İTÜ’nün tasarımı finale kaldı

Mimarlık ve inşaat mühendisliği bölümündeki öğrencilerden oluşan İTÜ Sismik Takımı, 2021 yılından beri depreme dayanıklı bina tasarımı üzerinde çalışıyor. Tasarımlarıyla hem Türkiye hem de dünya genelinde düzenlenen yarışmalara katılan öğrenciler, bu yıl 9-12 Nisan’da ABD’nin Seattle şehrinde düzenlenen yarışmada da yer alacak. Geçtiğimiz yıl San Francico’da düzenlenen aynı yarışmadan mimarlık dalında 3'üncülük alarak Türkiye’ye dönen öğrencilerin bu yılki hedefi 40’tan fazla üniversite arasından birincilik ödülünü kazanmak. İTÜ Sismik Takımı Kaptanı ve mimarlık bölümü 4’üncü sınıf öğrencisi Harun Bilgin, yarışmayı ve tasarımlarını şöyle anlattı:

YAPI MALİYETİ VE BİNANIN ÇÖKMEMESİ ÖNEMLİ
“ABD Deprem Araştırmaları Enstitüsü kendi alanında dünyanın en prestijli kurumlarından biri. Düzenledikleri yarışmada bir yapı inşa edilirken en az maliyetle en sağlam binaların oluşturulması hedefleniyor. Yarışmadaki bir diğer değerlendirme kriteri ise deprem testi sırasında yapının çökmemesi. Yarışmanın birincilik, ikincilik ve üçüncülük ödülü dışında diğer alanlardaki ödül kategorileri ise, en iyi deprem performansı, mimarlık, sunum becerisi, en iyi çıkış yapan takım, takım ruhu ve yenilikçi tasarım.

ÖNEMLİ RAKİPLERİMİZ VAR
Takım olarak asıl hedefimiz lisans seviyesindeki mimarlık ve inşaat mühendisliği bölümü öğrencilerini ortaklaşa yapı tasarımına teşvik etmek. Tabii bunu yaparken mimar ve mühendisin iş hayatına atılmadan önce ortak bakış açısında buluşmasını sağlamayı böylece iş hayatında yaşanabilecek çatışmaların önüne şimdiden geçmeyi ve depreme dayanıklı, yaşanabilir mekanlar kurgulayabilmeyi amaçlıyoruz. Yarışmadaki hedefimiz de hem dereceye girmek hem de mimari ödülün sahibi olabilmek. Bu yıl yarışmada 40’tan fazla üniversite yarışacak. Bunların arasında Cornell, British Columbia, Stanford, Toronto Üniversitesi, UCLA, UC Berkeley  gibi önemli okullar var ve hepsi rakibimiz. Türkiye’den ise biz dahil Karadeniz Teknik, İzmir Katip Çelebi ve Altınbaş Üniversiteleri de yarışmada yer alacak.

DEPREM TESTİ 30 SANİYE SÜRÜYOR
Yarışmada bize verilen tasarım ölçüleri doğrultusunda maket yapıyoruz. Deprem testinde de maketimiz orta ve yüksek şiddetli olmak üzere 2 farklı yer kuvvetine maruz bırakılacak. Test bir sarsma masasından oluşuyor ve orada deprem hareketleri simüle ediliyor. Bu sarsmalara göre de yapının deprem performansı ölçülüyor. Tekrar eden sarsıntılarla yapıyı test ediyorlar.”

DEPREM BÖLGESİNE BİNA YAPMAMIZI İSTİYORLAR
Takımın mühendislik koordinatörü ve inşaat fakültesi 4’üncü sınıf öğrencisi Eren Küçük ise, binayı hangi tasarım felsefesiyle yapacaklarını kendilerinin seçtiğini dile getirerek şunları söyledi:

“Önce kendi testlerimizi dijital ortamda yapıyoruz. Ardından maketi hazırlamaya başlıyoruz. Yarışmada bize binayla ilgili bir sorun veriyorlar. Örneğin bu yıl yapmamızı istedikleri binanın temeli ince olacak ancak kat yükseldikçe bina genişleyecek ve ‘F’ harfi gibi bir şekle sahip olacak. Bu tasarımla depreme dayanıklı bir bina oluşturmamızı şart koşuyorlar. Tasarımın üstünde çalışmaya devam ediyoruz. Ayrıca yarışma her yıl bir deprem bölgesine bina yapmamızı istiyor. Geçtiğimiz yıl belirledikleri yer San Francisco’ydu. Orası da bizim Kuzey Anadolu Fay hattına çok benzeyen bir yapıda. Bu yıl ise Seattle’daki deprem bölgesi için bina tasarlıyoruz.”

UYGULANABİLİRLİK İLE FARK ATACAĞIZ
Takım üyesi ve inşaat fakültesi 3’üncü sınıf öğrencisi Berra Yılmaz da, “ABD’deki yarışmada binayı yapmamızı istedikleri yeri onlar verdi. Konum Seattle’da bir caddede iki bina arasındaki bir arsa. Zeminden numuneler alınarak yapılan test sonuçlarını da bize gönderdiler. Buna göre zemin türünü belirleyip tasarım yapmamız istendi. Yarışmada, yaptığımız bina tasarımının uygulanabilirliği ile rakiplerimize fark atacağımızı düşünüyoruz” dedi.

DEPREM BÖLGESİNDE BULUNDUM
Doç. Dr. Zeynep Değer, Takım Danışmanı ve İTÜ Deprem Mühendisliği Enstitüsü Öğretim Üyesi
“Takımıza güveniyorum. ABD’de de dereceyi hedefliyoruz. Tasarımımızı gerçek bir yapı gibi hazırlıyor ve buna göre hesaplıyoruz. Ayrıca 6 Şubat depremlerinden sonra sahada çok çalıştım. Orada en büyük problemlerden biri, bina tasarımı hayata geçirilirken çıkan inşaat problemleriydi. Kalıp, beton işçiliği ve bağlantı yanlışlıkları gibi hatalar vardı. Bölgede yapım aşamasındaki binalar da çok kötüydü. Yaşanan depremde ne kadar hatalı yapılar inşa edildiğini görmüş olduk. Bu sebeple işçilikten kaynaklı hatalar da deprem sonrası hasara ve yıkıntıya neden olabiliyor. Bunu öğrencilerimiz yaptıkları maketlerle deneyimliyorlar. Bu nedenle tasarımlarını gerçeğe uygun bir şekilde hazırlıyorlar.”