Gucci imparatorluğunda yaşananlar Tarantino filmlerini hiç aratmıyor

Güncelleme Tarihi:

Gucci imparatorluğunda yaşananlar Tarantino filmlerini hiç aratmıyor
Oluşturulma Tarihi: Ocak 17, 2004 01:50

Çok güçlü bir moda markası, birçok başka markayı şemsiyesi altında barındıran büyük bir şirket Gucci. Bir başka özelliği de skandal yaratmakta diğer marka ve şirketleri fersah fersah geride bırakması.

Ancak, skandal Gucci'ye yarıyor. Gucci ailesindeki erkeklerin eşleri ve sevgilileriyle kavgaları, şirketin iki dev sermaye grubu arasında büyük bir paylaşım mücadelesine yol açması, baş tasarımcı Tom Ford'un gürültülü bir şekilde ayrılması, onun yerine geçecek modacılarla ilgili spekülasyonlar, Gucci'nin ne prestijini sarsıyor ne de satışlarını. Aksine rahatlıkla hareketli bir aksiyon filmi, bir gerilim romanı konusu olabilecek bütün bu olaylar Gucci'nin şanını şöhretini artırıyor.

Tom Ford, mart ayında Paris'te Gucci'nin tasarımcısı olarak son kadın koleksiyonunu gösterecek. Şovlar sona erer ermez, şirket yeni tasarımcısını açıklamayı planlıyor. Geçen hafta, Gucci'nin, daha doğrusu Gucci'nin sahibi olan Pinault-Printemps-Redoute Grubu'nun İngiliz tasarımcı Alexander McQueen üzerinde durduğu basına yansıdı. Her iki taraf da dedikoduyu yalanlamadılar, ancak bir açıklama yapmak için erken olduğunu söylediler.

Markayla son yıllarda bütünleşmiş gibi görünen Teksaslı modacı Tom Ford'un iki ay önce şirketle ilişkisini keseceğini açıklaması, Gucci'yi bir kere daha büyük bir dedikodu kaynağı haline getirmişti. Ama bu ilk değildi. Çünkü Gucci her zaman gazeteciler için çok iyi bir haber konusu oldu.

Bu İtalyan markası, 1921'de Floransalı Guccio Gucci'nin deri seyahat çantaları yapıp satmaya başlamasıyla doğdu. Marka savaştan sonra lüks deri ürünleriyle büyüdü, bütün dünyada ayakkabıları ve çantalarıyla tanındı.

ALDO GUCCI 81'İNDE HAPSE GİRİYOR

Guccio Gucci'nin kötü bir huyu vardı. Oğulları Aldo ile Rodolfo'yu birbirleriyle vuruşturmaktan hoşlanıyordu. Müthiş bir işadamı beynine sahip olan Aldo öne çıktı. Paris'te, New York'ta, Tokyo'da dükkanlar açtı. Savoy Plaza Oteli'ndeki küçücük bir butik olan Gucci, 1974'te üç kıtaya yayılmış bir imparatorluk haline gelmişti.

Ama Aldo 1986'da 81 yaşındayken, 7 milyon dolarlık bir vergi skandalına karışıp hapsi boylayınca, yeğeni Maurizio'nun zamanı geldi. Rodolfo'nun oğlu olan Maurizio da skandal yaratmakta başarılıydı. Bir kamyon şoförünün kızı olan Patrizia Reggiani ile evlenmiş, babası Rodolfo oğlunu reddetmek istemişti. Rodolfo ölünce aile kendini mahkemelerde buldu. Sonunda Maurizio, babasının hisselerini kendine devrettiğini ispatladı ve hapsi boylayan amcası Aldo'nun yerine 1989'da Gucci'nin başına geçti.

Bu da çok iyi oldu, çünkü Jacqueline Kennedy'nin Gucci çantaları kullandığı 1960'lar geride kalmış, şirket batmanın eşiğine gelmişti. Aldo'nun oğlu Paolo, kuzeninin Gucci'nin başına geçmesinden pek memnun kalmamıştı. Yönetim kurulu toplantılarında iki kuzen birbirlerine kül tablaları fırlatıyor, yakası açılmadık küfürler koridorlardan duyuluyor ve doğal olarak ertesi gün gazetelere yansıyordu.

Bu aile kavgası işe yaradı. Gucci adı yeniden gazetelerde görüldü. ‘‘Reklamın kötüsü olmaz’’ sözü doğrulandı. Ama şirketi yaşatmak için daha fazlası gerekiyordu. Maurizio, 1994'te Gucci'nin imajını yenilemek için bir ikiliyi şirketin başına geçirdi. Tasarımı Teksaslı modacı Tom Ford'a, yönetimi ise Domenico De Sole'ye teslim etti. Böylece moda dünyasında müthiş bir ikili doğmuş oldu. Domenico De Sole ve Tom Ford (kısaca Dom ve Tom) birbirini tamamlayan bir ikili olarak Gucci'yi çağa uydurmak için kolları sıvadılar. 1989'da Gucci'nin yüzde 50'si bankaların oluşturduğu Investcorp adlı bir grubun eline geçmişti. Yeni patronlar Dom-Tom ikilisiyle iyi anlaştılar, Maurizio'yu da işin başında bıraktılar.

