Kışkırtıcılık ve Ruanda

Güncelleme Tarihi:

Kışkırtıcılık ve Ruanda
Oluşturulma Tarihi: Nisan 10, 2005 00:00

TRABZON’da, yüzlerce kişinin kısa sürede nasıl oldu da sokaklara döküldüğünü araştırmak için çalışma başlatılması, kışkırtıcılığın üzerine gidilmesi anlamına geliyor.Başbakan Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Baykal, kışkırtıcılığa karşı halkın dikkatini çekmişlerdi ama olayların köküne inip kışkırtıcıları bulup ortaya çıkarmadan bu çok tehlikeli gidişatın önüne geçmek zor olabilir.7 Nisan, Ruanda’da, dünyanın gözleri önünde olup biten, ancak kimsenin kılını kıpırdatmadığı korkunç katliamın 11’inci yılı anıldı. Yarım milyon Tutsi’nin katledildiği Kigali’de Perşembe günü 20 bin kişinin naaşı, toplu mezarlarda alınarak yeni yapılan mezarlıklara defnedildi. Devlet Başkanı düzenlenen törende, Ruanda halkını oluşturan Hutularla Tutsilerin bir arada barış içinde yaşamaları için yaraların sarılması gerektiğini söyledi ve katliamla ilgili sır kalmayacağı sözünü verdi. * * *HOTEL Ruanda filmi henüz Türkiye’ye gelmedi ama ben Brüksel’de bir süre önce filmi izledim. Bir gecede, birkaç ırkçı siyasetçinin elindeki radyo istasyonlarından verilen bir mesajla nasıl eline büyük bıçakları geçiren binlerce genç Hutu’nun, komşularına saldırdığı, kadın çocuk demeden önlerine geleni kestiklerini bir kez daha anımsattı film.Ben o zaman Hürriyet Dış Haberler Servisi’nde çalışıyordum. Bir grup çapulcunun taşkınlığı gibi başlayan olaylar, yine aynı cahil, başlarına kadın perukları geçirerek adam kesmeye başlayan sapkınlar tarafından BM askerlerinin bile karşı koyamadığı bir soykırıma dönüşmüştü. Filmde de gösterildiği gibi, güçsüz, küçük ırkçı bir siyasi hareket radyoları kullanarak büyük bir felakete yol açabilmişti. Ama tabii, bu psikolojik iklimi yaratan nedenler de vardı. ‘Machette’ denen kamaları satan Fransız silah tüccarlarının çıkarları, hükümetin uzlaşmazlığı, Hutularla Tutsiler arasındaki eşitsizliğe çare bulunmaması gibi gerilimi besleyen siyasi nedenleri kullandılar kışkırtıcılar. * * *TRABZON’daki olayların, Ruanda ile ne ilgisi var? Evet yok. Ama kışkırtıcılığın varabileceği noktayı gösteren canlı bir örnek Ruanda. Bu nedenle, polis ve savcılığın iki bin kişinin kısa sürede nasıl toplandığına dair incelemelerine yerel bazı televizyonlardan yayınlanan alt yazıları katmaları da çok iyi olmuş. İsteyerek ya da istemeyerek halkın öfkesini patlatan yayıncılığın, bunun arkasındaki niyetlerin ortaya çıkartılması şart. Aksi halde, yarın bir başka yerde, bir başka radyo ya da televizyon kanalı aracılığıyla karanlık oyunlar sahneye konabilir. Bayrak yakma olayı ve tepkiler, bugüne kadar görmediğimiz bir kırılma noktasının işaretlerini taşıyor. Toplumun kışkırtmalara ve yönlendirmelere ne kadar açık bir hale geldiğini gösteren bu olaylar üzerine daha derin düşünmemiz gerekiyor. Sorunları açıkça ortaya koyma ve onları nasıl çözeceğimizi soğukkanlılıkla düşünme zamanı.Şablonların büyüsü Reşat Çalışlar, arkadaşım İpek ve Oral Çalışlar’ın oğlu olmasa da ilk romanı ‘Beni Kalbimden Vuranlar Var Ya’dan söz ederdim. Çünkü kalbimden vurdu. Popüler kültür şablonları ile bir dil yaratıp, onun aracılığıyla da hepimizle dalga geçen bir roman. Olması gerektiği gibi olmayan ama yine de kendisinin önüne konan, ‘fethetme’ hedefini ciddiye alan ve röportajlarında ‘duygu dünyamda solculuk ve taşralılık arasında sıkı bir bağ vardı. Sol taşralaştıkça, taşra sollaştıkça içimi sıkarlardı’ diyen roman kahramanının gözünden bir 21. yüzyıl romanı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!