"Medya ortamı felç durumda"
Güncelleme Tarihi:
Türkiye’nin de 1949’dan beri ‘kurucu’ üyesi olduğu Avrupa Konseyi, Türkiye’de basın özgürlüğüne yönelik uygulamanın, medya ortamını ‘felç edici’ noktaya sürüklediğini kaydetti.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde bugün ele alınan ve İsveçli raportör Mats Johansson tarafından kaleme alınan raporda, Türkiye’de çok sayıda gazetecinin cezaevinde tutuklu olması veya yargılanmasının, ülkenin medya ortamı üzerinde felç edici bir etkisinin olduğu saptaması yapılıyor.
18 sayfalık raporun Türkiye bölümünde, “Türkiye’nin, halen dünyanın en çok tutuklu gazetecisi olan ülke olduğu tahmin ediliyor” ifadesi yer alırken, AGİT Medya Özgürlüğü temsilcisinin Nisan 2012 itibarıyla 95 gazetecinin cezaevinde olduğu saptamasına da yer veriliyor.
Raporda, tutuklu gazetecilerin çoğunun terör, şiddeti kışkırtma ile Türk kimliği veya devlet kurumlarına hakaret ile ilgili yasalar kapsamındaki suçlarla itham edildiği veya yargılandığına dikkat çekildi. Türkiye’deki internet yasaklarına da değinilen raporda, 2008 ile 2010 yılları arasında 5 bin kadar sitenin bloke edildiği belirtiliyor.
ENDİŞE VERİCİ
Raporda, Türkiye’deki cezaevinde bulunan ve "ifade ve medya özgürlüğü önünde engel oldukları" belirtilen bazı yasalar eleştiriliyor.
Türkiye AİHM şampiyonu
|
Zeynel LÜLE AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi’nin dün açıklanan yıllık verilerine göre Türkiye, AİHM önünde ifade özgürlüğü ve ‘adil yargılama’ konusunda en çok mahkum olan ülke konumunda bulunuyor. Verilere göre AİHM’e yapılan toplam 128 bin 100 dava başvurusunun 16 bin 900’ü Türkiye’ye ait. Türkiye bu rakamla Rusya’nın ardından ikinci sırada yer alıyor. Türkiye ile ilgili en fazla ‘mahkumiyet’ kararlarının, "adil yargılanma" ve "özgürlük ve güvenlik" ihlallerinden oluştuğu, Ankara’nın bu kararların sayısı olarak, 47 ülkenin önünde yer aldığı bildirildi. AİHM'nin geçen yıl ‘adil yargılama’ konusunda verdiği toplam 455 kararın 80’inin, 30 ‘ifade özgürlüğü’ mahkumiyetinin 8’inin Türkiye ile ilgili olduğu açıklandı. |
Rapor taslağında, Ergenekon davası hakkında haber yapan birçok gazeteci hakkında TCK'nın 285 ve 288'inci maddeleri ile Terörle Mücadele Kanunu'nun altıncı maddesi temelinde soruşturma açılması, "endişe verici" olarak değerlendiriliyor ve bu durumun "medya özgürlüğünün ciddi biçimde ihlal edildiği anlamını taşıdığı" ifade ediliyor.
Medya özgürlüğüyle ilgili benzer eleştirilerin AKPM'nin Türkiye hakkındaki siyasi denetim süreci raporu ile Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye hakkında hazırlamakta olduğu yıllık olağan ilerleme raporunda da tekrarlanmasının beklendiği ifade edilen raporda, medya özgürlüğü konusunda Avrupa’nın Türk makamları nezdinde harekete geçmesi talep ediliyor.