MAURIZIO GUCCI'Yİ KARISI ÖLDÜRTÜYOR

Ama bir Gucci olarak rahat Maurizio'ya batıyordu. Kamyon şoförünün kızı Patrizia'dan bıkmıştı. Amerikalı sarışın bir dekoratöre aşıktı. Onunla yaşamak üzere evini terk etti ve boşanma davası açtı. Patrizia küplere binmişti. Gittikçe daha çok mücevher takıyor, daha çok boyanıyor, katıldığı partilerde kocasını mahvedeceğini söylüyordu. Bir televizyon programına katılan Patrizia ‘‘Beni üç milyar liretle ortada bıraktı!’’ diye yakınınca, programcı ‘‘O kadar fena bir para sayılmaz’’ demek cüretinde bulundu. Patrizia'nın cevabı açıktı: ‘‘Pek paranız olmadığı anlaşılıyor. Sizin için iyi sayılabilir, ama insan trilyon liretlik bir servete sahipse iş değişiyor!’’

Mayıs 1995'te boşanma davası sonuçlanacaktı. Patrizia'nın hızlı davranması gerekiyordu. Yakın arkadaşı olan bir medyuma başvurdu. Medyum yakın arkadaşı olan lüks bir otelin kapıcısına, o da yakın arkadaşı olan Milanolu iki kiralık katile... Patrizia ile aracılar 600 milyon lirette anlaştılar. Nisan 1995'te Maurizio Gucci, bürosundan çıkarken vuruldu.

Patrizia kocasını mahvedeceğini o kadar çok tekrarlamıştı ki, polis ondan şüpheleniyordu. Bu arada iki kiralık katil de kadından daha fazla para sızdırmak için baskı yapmaya başlamışlardı.

O sırada ‘‘Carlos’’ ortaya çıktı. Tarantino filmlerinden fırlamışa benzeyen bu karanlık adam, Kolombiya'daki Medellin kokain karteli için çalıştığını, Patrizia ile kiralık katiller arasındaki ‘‘meseleyi halledeceğini’’ iddia ediyordu. Otel kapıcısıyla, medyumla ve sonunda kiralık katillerle konuşan ‘‘Carlos’’ çok geçmeden olayın bütün ayrıntılarını öğrendi ve kimliğini açıkladı: O aslında bir polisti. Böylece Patrizia Reggiani kocasını öldürtmekten hapsi boyladı.

PAOLO GUCCI ATLARINI METRESİNE BIRAKIYOR

O sırada Maurizio'nun kuzeni Paolo da boş durmamıştı. Dünyanın en güzel yarış atlarına sahip olan bu adam, 1997'de öldüğünde karısı Jenny ile sevgilisi Penny birbirine girdi. Çünkü atlarını sevgilisi Penny Armstrong'a ve ondan olan iki çocuğuna bırakmıştı. Paolo'nun karısı Jenny basına şu açıklamayı yaptı: ‘‘Ahırda çalışan bir kızken kocamın metresliğine terfi eden Penny Armstrong, iki piç doğurdu diye tüm servete sahip çıkamaz.’’ Bu kibar ailenin gazeteler tarafından niye sevildiğini açıklamaya gerek yoktu.

İKİ FRANSIZ PATRON GUCCİ İÇİN ÇARPIŞIYOR

Bütün bu olayların Gucci'nin imajını yerle bir ettiğini sanmayın. Maurizio'nun öldürülmesinden sadece bir kaç hafta sonra, Gucci halka açıldı ve hisseleri New York borsasında işlem görmeye başladı.

Dom ve Tom, şirketi artık rahat rahat idare edebilirlerdi. Ama halka açılan şirket, bu defa dünyanın en büyük lüks ürünleri grubu Fransız LVMH'ın iştahını kabartmıştı. Gucci'yi ele geçirmek için kolları sıvayan LVMH, karşısında bir başka Fransız lüks şirketi olan Pinault-Printemps-Redoute'u buldu. 1999'da her iki şirketin başkanları Bernard Arnault ile François Pinault birbirleriyle yenişmeye çalışan iki güreşçi gibi Gucci üzerinde oynadılar. Sonunda savaşı Pinault kazandı. Gucci'nin yüzde 40'ını ele geçirdi ama bu çok pahalıya patlayan bir zafer olmuştu.

Ancak markanın işleri yolundaydı. Tom Ford ve Domenico De Sole markayı yenilemiş, birçok alana el atmış, Yves Saint-Laurent gibi başka markalar da dahil olmak üzere Gucci'yi büyük bir şirket haline getirmişlerdi.

Bu arada Pinault, Gucci'nin çoğunluk hisselerini ele geçirmenin zamanı geldiğini düşünüyordu. 11 Eylül 2001'den, lüks sektörü için gayet kara bir tarih olan o meşum günden tam bir gün önce Gucci'nin tamamını ele geçirmek için harekete geçti. Şu anda sırf bu yüzden Pinault-Printemps-Redoute Grubu'nun 8 milyar dolar borç altına girdiği söyleniyor.

