Hititler’in torunu filan değiliz

Güncelleme Tarihi:

Hititler’in torunu filan değiliz
OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 13, 2001 00:00

Mahfi EÄŸilmez ismini ‘‘Katma DeÄŸer Vergisi,’’ ‘‘IMF, Dünya Bankası ve Türkiye,’’ ‘‘Krizleri Nasıl Çıkardık?’’ türü kitapların kapağında görmek ÅŸaşırtıcı deÄŸil elbette. Ama bir öykü veya romanın kapağında aynı ismi göreceÄŸinizi ummazdınız herhalde. Bu da oldu ve Mahfi EÄŸilmez, Hitit Ä°mparatorluÄŸu'nu anlatan tarihsel bir roman yazdı. ‘‘Anitta'nın Laneti’’ isimli kitap, hayli ilgi göreceÄŸe benziyor. Hititler'e merakınız nasıl baÅŸladı?- Bundan 20-25 sene önce, ‘‘Tanrıların Vatanı Anadolu’’ diye bir kitap okudum ben. Almanya'dan kaçan ve asıl ismi Kurt W. Marek olan C. W. Jeram adlı bir bilimadamı tarafından yazılmıştı ve Hititler'le ilgiliydi. Roman gibi rahat okunan bu kitapta birkaç ÅŸey müthiÅŸ ilgimi çekti benim. Söz geliÅŸi KadeÅŸ Savaşı'nı Hititler'in kazandığına dair ilk ipuçları oradaydı. Bunun üzerinde, Hitit tarihi diye öğrendiÄŸimiz ÅŸeyin çok doÄŸru olmadığını anladım ve baÅŸladım Hititler'le ilgili olarak elime ne geçerse okumaya. Avrupa kökenli bir kavmin kurduÄŸu ÅŸehir devletinin, giderek bir imparatorluÄŸa dönüşmesi, neresinden bakarsanız bakın çarpıcıydı. Bu kadarı roman yazmak için yeterli deÄŸil herhalde...- DeÄŸil. Sonra bu Ramses kitapları sardı ya ortalığı, baktım, orada da KadeÅŸ Savaşı yine Mısırlılar'ın lehine anlatılıyor, üstelik savaşı kaybeden Ramses'in aÄŸzından. Bu açıkça rahatsız etti beni. Hatta sinirlendim. Çünkü söylenenler doÄŸru deÄŸildi. Bizim insanımız burnunun ucundaki HattuÅŸa'yı gezmek yerine, gidip Kahire'de piramitleri görmeyi tercih ediyor. Burada bir eksiklik var diye düşünüp, Ankara Dil Tarih'in ve Ä°stanbul Edebiyat Fakültesi'nin kitaplarını karıştırmaya baÅŸladım. Çok iyi kitaplar vardı ama hemen hepsi çok teknikti. Dolayısıyla bunları insanlara okutmak çok zordu. Yazma fikri, okutma arzusundan kaynaklandı zaten. Ayrıca, yeteri kadar entrika ve cinayet vardı. Bu hadiseyi canlandırabilir miyim diye düşündüm ve baÅŸladım. 60 KÄ°TAP OKUDUMBölgeyle bir alakanız var mı sizin?- Hayır yok, ama bölge benimle çok alakalı. Ben Radikal'deki yazılarımda da zaman zaman bu Hitit meselesine deÄŸiniyorum ya, konuyla ilgili olduÄŸumu biliyorlar. Ortaköy'de Åžapinuwa diye bir yer bulunmuÅŸ. AÅŸağı yukarı on yıldır kazılıyor. BaÅŸlarında Dil Tarih'ten Aygül Süel diye bir hoca var. Onlardan bir davet aldım, kazıya davet ettiler beni. Eylül'de de eÄŸer büyük bir aksilik olmazsa, malayı alıp kazıya katılacağım. Bu arada, geçen ay Çorum'da 21. Uluslararası Hitit Festivali vardı. Beni konuÅŸmacı olarak davet ettiler. Benim yaptığım konuÅŸma çok ilgi çekti. Ne kadar kitap okudunuz Hititler'le ilgili olarak?- AÅŸağı yukarı 60 tane kitap, pek çok makale okudum. Ama yıllar geçtikçe yeni yapılan araÅŸtırmalar, eski kitaplarda yer alan bilgileri deÄŸiÅŸtiriyor. Peki sizin Hititler'e ve Hitit tarihine olan bu ilginiz tuhaf karşılanmadı mı çevrenizde?- Şöyle bir ÅŸey oldu: Ben bu kitapta KadeÅŸ Savaşı'nı Hititler'in kazandığını yazmaya baÅŸladıktan sonra, Ramses kitapları dolayısıyla aksine inanmış bulunan okurlar, telefon edip Hitit milliyetçesi olmakla suçladılar beni. Ben de onlara ‘‘Yoksa siz Mısır milliyetçisi misiniz?’’ diye sordum. Daha önce yazdığınız kitapların isimleriyle ‘‘Anitta'nın Laneti’’ yanyana gelince biraz tuhaf durmuyor mu?- Arada bu kitabı haber veren ‘‘Light Günlük’’ var ama. Buna raÄŸmen, ‘‘Light Günlük’’ü yazarken, bir gün kalkıp ‘‘Anitta'nın Laneti’’ni yazacağımı düşünmüyordum doÄŸrusu.KADEÅž TARTIÅžILACAKSon yıllarda yoÄŸun bir biçimde yapılan tarihsel roman tartışmaları var. Bu durum etkiledi mi sizi?