Mardin ailesinde sürpriz bitmez

Güncelleme Tarihi:

Mardin ailesinde sürpriz bitmez
Oluşturulma Tarihi: Ocak 27, 2001 00:00



Zeynep GÜVEN
Haberin Devamı

Arif Mardin'in eşi Latife Mardin’in piyesi New York'ta dün başladı

Latife Mardin, dünyaca ünlü prodüktör, müzisyen Arif Mardin'in eşi. 40 senedir New York'ta iş hayatından uzak sakin yaşıyor. Ama kendi sözleriyle ‘‘başının bir derdi var’’, yazmadan duramıyor. Mardin'in dokuz sene önce yazdığı ‘‘The A Word’’ 26 Ocak'ta New York Greenwich Street Theatre'da sahnelenmeye başlayacak. 18 Şubat'a kadar sürecek oyunda Latife Mardin'in torunu Lara Agar Stoby (20) de rol alıyor.

Oyunun adı ilginç. ‘‘The A Word/A Kelimesi’’.

- Hemen anlaşılmasın istedim. O yüzden İngilizce'de kürtaj anlamına gelen ‘‘abortion’’ kelimesinin ilk harfini aldım.

Kürtajın sizin için özel bir anlamı var mı? Neden özellikle bu konuda duyarlısınız?

- Çevremde bu sorunu yaşayan bir sürü kadın oldu, var. Ben de bir kadınım. O yüzden seçtim.

Oyunun konusu ne?

- Oyunda sadece kadınlar oynuyor. 14 ve 17 yaşlarında iki genç kadın, bir anne, bir sosyetik kadın bir de iş kadını var. Erkekleri hiç görmüyorsunuz, ama varlıklarını hep hissediyorsunuz. 17 yaşındaki kız erkek arkadaşından hamile kalıyor. Oyun kadınların ve erkeklerin kürtaja yaklaşımını anlatıyor. Olaylar 1960 senesinde, Amerika'da kürtajın yasak olduğu yıllarda geçiyor. Kadınlar ne yapacaklarını bilemiyorlar. Kürtaj hem yasak hem de tabu. İş kadını aldıralım diyor, anne alınmasını istemiyor. Bunun cinayet olduğunu düşünüyor. Kadınlar birbirine destek olmaya çalışıyor, ama hepsi ayrı fikirde. Kürtaj meselesi farklı düşünen bu kadınların ağzından tartışılıyor.

SON ROMANI YAKINDA

Hamile kız ne düşünüyor kürtaj konusunda?

- Kız şaşkın. Bu konuda en fazla söz sahibi kişi o, ama en az onun sesi çıkıyor. Benim için kürtaj bir doğum kontrol yöntemi değil, son çare. Üstelik kadın için çok zor. Ama yine de bu hakkı kadınların elinden alamazsınız.

1991’de yazdığınızı söylediniz. Neden bu kadar bekledi?

- 91'de, hem de 15 gün gibi kısa bir sürede yazdım. Çünkü dediğim gibi o zaman kürtajı yasaklamaya kalktılar. Aslında piyes olarak yazmayı düşünmüyordum, ama ortaya piyes çıktı. Çünkü ben kürtaj yanlısı ya da karşıtı değilim. Ama yine de bu kararı vermesi gereken kadındır diye düşünüyorum. O yüzden her fikre yer veren birşey yazmak istedim.

İlk yazarlık denemeniz mi?

- Hayır. Daha önce de iki roman yazdım. Biri Türkiye'de ama İngilizce çıktı. Adı ‘‘Of Emeralds and Kings’’ (Zümrütler ve Krallar Hakkında). O romantik bir romandı. Çıktığında basın toplantısı yapalım dediler. Ben de ‘‘aman boşverin’’ dedim. O zaman tutumum tamamen başkaydı. Şimdi yeni bir romanım çıkacak, Türkçe'ye tercüme edildi. Oğlak Yayınları'ndan çıkacak. O da romantik bir roman, ama arka planında Kırım Harbi anlatılıyor.

