Hürriyet'e mektuplar

Güncelleme Tarihi:

Hürriyete mektuplar
Oluşturulma Tarihi: Kasım 25, 2002 01:48

Bahreyn yanlışları

GEÇENLERDE yayımladığınız Bahreyn'le ilgili bir haberde, birkaç yanlış yer aldı.

Ben yaklaşık 6 sene Bahreyn'de bankacı olarak görev yaptım.

1) Bahreyn krallık değil emirliktir.

2) Fotoğrafını bastığınız kişi emir değil, emirin amcası ve başbakan olan kişidir.

3) Bahreyn'de şeriat rejimi yoktur, mesela ticarette Anglosakson hukuku uygulanır.

4) Kadınların başlarını örtmeleri zorunlu değildir, içki yasağı yoktur. Ramazan ayında nüfusunda önemli yer tutan yabancılara (gayrimüslimler) sadece halka açık yerlerde yemek yenmemesi kibarca rica edilir.

Kimse zorla namaza götürülmez, herkesin gidebileceği açık plajlar, barlar mevcuttur.

Kız ve erkek öğrenciler üniversitelerde (ilkokul ve liseleri bilmiyorum) yan yana eğitim görürler.

Tabii ki nüfusun bir kısmı katı İslami kurallar çerçevesinde yaşıyor.

Ama ne kimseyi zorlarlar, ne de bunu şov aracı yaparlar.

5) Kadınlar her meslek grubunda üst düzey yönetici olabilecek durumdadır. Araba kullanabilirler.

6) Çokeşli evlilik yok denecek kadar azdır.

Bu nedenlerden ötürü Bahreyn'i diğer körfez Arap ülkelerinden ayırmanız gerektiğini düşünüyorum.

Sabah TUZCU

Bedelli askerlik konusunu işleyin

SİZLERDEN
kendim ve birçok arkadaşım adına çok önemli bir ricam olacak. Evleneceğim, evlenemiyorum; çok güzel işim var, bırakırsam bir daha bulmam imkánsız. Anlayacağınız sorunum askerlik. Çalışıp üreterek, vergi vererek ülkemize faydalı olmak varken 18 ay devletin bize bakmasının mantığı ne, anlayamıyorum. Hem ekonomimizdeki canlanma için, hem de bizlerin geleceği için lütfen sizler de elinizden geleni yapın.

Tolga BAHAR

Aldatma haberine çok önem verdiniz

GAZETENİZDE,
eşlerin birbirlerini aldatmaları konusunda pek çok haber veriyorsunuz. Bunu olağan karşılar bir tavrınız var. Doğurduğu çocukların sorumluluğunu bilen milyonlarca insan bu ülkede yaşamakta, neden bunu görmemezlikten geliyorsunuz. Lütfen bu olayı yaşayan ailelerdeki çocukların dramını da baş sayfada yansıtınız.

Tufan ÖZDEMİR

İmzam unutuldu

13
Kasım tarihli gazetenizde ‘‘Sinir Gazı Şüphesi’’ başlıklı haber için kullandığınız ‘‘Halepçe Unutulmadı’’ alt yazılı fotoğraf için yazıyorum. Yani Halepçe katliamını anlatan ve dünyada ‘‘Sessiz Tanık’’ ismiyle bilinen fotoğrafı kastediyorum.

14 yıldır dünya gündeminde kalan o fotoğrafı ben çektim. Altına ‘‘Halepçe Unutulmadı’’ başlığı atılmış ancak benim adım unutulmuş.

Fotoğrafa imzamın konulmamasına çok üzüldüğümü belirtmek isterim. Bu fotoğraf defalarca sizin gazetenizde yayınlandı ama her defasında imza kullanılmadı. Çoğunu yakından tanıdığım arkadaşlarınızla yaptığım her telefon görüşmesinde ‘‘Bir aksilik olmuş unutulmuş, kasıt yok’’ cevabını aldım. 13 Kasım'da yine aradım ama bu kez yazı işleri sekretaryasını aşamadım.

Sessiz kalmayı doğru bulmadığım için size bu yolla ulaşmayı deniyorum.

Ramazan ÖZTÜRK

TEMSİLCİNİN NOTU

Sayın Ramazan Öztürk'ün bu mektubu bize ulaşmadı. Bazı internet sitelerinde yayımlanınca dikkatimizi çekti. Öztürk'ün fotoğrafı kullanılırken imzası unutulmuş, kendisinden özür dileriz. Biz Hürriyet olarak, bırakın dünyaya mal olmuş bir Türk gazetecisinin imzasını, yabancı ajanslara ait fotoğrafları çekenlerin imzalarını bile kullanmaya çalışıyoruz.



‘Gazozcu Başbakan’ denir mi?


Hükümeti
kurma yetkisinin Abdullah Gül'e verildiği haberini gazoz esprisiyle manşet yapmanızı Hürriyet'e yakıştıramadım. Herkes istediği anlamı çıkarabilir, ama ülkenin lider gazetesinin manşeti ciddi olmayan gazetelere örnek olur diye hiç düşünülmedi mi? Yarın tiraj peşinde koşan gazetelerden biri ekonomiden sorumlu bakan için ‘‘Bebekken çişini tutamıyordu, şimdi ekonominin iplerini elinde tutuyor' şeklinde başlık atarsa ne olacak?