2002'de Gucci, 1995'ten beri ilk kez satışlarında yüzde 10'luk bir düşüş gördü. Ayrıca satın aldıkları Yves Saint-Laurent 65 milyar Euro zarar etmişti. Geçen yıl Gucci'nin satışları yeniden parladı. Ancak Kasım 2003'te Dom ve Tom, Gucci'nin kapısını çarpıp çıktılar. Ya da patronları onları kapı dışarı etti. Hangi dedikodu doğru olursa olsun, bu işten kárlı çıktıkları kesindi. 1999'da şirketle yaptıkları beş yıllık anlaşma sırasında, hisseler 95 dolardan işlem görürken tanesi 65 dolardan Tom'a 5, Dom'a 1.4 milyon hisse opsiyonu verilmişti.

Şimdi Gucci kendine en az Tom Ford kadar prestijli bir tasarımcı arıyor. Alexander McQueen iyi bir seçim gibi duruyor. Zaten kendi adını taşıyan markayı birkaç yıl önce Gucci Grubu’na satmıştı. Onun bu zor görevi kabul edip etmeyeceği mart ayında ortaya çıkacak.

BÜTÜN MARKALAR BU İKİ ŞİRKETE AİT

LVMH (Moet Hennessy Louis Vuitton) Grubu

Başkan: Bernard Arnault

Markalardan bazıları

n Moet & Chandon (şarap, şampanya)

n Louis Vuitton (çanta)

n Givenchy (kozmetik)

n Marc Jacobs (giyim)

n Kenzo (giyim, kozmetik)

n Christian Lacroix (giyim)

n Donna Karan (giyim)

n Christian Dior (giyim, kozmetik)

n Guerlain (parfüm)

n TAGHeuer (saat)

n Chaumet (saat)

Pinault-Printemps-Redoute (PPR) Grubu

Başkan: François Pinault

Markalar

n Gucci (giyim, deri eşya)

n Yves Saint-Laurent (giyim, kozmetik)

n Boucheron (mücevher)

n Sergi Rossi (çanta, ayakkabı)

n Balenciaga (giyim)

n Stella McCartney (giyim)

n Alexander McQueen (giyim)

GEÇEN HAFTA EN ÇOK BUNLAR KONUŞULDU

4 Boşanmak üzere olduğu eşi Sharon Stone'dan, yaptıkları evlilik öncesi anlaşması gereği, bir seferde ödenmek üzere 1 milyon dolar nafaka talep eden San Francisco Chronicle Genel Yayın Yönetmeni Phil Bronstein

4 Lezbiyen taklidi yapmaktan sıkıldığı için grubu terk etmeye karar verdiğini açıklayan, Ümit Okur adlı bir Türk ile ilişkisi olduğu için Antalya Kemer'de ev almayı düşündüğü iddia edilen t.A.T.u üyesi Yulia

4 Geçtiğimiz hafta 15 yaşındayken, annesinin eve sarhoş gelip olay çıkaran babasını tek kurşunla öldürdüğünü gördüğünü açıklayan, anketlere göre 2003 yılının en çekici kadını Charlize Theron

4 NBC'de yayınlanan ve ilk bölümü 18,5 milyon izleyiciye ulaşarak rekor kıran BBG'vari, Stajyer isimli yarışma ile şirketine yönetici arayan ABD'li emlak kralı Donald Trump

4 Suni döllenme yöntemiyle önümüzdeki nisan ayında 40 yaşındaki Amerikalı sevgilisi Ronna Kaitt'den bir erkek evlat sahibi olacak, bu sayede 61 yaşındaki Julia Inglesias'a kendisinden 61 yaş küçük bir kardeş, Enrique Inglesias'a ise kendisinden 29 yaş küçük bir amca kazandıracak olan 87 yaşındaki doktor Julio Inlesias Puga

4 İnternette dolaşan pornografik görüntüleriyle büyük skandal yaratan, hálen Fox TV'de bir reality show sunan ve geçtiğimiz hafta ABD'li tasarımcı Mr. Blackwell tarafından 2003 yılının en kötü giyinen kadını seçilen Paris Hilton

4 Uzun süre inkár ettikten ve gazetecilerden köşe bucak saklandıktan sonra, Mustafa Erdoğan ile olan ilişkisini ‘‘Şeffaf olan her şey ortadadır zaten. Temeli sağlam olan bir şeyin saklanmaya da ihtiyacı yoktur’’ sözleriyle itiraf eden Gülben Ergen

4 Yıllardan sonra ilk kez Ortaoyuncular haricinde bir tiyatroda çalışmaya hazırlanan, üstelik tam da Ferhan Şensoy ile boşanma aşamasında olduğu şu dönemde ‘‘tesadüfen’’ Nedim Saban'ın yönettiği, ilk kez 8 Mart Kadınlar Günü'nde sahnelenecek olan ‘‘Ben Boşanıyorum’’ adlı tek kişilik oyunda rol almaya karar veren Derya Baykal
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!