Hastanede H1N1 paniği

Güncelleme Tarihi:

Hastanede H1N1 paniği
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 12, 2009 00:00

ABD’den geçtiğimiz hafta İstanbul’a gelen Y.S. (29) ateşi yükselince Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gelerek domuz gribi testi yaptırmak isteyince paniğe neden oldu.

Haberin Devamı

HASTANEDE MASKELİ ÖNLEM

DOMUZ GRİBİ HAKKINDA BİLİNMEYENLER

Y.S., dün akşam saat 20.30 sıralarında bir yakınıyla hastanenin acil servisine gelerek domuz gribi olarak bilinen H1N1 virüsü testi yaptırmak istediğini söyledi. Bunun üzerine Y.S. ve yanındaki kişi maske taktıktan sonra hastanede tecrit odası olmadığı gerekçesiyle dışarı çıkarıldı. Otomobillerine binen Y.S. ve yakınına özel bir ambulans bulunduktan sonra Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gönderilecekleri söylendi. Yetkililer hastane genelinde maske dağıtarak herkesin maskelerini takmasını istedi. Otomobilde bir süre bekleyen Y.S. ve yakını, ambulansın gelmesini beklemeden test yaptırmak için Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gitti.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, yurt dışında  görülen domuz gribiyle ilgili olarak, “Bu tamamen yeni bir virüstür. Bu  gömleğini değil yapısını tamamen değiştirmiş olan bir virüstür. Onun için  toplumdaki hemen hemen bütün insanlar bağışıklık açısından bu virüse hazır  değiller, bu virüsle hastalanabilir durumdadırlar. Ancak Türkiye'de şu anda virüs  yok” dedi.

Ankara Dedeman Otel'de İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Sağlık Bakanı Akdağ  ile 81 il valisi ve il sağlık müdürlerinin de katıldığı Genel Halk Sağlığı  Toplantısı düzenlendi.

Akdağ, açılışta yaptığı konuşmada, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ)  duyuruları ve güncellemesiyle takip edilen ve Kuzey ve Güney ABD ile Avrupa'nın  büyük bölümünü etkileyen H1N1 virüsü ile karşı karşıya bulunulduğunu söyledi.

İlgili virüse karşı DSÖ'nün henüz kıtalar arası salgın (pandemi)  muamelesi yapmadığını ifade eden Akdağ, “Ancak  biz biliyoruz ki artık onlarca  ülkede yapısı değişmiş yeni bir grip virüsü vardır. Dolayısıyla bütün insanlara  bulaşma riski yüksek olan bu virüs artık dünyada dolaşmaktadır” dedi.

Akdağ, bu virüsün “domuz gribi” olarak adlandırıldığını ve dünyada her  20-30 yılda bir buna benzer yeni bir virüsün ortaya çıktığını anlatarak,  “1918'de bu virüslerden biri büyük bir salgına yol açtı ve salgında 18 milyon  kişi yaşamını yitirdi. 1957 ve 1968 yıllarında da iki büyük salgın oldu. Bu  salgınlarda da yaklaşık 1 milyon insan öldü” diye konuştu.

Virüslerin yapısını devamlı değiştirdiklerini, bu nedenle de her yıl  yapılan grip aşılarının farklı olduğunu vurgulayan Akdağ, her zaman yeni  virüslerle karşılaşma imkanının olduğunu söyledi. Akdağ, şu anda bahsedilen  virüsün, her insanın dönem dönem yakalandığı gripten çok farklı olduğuna dikkati  çekerek, şunları kaydetti:

“Bu tamamen yeni bir virüstür. Bu gömleğini değil yapısını tamamen  değiştirmiş olan bir virüstür. Onun için toplumdaki hemen hemen  bütün insanlar bağışıklık açısından bu virüse  hazır değiller. Bu virüsle hastalanabilir  durumdadır.”
       
"ŞİMDİ ÇOK SÜRATLİ BİR YAYILIM BEKLEMİYORUZ”
         
Akdağ, bu kapsamda Türkiye'nin  de herhangi bir pandemi durumuna karşı  hazır olduğunu belirterek, 2005'te konuyla ilgili olan 60 kişinin katılımıyla  pandemi planı hazırlandığı, bu planın sürekli olarak güncellendiğini söyledi.

 “Türkiye'nin şu an içerisinde bulunduğu durum, hazırlık seviyesinin  gözden geçirildiği , hazırlıkların pekiştirildiği bir dönem” olduğunu belirten  Akdağ, şunları kaydetti:

“Türkiye'de şu anda virüs yok. Bunun yanı sıra dünyada hastalanan  yaklaşık 5 bin kişiden bilim adamlarının çıkardığı sonuçlar, şu anda virüsün çok  agresif olmadığı ve öldürücü bir grip oranının çok yüksek olmadığı şeklindedir.  Burada yanlış bir anlayışa kapılmamak gerekiyor, bir grip virüsüdür sonuçta. Bin  kişi hastalanıyor, 1-2 kişi hayatını kaybediyor. ancak yüz binlerce kişi  hastalandığında bu oranlar çok önemli hale geliyor. Toplumsal açıdan da çok fazla  insan hastalandığında sıkıntılar çıkıyor. Bu nedenle tüm çabamız hazır olmak. Bir  gün Türkiye'ye gelirse yayılmasını yavaşlatmaktır.

