Kurtlar Vadisi’nde 3 doğru, 1 yanlış

Güncelleme Tarihi:

Kurtlar Vadisi’nde 3 doğru, 1 yanlış
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 12, 2004 01:12

KURTLAR Vadisi dizisiyle ilgili Kelebek ekimizde çıkan haberler için özellikle Necati Şaşmaz’ın askerlik durumu ile ilgili yanlış çıkan bir bilgi üzerine bazı okurlarımızdan uyarı ve eleştiriler geldi.

Bu uyarı ve eleştiriler üzerine haberi oluşturan Hürriyet Ankara Bürosu konuyu bir kez daha inceledi ve şu saptamalarda bulundu:

‘Hürriyet’in ‘Kurtlar Vadisi’ dizisinin başrol oyuncusu Polat Alemdar (Necati Şaşmaz), Ali karakterini de canlandıran dizinin senaristi Şaşmaz’ın ağabeyi Raci Şaşmaz ile ilgili yaptığı ilk yayın 25 Haziran’da çıkan ‘İşte Kurtlar Dergahı’ haberi oldu.

Hürriyet Ankara Bürosu’ndan Nurettin Kurt’un kaleme aldığı bu haberde, Şaşmaz kardeşlerin Kadiri Tarikatı’nın müritleri olduğu belirtildi. Bu bilgi, Şaşmaz kardeşlerin tarikatın zikir meclislerine katıldığını gösteren onlarca fotoğrafın arasından seçilerek yayınlanan karelerle de kanıtlandı.

Haberde, Şaşmaz kardeşlerin babası Abdulkadir Şaşmaz ve dedesi Cafer-i Tayyar Şaşmaz’ın da süreç içinde tarikatta şeyh konumunda oldukları da belirtildi. Tarikatın 1991’de Takva adıyla kurduğu bir vakfı da vardı. Kamuoyuna bu bilgileri aktaran Hürriyet, haber çıkmadan önce Necati Şaşmaz ile de konuştu ve Hürriyet’in 25 Haziran tarihli Kelebek ekinde çıkan konuyla ilgili ilk haberinde kendisinin açıklamalarına da geniş bir şekilde yer verdi.

Şaşmaz, bu açıklamalarında, dedesi Kadiri şeyhlerinden Cafer-i Tayyar Şaşmaz’ın soyunun, Abdulkadir Geylani hazretlerine dayandığını ve babası Abdulkadir Şaşmaz’ın da dedesinin ‘vizyonunu misyon edindiğini’ açıkça vurguladı. Kadiri Tarikatı, Abdulkadir Geylani’nin yolundan gidenlerin tarikatıdır ve Şaşmaz, aynı açıklamasında şu satırlara da yer vermiştir:

‘Soy şüphesiz babadan oğula doğru ilerler ve ben işte böyle bir soydan gelmekteyim.’


Necati Şaşmaz, dedesi ve babasının Kadiri şeyhi olduğu gözönüne alındığında, kendi açıklamasıyla ‘Kadiriler’ arasındaki konumunu da ortaya koymuştur. Necati Şaşmaz, açıklamasında Hürriyet’in haberinde de yazdığı gibi ‘zikir’ meclisine ‘zaman zaman iştirak ettiğini’ de kabul etmiştir.

Necati Şaşmaz ile muhabir Nurettin Kurt, şu noktada ters düştüler:

Şaşmaz, açıklamasında zikir törenlerinin, emniyetten alınan izinlerle, TRT, Kültür Bakanlığı ve dönemin bakanı, müsteşarı, idari ve mülki erkanın katılımıyla gerçekleştiğini de öne sürdü. Ama Necati Şaşmaz’ın açıklamasındaki asıl anahtar cümle ise zikirlerin 100. Yıl Kültür Merkezi’nde yapıldığını iddia etmesi oldu.

Bu açıklamanın ardından Nurettin Kurt, yayımlanan zikir fotoğraflarının Şaşmaz’ın iddia ettiği gibi 100. Yıl Kültür Merkezi’nde değil, Karşıyaka Mezarlık Camii’nde çekildiğini 1 Temmuz’da yine Kelebek ekindeki haberi ile kanıtladı.

