir sazan girdi devreye: ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi, şimdiki Savunma Bakan Yardımcısı Eric Edelman: ‘Üçüncü adam Sezer değil, Özal’dır!’

 

Sana ne? Sen kimsin? Senin ne haddine?

 

Gazeteler, 21 haziran

 

*

 

TESADÜFTÜR

 

“Ali Dibo’nun (ağa) babası, İstanbul’da görüldü” diyordu Radikal’in manşeti…

 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin açtı ihalenin şartnamesi, AKP’ye yakın ünlü isimlere ait firmayı gösteriyor: 2.421 personeli, 50 ütüsü, 4.400 masa sandalyesi, 50 saç kurutma makinası ve 2.000 m2 tül perdesi olsun!

 

Aaaa, tesadüfe bak, bu şartname tıpa tıp AKP’lilerin şirketine benziyor!

 

Müslümandır bunlar, yolsuzluk yapmaz! değil mi!

 

Radikal, 22 haziran

 

*

 

BAHANEYE BAK!

 

TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyeleri, turistlere tecavüz veya tacize uğrayıp uğramadıklarını sormak için… Antalya’ya gidecek. (Sabah, 22 haziran)

 

Yuh artık! Devlet parasıyla tatil yapmak için bu kadar da ittirik bahane duymadım!

 

*

 

ZATEN ÖYLE OLMASA ÖYLE OLMAZ!

 

Yurdum insanı diyor Melih Aşık. (Bu ‘yurdum insanı’ lafını kim icat etti, ne kadar sevimsiz!)

 

17 haziran akşam haberlerinde göstermişler, bir muhabir sokakta türbanlı kadına soruyor:

 

- Diyanet İşleri Başkanlığı, kadınları kötüleyen hadisleri ayıklayacakmış. Bunu nasıl karşılıyorsunuz?

Türbanlının cevabı:

 

- Bunlar hükümeti karalamak için yapılan şeyler, kulak asma… (Milliyet, 22 haziran)

Bu tepkiye şaşmamak lazım, zaten karşısındakini dinlemeyi bilse, söyleneni önyargısız anlasa ve sağlıklı bir hüküm verebilse… sorun kalmaz!

*

 

HAKİKATEN BU DİNCİLER ADAM OLMAYACAK…

 

Hani İstanbul düşmek üzereyken, Bizans ileri gelenleri Ayasofya’da toplantış ‘Meleklerin cinsiyeti nedir?’ diye tartışıyordu, diyen bir şehir efsanesi vardır ya…

 

543 sene sonra, dünyada AİDS’ten, açlıktan, savaşlardan hergün binlerce çocuk ölürken (mebela) aynı kentte bir araya gelen Hıristiyan dininin ileri gelenleri (Dünya Ermenileri Patriği Karekin II, Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob II, Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos ve diğerleri…) “HAZRETİ İSA SADECE TANRI MI YOKSA HEM TANRI MI, HEM İNSAN MI” diye tartışacaklar…

 

İki bin senedir adamın arkasından konuştukları yetmiyormuş gibi…

 

*

 

REZALET… RESMEN REZİL OLDUK DÜNYAYA!

 

İsviçre polisi sokakta bağıra çağıra elele gezen bir gruba ‘İzinsiz gösteri’ yaptıkları iddiasıyla müdahale etmiş. Eylemci sanılanların İLO toplantısı için Cenevre’ye giden ama dil bilmedikleri ve kaybolmaktan korktukları için elele gezen Türk sendikacılar olduğu anlaşılmış…

 

(Bu arada ABD’nin 40, Almanya’nın 30 kişiyle katıldığı toplantıya bizden … 150 temsilci gitmiş.)

 

Bugün, 22 haziran

 

*

 

O YOKUŞTUR YOKUŞ OLMASINA DA…

 

Yalçın Abinin (Bayer) köşesinde bir Mesaj Panosu:

 

“Etiler yolunda yapılan BEDAŞ çalışması nedeniyle, Arnavutköy’e inan tek otobüs olan 59C Şişli-Arnavutköy otobüsü. Seferlerini Akmerkez’de tamamlayıp yolcularını indiriyor” diyor bir okur ve ekliyor: “20 gündür Akmerkez’den Arnavuktöy’e kadar 3-4 kilometrelik yokuş çıkmak zorunda kalıyoruz…” (Hürriyet, 22 haziran)

 

Akmerkez’den Arnavutköy’e yokuş… çıkılmaz, inilir. Sakın Yalçın Abi’nin okuru Mahmut Bey yanlış bir yere yürüyor olmasın! J

 

*

 

PKK’NIN SESİ

 

Evrensel gazetesi ‘Rövanşist hafif kalır başlıklı haberde, “Dünkü gazetelere hâkim olan ‘intikam’ duygusu, uzun süre unutulacak cinsten değildi. Bir PKK'linin öldürülmesi medyayı o kadar sevindirdi ki... Geçen hafta öldürülen bir PKK'lının kimliğinin açıklanması, birçok gazetede ortak bir sevinçle karşılandı. Öldürülen PKK’lının yıllar önce bir astsubayı öldürmüş olması, ne ‘kanı yerde kalmadığını’ bıraktı, ne ‘ilahi adalet’i. Habere en çok sevinen iki gazete, aynı gruba bağlı Hürriyet ile Posta'ydı” diyordu.

 

Hayat böyledir işte, kimi PKK köpeklerinin ölümüne üzülür, kimi de sevinir…

 

Evrensel, 23 haziran

 

*

 

Milliyet manşet yaptı: SINIF GEÇENE AKP ALTINI

 

İstanbul’da AKP’li belediyeler çocuklara karne hediyesi olarak para, altın, bisiklet dağıtıyor, aileleriyle birlikte tatile götürüyor. (Milliyet, 24 haziran)

 

Bizim vergimizle dinciler çocukları satın almaya çalışıyor yani…

 

*

 

PARDON?

 

Ayşe Arman’ın “Yani aynı gazetede uzun süre çalışanlar, gençlerin önünü tıkıyorlar…” şeklindeki provokatif sorusuna, Hürriyet yazarı Mehmet Y.Yılmaz’ın cevabı:

 

E tabii… Her gün, ‘Zamanında çekilmeyi bilmiyorlar’ diye Demirel’i, Ecevit’i, başka siyasetçileri suçlayanlar, milli takımın, siyasetin, her şeyin gençleşmesini savunanlar… aynı yerleri işgal etmeye devam ederek, ne yapıyorlar sence?” (Hürriyet-Kelebek, 24 haziran)

 

Allah’tan, Mehmet Y.Yılmaz’ın yazdığı Hürriyet’te, ‘aynı yerleri’ böyle uzun süredir işgal eden kimse yok ki! J

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!