Şimdi çok süratli bir yayılım beklemiyoruz zaten, yaz mevsimine  giriyoruz. Ancak 2 ve 3. dalga mümkün.”
       
“GEREKSİZ YERE SANSASYONEL MANŞET ATILMAMALI
         
Önlemler kapsamında tüm giriş kapılarında ve havalimanlarında gerekli  tedbirlerin alındığını hatırlatan Akdağ, Türk vatandaşlarına şu an yurt dışına  seyahat önermediklerini vurguladı. Kendisinin de sürekli olarak konuya ilişkin  gelişmeleri yakından takip ettiğini anlatan Akdağ, bu gün yapılan toplantıyla  farkındalığın artırılmasının amaçlandığı kaydetti. Toplantıda, hem planın tekrar  gözden geçirileceğini hem de gelişmelerin valilerle ve il sağlık müdürleriyle  paylaşılacağını, sorulara cevap verileceğini bildirdi.

Akdağ, konunun kamuoyuyla paylaşılması konusunda basına da büyük görevler  düştüğünü belirterek, “Gereksiz yere sansasyonel manşet atılmamalı. Çünkü  yapılan haber halk nazarında farklı algılamalara neden olabiliyor. Bu konuda  hassasiyet gösterilmeli” diye konuştu.

Yurt dışından gelen turistlerde termal kameralarda ateş tespit edilmesi  durumunda güvenlik gereği kişinin gerekli testlerinin yapılması için izole  edildiğini hatırlatan Akdağ, “Bu noktada da değerli basınımız, misafirlerimizin  üstüne gitmemeli. Çünkü, onlara adeta vebalı gibi davranmak yakışık almıyor. Bu konuda  hassasiyet gösterilmeli. Fotoğraf ve görüntü alımında ısrar, hasta ve birey haklarıyla da bağdaşmaz” dedi.
Domuz gribinden korunmak için en başta hijyen kurallarına uyulması  gerektiğini vurgulayan Akdağ, özellikle el temizliğinin çok önemli olduğunu  söyledi. Akdağ, ellerin, kapı kolları, trabzanlar gibi başka insanların dokunduğu  yerlere temas etmesinden sonra 20-30 saniye sabunlanarak bol suyla durulanması  gerektiğini anlattı. Akdağ, bunun bir gün virüsün Türkiye'de bulaşır hale gelmesi  durumunda hastalığın yayılmasını önlemek açısından gerekli olduğunu söyledi.
       
İÇİŞLERİ BAKANI ATALAY
         
İçişleri Bakanı Beşir Atalay da “Vatandaşı sağlık ve güvenlik konusunda  rahat, huzurlu ve emin kılmak bizim görevimizdir” dedi.

Sağlık Bakanlığı'nın organizasyonunda, 81 ilin valisi ve il sağlık  müdürleri ile bir araya gelerek önemli bir sağlık konusunu ele alacaklarını  bildiren Atalay, erken tedbir almanın çok önemli olduğunu söyledi.

Güvenlik, illerdeki yatırımlar, yeni yapılan belediye seçimlerinin  değerlendirilmesine yönelik de bakanlık olarak toplantı yapacaklarını belirten  Atalay, bu tür toplantıların verimli çalışmaya katkı sağladığını ifade etti.

Toplum hayatında sağlık ve güvenliğin önem arz eden konular olduğuna  dikkat çeken Atalay, “Vatandaşı sağlık ve güvenlik konusunda rahat, huzurlu ve  emin kılmak bizim görevimizdir” dedi.

2008 yılında Sağlık Bakanlığı ve Çevre ve Orman Bakanlığı ile su  konusunda ortaklaşa çalışma yaptıklarını ifade eden Atalay, su sağlığının önemli  olduğunu ve çalışmalarının sürdüğünü söyledi.

Bakanlık olarak yaptıkları yerel denetimlere artık “belediyelerin su  konusunda denetimi”ni eklediklerini bildiren Atalay, suya ilişkin çalışmaların  hassasiyetle devam ettirileceğini kaydetti.

Bir hastalıkla ilgili salgın dönemlerinde yapılan haberlerde hassa  davranmasını isteyen Atalay, “Kuş gribi örneğinde de bu böyle olmuştu. Daha  duyarlı bir yaklaşımla haber yapılmasının önemli olduğunu düşünüyoruz” dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!