Kurt, Karşıyaka Mezarlık Camii’ne giderek, yayımlanan fotoğrafın çekildiği açıdan mekanı görüntüledi. İki fotoğraf, karşılaştırmalı olarak Kelebek’in birinci sayfasında yayımlandı.

İki fotoğraftaki avize, mermer minber, küçük merdiven, çiniler, çinili kemer ve diğer işleme ve süsler, en detay özelliğine kadar iki fotoğrafta da AYNIDIR.

Zaten Hürriyet’in ‘Kültür Merkezi değil cami çıktı’ başlıklı söz konusu haberi yayımlandıktan sonra, Şaşmaz kardeşlerden bu haberi yalanlayan, reddeden bir açıklama da gelmedi.

Daha sonra Nurettin Kurt, gelen bir istihbaratı araştırarak, Necati ve Raci Şaşmaz kardeşlerin asker kaçağı olduğunu yazdı. Ancak bu haberin 6 Temmuz Salı günü yayımlanmasından sonra, Necati Şaşmaz’ın askerliğini yaptığı ortaya çıktı. Necati Şaşmaz, askerlik fotoğraflarını da basına vererek askerlik görevini yaptığını kanıtladı.

Buna karşılık, ağabey Raci Şaşmaz’dan asker kaçağı olduğu yolundaki habere henüz herhangi bir yanıt gelmedi.’

Nurettin Kurt, askerlik haberinde hatalıdır ve kendisine gelen istihbaratı yeterince araştırmadan yazmıştır. Şaşmaz kardeşleri konu alan 4 ayrı haberi içinde Nurettin Kurt’un tek hatası Necati Şaşmaz’ın askerlik durumunu ile ilgili haberi olmuştur.

Bunun üzerine Nurettin Kurt, 8 Temmuz günü Hürriyet Gazetesi’ne verdiği dilekçe ile emekliliğini istemiştir. Bugün itibarıyla Kurt’un Hürriyet Gazetesi ile bir ilişkisi kalmadı.

Röportaja teşekkür

YAZILARINIZDAN dolayı sizleri tebrik ediyorum. Yazarlarınızdan Yener Süsoy Bey’in, Emekli Korgeneral İzzettin İyigün tarafından açıklanan ‘Tanklara yürü emrini ben verdim’ yazı dizisini beklenenden de kısa buldum. Daha geniş açıklama bekliyorduk. İzzettin İyigün gibi değerli bir büyüğümüzün açıklamaları bu kadarla kalmamalı. Umut ediyoruz ki açıklamalar daha şeffaf olur. Genç neslin bu ve benzeri konulara ihtiyacı var.

Musa KORKMAZ

yaraligonul007@mynet.com


Banka haberinde ilgisiz fotoğraf

29 Haziran tarihli gazetenizde, Pamukbank’la ilgili bir haber ve resim gördüm. Haber Pamukbank’ın Halkbank’a devri konusunda çıkacak yasa ile ilgiliydi. Ancak RESİM bir PAMUKBANK şubesi önünde oluşan kalabalığı gösteriyordu. NEREDE, NE ZAMAN, KİM TARAFINDAN çekildiği yazılmamış olan bu resmin sizin meşhur ‘MESLEK İLKELERİ’nizle uyuşmadığı kanaatindeyim.

Tahminen 1 yıl kadar önce İMAR BANKASI müşterilerine aracılık ettiğimiz zamandan kalma bu resmin tarafınızca okurları yanıltmak amacıyla kullanıldığı kanısındayım.

Son sözlerim; rahmetli babaannem ile başlayan, rahmetli babam ve benimle devam eden yaklaşık 40 yıllık (aralıksız) Hürriyet okurluğum var. Lütfen böyle şeyler yapmayın.

Aydemir ÖÇ

aydemir.oc@pamukbank.com.tr

TEMSİLCİNİN NOTU:
Gazetecilikte ilke olarak, haberle ilgisi olmayan bir fotoğraf kullanılmamalıdır. Ve kullanılan fotoğrafın altına, nerede, ne zaman çekildiğini yazmak esastır. Ancak zaman zaman, güncel fotoğraf bulamama sıkıntısıyla arşiv fotoğrafları kullanılıyor. Arşiv fotoğrafı kullanıldığında da bunun belirtilmesi gerekir.

