Habere sansür mü

Güncelleme Tarihi:

Habere sansür mü
Oluşturulma Tarihi: Eylül 09, 2006 16:22

Anadolu Ajansı’nın şehit Jandarma Er Ali Balıkçı’nın cenaze töreninde hükümet aleyhi atılan “Bilal gitsin askere” sloganına sansür uylulaması “habercilik” tartışması başlattı. Konuyu köşesine taşıyarak duruma tepki gösteren, Vatan Gazetesi yazarı Mustafa Mutlu, “Kendi ülkemizdeki olayı bile yabancı bir ajanstan öğreniyoruz” derken, sloganı yayınlamayan Anadolu Ajansı’na CHP’li vekiller başta olmak üzere siyasiler ve meslek örgütlerinden tepki geldi.

Haberin Devamı

Habercilik politikasında iktidarlara göre değişiklik yapma ve “görmezden gelme” eleştirilerine yer yer hedef olan Anadolu Ajansı bu kez de görmediği “Bilal gitsin askere” sloganı nedeniyle eleştiriliyor.

Konuyu Vatan Gazetesi’ndeki köşesinde işleyen Mustafa Mutlu, “Kendi ülkemizdeki bir olayı bile yabancı bir ajanstan öğreniyoruz” dediği “Anadolu Ajansı, İHA ve AP” başlıklı yazısında şu görüşlere yer verdi: "Devletin resmi kurumu Anadolu Ajansı, Siirt’te şehit olan jandarma er Ali Balıkçı’nın cenaze töreni haberini abonelerine uzun uzun geçti. Bu haberde törene katılanların PKK aleyhine slogan attıkları söyleniyordu. Özel haber kuruluşu İHA’nın tavrı da farklı değildi. Aynı haber, bu iki kurumdan önce uluslararası haber ajansı AP tarafından “flaş haber” olarak verildi. Aynen şöyleydi: “Törene katılanlar Başbakan’ın ‘Askerlik yan gelip yatma yeri değildir’ sözlerini protesto etti. 2 bin kişinin katıldığı törende özellikle kadınlar, Başbakan’ın ABD’de yaşayan oğlunu kastederek, ‘Bilal gitsin askere!’ diye bağırdı.”  Kendi ülkemizdeki olayı bile yabancı bir ajanstan öğreniyoruz! Yaşasın tam bağımsız haber ajansları...”

Haberin Devamı

Mutlu’nun başlattığı görmezden gelme tartışmasına gazetecilik kökenli siyasiler ve meslek örgütleri birer açıklama yaparak sert tepki gösterdi.

Yılmaz Ateş (CHP İstanbul Milletvekili):“Anadolu Ajansı maalesef bu iktidar döneminde tarafsızlığını önemli ölçüde yitirdi. Ben gazeteciliğe 1972’de başladım. Zaman zaman AA’nın tarafsızlığını ihlal ettiği iddiaları oldu ama hiçbir dönem bu kadar olmadı. Bir süredir özellikle Anadolu Ajansı ve TRT kendi kuruluş lkelerini ihlal eden noktada yayın yapıyorlar. Kadrolaşma da yapılıyor. Bana bir süredir gelen şikayetler üzerine bir inceleme yapıyorum önümümüzdeki günlerde bu konuyu Meclis’e taşıyacağım.”

Berhan Şimşek (CHP İstanbul Milletvekili): “Sayın Mutlu’ya teşekkür etmek gerekiyor. Maalesef Anadolu Ajansı, cumhuriyetin, kurtuluş mücadelesinin ajansı olmasına rağmen hiçbir zaman bu kadar hükümet yanlısı bir uygulama yapmamıştır. Hükümete yakın malum kanallarda o protestolar yok. Ama yansız ve tarafsız bilgilendirme görevi yapan basın mensupları gruplar, ajanslar 8 sütuna manşet olarak bu haberi veriyorlar. Ama kuş gribi vakaları olduğu zaman ‘medya nazif, bu haberi şöyle vereceksiniz’ diyen hükümet görevlilerinin olduğu bir ülkede Anadolu Ajansı’nın ‘AA’ değil de ‘AKP Ajansı’ olması çok şaşılacak bir şey değil. Mümkün olsa haberleri hükümet üyeleri ve milletvekilleri yazacak.”