- Evet onun bir etkisi var. Tarihsel romanların ilgi çekiyor olması beni motive etti açıkçası. Çünkü Hititler'le ilgili olarak yazılmış hemen hiçbir ÅŸey yoktu. Ãœstelik, Ramses dizisinin Mısır'a saÄŸladığı olaÄŸanüstü bir ilgi göze çarpıyordu. Hitit tarihini de böyle hikáye ederek okutturabilir miyim, diye düşündüm. Peki ama neden roman türünü tercih ettiniz?- Hititler'le ilgili çok güzel tarih kitapları var. Ama tarihe saplandığınız zaman okunurluk kayboluyor. Ayrıca ben tarihçi deÄŸilim, öyle bir iddiam yok. Sadece hafifleÅŸtirerek, daha kolay okunmasını hedefledim. Bir de Ramses dizisini okuyan insanlarda yanlış bilgilenmeler vardı. Bunları düzeltmek istedim. 31 Mart'ın muhtevası da biliniyordu ama Ahmet Altan yeniden yazana kadar bu ölçüde tartışılmadı. KadeÅŸ Savaşı da sizin kitabınızdan yola çıkılarak getirilebilir tartışma gündemine.- Daha kitap çıkmadan baÅŸlamıştı zaten. Kitaptan sonra ne diyeceklerini ise hep birlikte göreceÄŸiz.NOBELE ADAY DEĞİLÄ°MDoktor bestekárlar, asker ÅŸairler kuÅŸağı var. Bundan sonra bir de ekonomist romancılar kuÅŸağı mı çıkacak ortaya?- Yok, hayır. Bu herkesin entelektüel ilgisiyle alakalı bir ÅŸey. Unutmayın ki, Cemal Süreya maliye müfettiÅŸiydi. Ãœstelik ben kendisini yakından tanıma fırsatı bulmuÅŸtum. Ama bir yanlış anlama olmasın. Kendimi romancı, öykücü filan olarak görmüyorum. Kendi çapımda bir deneme yaptım ben. Nobel'e aday deÄŸilim diyorsunuz yani...- Hayır, hiçbir ÅŸeye aday deÄŸilim.Devamı gelecek mi bunun?- Aklımda bir ÅŸeyler var ama bu ‘‘Anitta'nın Laneti’’nin göreceÄŸi ilgiye baÄŸlı. Ama ben bu iÅŸi sevdim.Ne kadar sürede yazdınız kitabı?- Belli bir altyapıyı hazırladıktan sonra bir sene kadar sürdü. Ekonomik kriz ortamı filan derken, bir anlamda terapi görevi görmüştür sizin için.- Gerçekten de öyle oldu. Kitabı yazarken, dinlendiÄŸimi hissediyordum. Bir anlamda balık tutmak gibiydi.Devlet bu uygarlığa ilgi duymuyorOsmanlı var, Bizans var, Selçuklu var. Siz onların hepsini bir kenara bırakıp Hititler'i yazıyorsunuz. Neden? - Her üç alanda da yazılmış bir hayli roman var. Ama Hititler'le ilgili bir ÅŸey yok. Erol Toy bir kitap yazmış ama ben buna baÅŸladığımda o da yoktu. Ayrıca, Osmanlı, Bizans ve Selçuklu görece yakın uygarlıklar. Hititler ise dört bin yıllık bir uygarlık ve ‘‘panko’’ diye bir meclisi bile var, çok saÄŸlam yasaları var. Bunlar çok ilginç geldi bana. YavaÅŸ yavaÅŸ bu konuda bir bilinç de oluÅŸuyor sanki. Ankara'daki alışveriÅŸ merkezine Hititçe ‘‘Karum’’ adının verilmesi gibi.- ‘‘Karum’’ büyük alışveriÅŸ merkezi demek. Bir ilgi var ama beni hayal kırıklığına uÄŸratan ÅŸeylerden bir tanesi, Çorum'daki festivaldi. Åžapinuwa gibi bir yer var. Ä°lk defa Türk Hititologlar bir yer bulmuÅŸlar. O festivale mesela, devletin ilgisi neredeyse hiç yoktu. CumhurbaÅŸkanı veya BaÅŸbakan sembolik de olsa kazı bölgesine gitse, memleketin ilgisi oraya yönelir. Ayrıca, sokaktaki insan da bir uygarlığın merkezinde yaÅŸadığının farkına varır belki. Mısır'da Ramses kitapları tam bir devlet organizasyonu olarak tanıtıldı dünyaya...Evet, öyle bir kampanya ile tanıtıyorlar ki, hemen herkes etkileniyor ve Mısır'a giden turist sayısı da anında katlanıyor. Az ÅŸey mi bu?Hititler Avrupa kökenli Torunları olarak Hititler'den ders alacağımız çok ÅŸey var anlaşılan.- Onların torunu filan deÄŸiliz. Cumhuriyet'in ilk yıllarında öyle diyorlar ama doÄŸru deÄŸil bu. Çünkü Hititler Avrupa asıllı bir kavim. Aynı soydan, aynı yurttan geliyoruz tezleri doÄŸru deÄŸil. Yolları Anadolu'ya nasıl düşmüş peki?- O konu netliÄŸe kavuÅŸmuÅŸ deÄŸil ama Avrupalı oldukları kesin. Çünkü Hint-Avrupa dili konuÅŸuyorlar. Almanca'ya benzediÄŸi için Almanlar fena halde ilgileniyorlar konuyla. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!