Okurumuzun sözünü ettiği de böyle bir fotoğraf. Haberin yayınlandığı ekonomi sayfalarını yöneten Vahap Munyar, ‘Okurları yanıltma amacımız olamaz’ dedi.

Bilgi eksikliği

BEN Hürriyet’i yıllardır okurum. Bu benim sevgimi gösterir, dolayısıyla sizi övmeye gerek yok. Ama bir okur olarak haberlerinizdeki bilgi eksikliğinden şikáyetçiyim. Bazen tam sayfa bir haber çıkıyor. Bir bakıyorsunuz başlıkta aynı laflar, aralarda, fotoğraf altlarında aynı sözler, haberin içinde yine aynı şeyler. ‘Koskoca haberden, bir tam sayfaya yazılabilecek bir tek bunlar mı çıkıyor, başka bilgi yok mu’ diye soruyor insan. Bir de artık muhabirlerinizin fotoğraflarını bu kadar büyük görmekten usandık. Irak savaşına, Afganistan’a foto muhabiri gönderiyorsunuz, fotoğrafta muhabirinizi görüyoruz! Peki o fotoğrafı kim çekti? Bize muhabirinizin yüzü mü lazım, hiçbir yerde görmediğimiz olay fotoğrafı mı? Biz sizin muhabirlerinizin oralara gittiğine, insanlarla röportaj yaptığına inanıyoruz. Ama her röportajda, her olayda onların kullanılması biraz fazla oluyor. Lütfen biz okurları düşünerek habercilik yapın.

Aynur TEKİN

aytek63@hotmail.com


Türklerin başarıları

BEN 6 aydır Amerika’da Harvard Üniversitesi’nde bulunan bir tıp doktoruyum.

Buraya bilgimi arttırmak ve araştırma yapmak üzere doktor olan eşimle birlikte geldim.

Burada gördüm ki, pek çok Türk bilim adamı, doktor çok önemli çalışmalara imza atıyorlar.

Kimileri kalıcı pozisyon bulup buraya yerleşiyorlar.

Geçici süreyle gelmis olanlar ise kısa sürede buradaki diğer araştırmacılardan daha iyi sonuçlar alıp Türkiye’nin adını bilimde Amerikalılara duyuruyorlar.

Ben Amerika’ya gelmeden önce sadece birkaç başarılı Türk bilim insanını medyadan biliyordum, ama buraya geldiğimde aslında bu sayının oldukça fazla olduğunu gördüm ve bir Türk olarak bizlerle gurur duydum.

Türk medyasında pek çok konuya yer verilirken, bilim alanında Türk araştırmacılarının çalışmalarının, başarılarının çok fazla yer almaması üzücüdür.

Dr. Lale Karakoç SÖKMENSÜER

Hacettepe Üniversitesi

Tıp Fakültesi


OKURLARIMIZDAN KISA KISA...

YASİN BİLGEN Geçtiğimiz günlerde bir bulmaca ekinde, yılların değerli sinema ve tiyatro sanatçısı Sayın Ayten Gökçer için pop şarkıcısı yazılmıştı. Lütfen biraz daha dikkat!

AYFER TÜRKMEN Geçtiğimiz günlerde gazetenizin ana sayfasında kullandığınız Çapa’daki bombalamadaki bombacının memleketini bastırılarak yazılması çok rahatsızlık uyandırdı bende. Ben de Tunceliliyim ve o haberi okuyup insanların ‘Bak sizin oralı’ denmesi çok rahatsız ediciydi. Bu konuda daha hassas olunmasını rica ederim.

AYDIN TAŞKIRAN Ben 60 yaşında eski bir Hüriyet okuruyum. 2 Temmuz tarihli gazetenizde, Saddam’dan söz ederken, ‘Saddam zayıf görünse de delikte yakalandığı günlerden çok daha zindeydi’ ifadesini beğenmedim. Bu jargonu kullanmamalıydınız.

PROF. HASAN ÖZOKLAV Türkçe yazılarda yalnız yabancı sözcükler kullanılmıyor, yabancı dillerin gramer kuralları da yanlış olarak uygulanıyor. En çok rastlanan çoğul ekleriyle ilgili olanlardır. Türkçe’de genel olarak iki çoğul arka arkaya kullanılmaz, örneğin ‘Üç kitaplar’ denilmez, ‘Üç kitap’ denir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!