Haberin Devamı

Saffet Arıkan Bedük (DYP Genel Başkan Yardımcısı): “Demokrasilerde basın önemli bir güç, basının objektif haber ve yorumuna müdahale demorasiyi yok etmek demek. Basına yönelik baskıcı anlayışı kabul etmek mümkün değildir. Basının olayları objektif olarak yansıtması hem görevi hem misyonudur. AKP anlayışı içerisinde bir basın oluşturuluyorsa demokrasiden bahsetmek mümkün değildir. Vatandaş da vuku bulan olayları çıplaklığı ile değerlendirsin. Bundan kimsenin gocunmaması, korkmaması gerekiyor.”

Ahmet Tan (DSP Genel Sekreteri):“Bu iktidarın basına karşı başbakan eliyle sürdürdüğü hasmane yaklaşımı kendine bağlı basın kuruluşlarına da baskıya dönüştürmüş durumda. Bu da son örneğidir.”

Haberin Devamı

Reyhan Balandı (Anavatan Partisi Afyonkarahisar Milletvekili):“Dedelerimizden miras olan ajans bülteni sorumluluğunu hissetme konusunda hassas olmaya zorluyor bu durum.”

Ahmet Abakay (ÇGD Genel Başkanı):“Anadolu Ajansı’na her iktidar değişikliğinde yeni bir yönetim gelir, her gelen yönetim de her olayda başbakanı ve hükümet uygulamalarını şirin gösterme, göklere çıkarma yoluna gider. Bu durum bizce çok şaşırtıcı değil, yapısal bir sorundur. Üst yönetimde bunu yapmaya zorunludur. Yapmazsa görevinden alınır. Bu çerçeveden bakıldığında yapılacak şey Anadolu Ajansı’nın iktidarların dalkavukluğunu yapmasını önlemek, dolayısıyla da özerk hale getirmektir.”

Haberin Devamı

A.A.'NIN TARTIŞMA YARATAN ÖNCEKİ UYGULAMALARINDAN BAZILARI İSE ŞÖYLE:

Mutlu’nun yazısı ile yeniden gündeme gelen tartışmalar çerçevesinde geçmişte çok tartışılan ancak Anadolu Ajansı’nın bültenlerinde yer almayan olaylardan bazıları ise şöyle:

-TBMM Başkanı Bülent Arınç, Nisan 2004'te düzenlediği basın toplantısında, 23 Nisan resepsiyonuna eşinin adını neden yazmadığını soran bir gazeteciye “Şeyini şey ettiğimin şeyi! Niye tekrar soruyorsun canım kardeşim” diye çıkışmıştı. Ancak Anadolu AJansı, krize neden olan bu cümleyi haberine koymaya gerek görmedi.

-Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Mersin’li bir çiftçiyle içerisinde “lan”, “terbiyesiz”, “Hadi ananı da al git buradan” gibi ifadelerin yer aldığı diyalog Anadolu Ajansı’nın haberinde yer almadı.

Haberin Devamı

-Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile CHP lideri Deniz Baykal arasındaki malvarlığı tartışmasında “Ulan benimle uğraşmayın” diyen Unakıtan'ın cümlesindeki “ulan” kelimesi de elendi.

-Son olarak TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın Rusya gezisi sırasında Sovyet Devrimi'nin lideri V. İ. Lenin'den "Lenin'i ölü olarak görmek çok güzel" diye söz etmesi de görmezden gelinen bir başka olayı oluşturdu.
 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!