42 YIL ÖNCEKİ ROMAN

Eşinizin geniş bir sosyal çevresi var. Çalışmak zorunda değilsiniz. Canınızın istediğini yapabilirsiniz. Neden sınırsız seçenek arasından yazmayı seçtiniz?

- Ben de hep onu söylerim zaten. Ne kadar rahat bir hayatım var, bir de şu yazma derdi olmasa derim. İçimden geliyor. Bir nevi hastalık bu. Bir de 1958'de yazdığım bir roman var. Adı ‘‘Biraz Kar Biraz Yağmur’’. Ama o kadar eski Türkçe yazmışım ki, anlamak mümkün değil.

Çalışma hayatınız oldu mu?

- Okulu bitirdikten sonra çevirmenlik yaptım. Sonra Amerika'da Birleşmiş Milletler'de çalıştım. 6,5 sene sonra çocuklar olunca bıraktım.

Tekrar kürtaj meselesine dönersek, sizce işler 60'lardan bu yana ne kadar değişti?

- Bugünün kadınları daha şanslı tabii. Ama yine problemleri var. Bugün başka bir sorun var. Kadın çalışma hayatının içinde, ama hala çocuk doğururken tereddüt ediyor. Acaba işsiz kalır mıyım diye. Şimdi de kariyer mi çocuk mu sorunu var. Hem çocuğu doğur diyorlar, hem de mağdur ediyorlar.

Kürtaj yasağının kökeninde din var. Bu konuya değindiniz mi?

- Bir de diyorlar ki, bir çocuk ana rahmine düştüğü anda canlı sayılır, onu öldürmek cinayet olur. O zaman erkekler alsınlar karınlarına onlar taşısınlar 9 ay. Kolay mı?

Mardin Ailesi soyunu Hz. Muhammed'in amcaoğlu El Seyid El İmam Ali Bin Ebutalip Radi Allahu anh Hazretleri'ne kadar götürüyor. Aile 13'üncü kuşakta Mardin'e geldi. Mardini Yusuf Sıtkı Efendi'nin (1816-1903) İstanbul'a gelişiyle bu şehre yerleşti. Aile hep din ve hukukla uğraştı, politikadan ve askerlikten uzak durdu. Türkiye'nin halkla ilişkiler alanındaki öncülerinden biri olan Betül Mardin, halkla ilişkiler genini, tanıdıklarına ‘‘hamili kart yakınımdır’’ yazan anne tarafından dedesi Molla Necmeddin'den aldığını söylüyor. Betül Hanım'ın amcaoğlu Prof. Dr. Şerif Mardin sosyal bilimler alanında Türkiye'nin önde gelen isimlerinden. Ünlü müzisyen Arif Mardin ise, Betül Mardin'in erkek kardeşi.

Latife Mardin’in yazdığı piyeste torunu Lara Agar Stoby (sağda) ve Talat Halman’ın kızı Defne Halman oynuyor.

Mardin Ailesi bugünlerde heyecanlı günler yaşıyor. Latife Mardin'in (ortada) yazdığı oyun dün New York'ta sahnelenmeye başladı. 21 Şubat'ta Arif Mardin (solda) Ömür Boyu Grammy ödülünü alacak. Yine bugünlerde çiftin kızları Jülide Mardin (sağdan ikinci) fotoğraf sergisini açacak. Mardin Ailesi'nin diğer üyeleri (soldan sağa) Nazan (kızları) Joffre, Hugues Joffre (damatları) ve Yusuf Mardin.

Haberin Devamı

Latife Mardin, yetenekli bir aileye gelin gitti. Ama kendi ailesi de Mardin'lerden geri kalmıyor. Babası Yusuf Ziya Öniş büyük bir spor adamı ve bürokrattı. Annesi Handan Öniş de vaktiyle hayır işlerinde başı çeken kadınlardan biriydi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!