Özkan ALKAN


Aynı fotoğraf, iki farklı haber


25 Ekim tarihli gazetenizde, ‘‘Turist Sayısı 15 Milyona Dayandı’’ başlığı üzerinde yer alan fotoğraf, yine bundan bir süre önce yanılmıyorsam Antalya'ya gelen turist sayısıyla ilgili bir başka haberde de kullanılmıştı.

Turizmle ilgili bir haberde kullanılacak güncel fotoğraf

çekilmesi çok mu zor da eski bir fotoğraf tekrar kullanılmış, doğrusu anlayamadım.

Suphi BEDİZ


Haber doğru, yüzbaşı fotoğrafı yanlış


Ben Avusturya'nın başkenti Viyana'da çalışan emekli bir deniz astsubayıyım. Geçtiğimiz günlerde yayımladığınız ‘‘Ağlatan Tören’’ başlıklı haberinizdeki fotoğraf şehit olan iki yüzbaşıdan kayıp olduğunu duyduğum Yüzbaşı Zafer Dinmez'e aittir. Yani, haber doğru ama fotoğraf yanlış. Umarım bu yazımı dikkate alırsınız. Fotoğraftaki kayıp olan Yüzbaşı ile 1 yıl (1999-2000) aynı gemide görev yaptım, bu nedenle kendimi tutamayip size yazdım. Allah rahmet eylesin, kendisi mükemmel bir insandı, mükemmel.

Recep KOROĞLU


Uzaylı değil kazazede

BİR
trafik kazasında yaralanan iki kişiyle ilgili haberi, ‘‘Uzaylı Değil Kazazede’’ diyerek magazinleştirip verdiniz. Yaklaşık 4 yıldır hemen her gün Hürriyet okurum ve böyle bir şeye ilk defa rastladım. ‘‘Uzaylı Değil Kazazede’’ başlığı, hiç kimse yaralanmasaydı belki sempatik olabilirdi. Ancak yaralılardan birinin ciddi olduğu bilinirken, bu şekilde bir başlık hiç insani değil ve yaralı yakınlarıyla dalga geçer nitelikte. İlkeli yayıncılık için atmış olduğunuz adımlardan sonra bu başlığı size yakıştıramadım.

Ali ATALAY

Ferrari 8 kez ilk 2'de bitirdi

14
Ekim 2002 tarihli gazetenizin spor sayfasında yer alan ‘‘Schumi Klasiği’’ başlıklı haberde, ‘‘Ferrari bu sezon beşinci kez bir yarışta ilk iki sırayı aldı’’ denilmiş. Ama yanlış. Ferrari bu sezon sekizinci kez bir yarışı ilk iki sırada tamamladı. Ferrari bu sezon son beş yarışı üst üste birinci ve ikinci sırada bitirdi. Bunlardan önce de sezonun 4. yarışı olan San Marino GP, sezonun 6. yarışı olan Avusturya GP ve sezonun 9. yarışı olan Avrupa GP'de de ilk iki sırada yer aldı. Formula 1 konusunda her türlü gerçek ve düzenli bilgiye www.türkiyef1.com sitesinden ulaşabilirsiniz.

Burak TEMİZSOY

Türkiye F1 Fan Club üyesi / İSTANBUL



Bakanlara meslektaş denmez

1 Kasım'da yayımladığınız haberde, ‘‘Türk Dışişleri Bakanı Gürel ile Yunanlı meslektaşı Papandreu’’ ifadesine yer verdiniz. Bunu diğer gazeteler de yazıyorlar. Üst düzeyde yerine getirilen devlet görevlerinin meslek olarak tanımlanmasının yanlış olduğu kanısındayım. Cumhurbaşkanlığı, başbakanlık, bakanlık ne bir meslektir, ne de o isimler altında meslek odaları vardır. Bu ifadeler, o makamları ve o makamdakileri sadece rencide eder görüşündeyim. Sevgilerimle.

Mehmet YURDAKUL

mehmet.yurdakul@trt.net.tr


OKURLARIMIZDAN KISA KISA


BÜLENT TUNCAY: Gazetenizin Murat Bardakçı tarafından hazırlanan Tarih eki, benim gibi tarihe ilgi duyan insanlar için mükemmel bir çalışma. Kullanılan dil ve konular da insanı sıkmayan, keyifli bir tarza sahip.

Yakup BAŞAT: Ben 70 yaşında bir okurunuzum. Ölüm ilanlarını gazetenin ikinci yarısında yayımlamanızı, bu sayfanın numarasını da 1. sayfada belirtmenizi rica ediyorum.

MELİKE DOĞU: Ben küçüktüm Hürriyet vardı, büyüdüm Hürriyet var. İnanıyorum ki hep olmaya devam edecek. İnsanlara gazete alışkanlığı kazandırdığınız için teşekkür ederiz.

ETHEM ÇELİK: Sadece dini konuları yazan bir yazar görevlendirin. Bu konuda benim kafama da bazı şeyler takılıyor. Bu sorulara o yazar yanıt verebilir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!