EŞCİNSELLİK VE MICKEY MOUSE'UN GİZLİ ANLAMLARI Yazar Sean Griffin, yeni kitabı "Tinker Belles and Evil Queens: The Walt Disney Company from the Inside

Güncelleme Tarihi:

EŞCİNSELLİK VE MICKEY MOUSEUN GİZLİ ANLAMLARI Yazar Sean Griffin, yeni kitabı Tinker Belles and Evil Queens: The Walt Disney Company from the Inside
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 22, 2000 00:00

EÅžCÄ°NSELLÄ°K VE MICKEY MOUSE'UN GÄ°ZLÄ° ANLAMLARI Yazar Sean Griffin, yeni kitabı "Tinker Belles and Evil Queens: The Walt Disney Company from the Inside Out" adlı kitabında* "Ellen'e, Disney'in gay ve lezbiyenlere özel bir ilgi duyduÄŸunu" söyletmesinden çok önce de, Disney'in bu özel ilgisi biliniyordu. Yazar, bu araÅŸtırmasında Amerika'nın aile deÄŸerlerini ince bir titizlikle sunan eÄŸlence ÅŸirketinin, bazen bilerek bazen de tamamen rastlantısal bir ÅŸekilde eÅŸcinsel tüketicileri nasıl kucakladığını gözler önüne seriyor ve "Uyuyan Güzel"deki kötü karakter için pembe bir pelerin dokuyor.Politik ve dini sağın bu alâkaya tepkisi 1990'ların ortalarında doruk noktasına vardı. Bu tarihte Disney, eÅŸcinsel elemanlarının partnerlerine saÄŸlık yardımı verme kararı aldı. Griffin, kitabında Disney'i eÅŸcinsellerin kararsız bir müttefiki ÅŸeklinde tasvir etmiyor. Aslına bakılırsa, Walt Disney'in kendisi bir keresinde çocukları eÅŸcinsel çocuk tacizcilerine karşı korumak için bir film çekmeyi teklif etmiÅŸti. Kendisi de eÅŸcinsel olan yazar, böyle yapmak yerine ÅŸirketin çizgisini açık seçik bir ifade ile anlatan bir tarz benimsiyor. Yazar, Florida Atlantic Ãœniversitesi'nde dersler veriyor.Kitabınız, 1995'te Floridalı 15 parlamenterden gelen bir mektupla baÅŸlıyor. Mektupta, Disney'in eÅŸcinsel çalışanların partnerlerine "eÅŸ yardımı" baÅŸlatmasının, ÅŸirketin "ABD halkındaki tüm iyi, saf ve saÄŸlıklı deÄŸerleri temsil ettiÄŸi"ne dair imajı zedelediÄŸi iddia ediliyordu. Bu mektup aslında Disney'in 'ahlaki bir vicdan çizgisinden hiç ayrılmaması' gerektiÄŸini düşünenlerin mevcudiyetini ispatlıyor. Disney sizce ahlaki deÄŸerlerin adamı mıydı?S.G. Disney 30'lu yıllarda, özellikle aile dostu, çocuk merkezli bir ÅŸirket olmayı hedef seçmiÅŸti. Bu nedenle, ta o zamanlarda bile kolay bir hedef konumundaydı. "Pamuk Prenses" 1937'de ilk kez gösterildiÄŸinde, çeÅŸitli ebeveyn gruplarından tepkiler geldi. Oradaki cadıyı çok ürkütücü bulmuÅŸlardı çünkü. Bu tarihten sonra bir çok kiÅŸi ve gruptan bir çok ÅŸikayet geldi. Bu ÅŸikayetler her zaman yersiz deÄŸildi. Bu tarz bir imajla yola çıktığınızda başınıza gelmesi olaÄŸan birÅŸeydi aslında.30'larda bu, iyi bir pazarlama hedefiydi. Filmlerin federal yasalarla sansürlenmesi gündemdeydi. Ä°lk Miki Fare filmlerinde Miki, 'sıradan biri' ÅŸeklinde karakterize ediliyordu. Åžiddet kullanmaktan çekinmiyor, Minnie'yi kanapenin etrafında kovalayıp duruyordu. Ãœnlenip herkesçe tanındığında ise tepki çekmeye baÅŸladı. Ebeveyn grupları Miki'nin peÅŸine düştüler. Miki'nin daha ailevi bir kimliÄŸe büründürülmesi bundan sonradır. PopülerliÄŸini bu ÅŸekilde sürdürebileceÄŸi öngörülmüştü. Disney çok küçük bir ÅŸirketti. Çizgi filmler üreten küçük bir atölyeydi sadece. Aldıkları bu karar, ÅŸirketin büyük rakipleri ile aynı çizgiye gelmesini saÄŸladı. Aile imajı Disney için çok yararlı bir adım oldu. Ekonomi her ÅŸeyden önce geliyordu.EÅŸcinsellik tarihçisi Allan Berube 1930'larda Berlin'de çekilmiÅŸ bir fotoÄŸraf buldu. FotoÄŸrafta Mickey Mouse adını taşıyan bir gay bar görülüyordu. Bu ikisi arasında bir baÄŸ var mı? S.G. Bu ilk zamanlarda, gay cemiyetleri, (bugünkü anlamda, kendine ait medyası, gazeteleri olan birer organizasyon durumunda deÄŸildiler) içine kapanık bir görünümdeydi. Açıkça gay olduklarını duyurmaları o günlerde sözkonusu deÄŸildi. "Mickey Mouse" onlar için gay veya lezbiyen sözcüklerinin yerine geçen bir ÅŸifreydi. "Mickey Mouse", "alışılmışın dışında, tuhaf" anlamında kullanıldığında biraz kılıksız bir söz olsa da normal olmayan cinsel eÄŸilimler için gayet uygun bir ifadeydi onlar açısından. Ama bu ifade bir yandan eÅŸcinselliÄŸi yüceltiyordu da; çünkü Miki Fare son derece popüler, ünlü bir karakter haline gelmiÅŸti. Biraz tuhaf, sıradışı ama bir o kadar da meÅŸhur bir stardı.Disney'in ilk filmlerinin eÅŸcinsellerce çok tutulmasının arkasında karakterleri kesin çizgilerle çizilmemiÅŸ, istediÄŸiniz cinsel kimliÄŸi verebileceÄŸiniz figürlerce canlandırılmış senaryolar olabilir mi? S.G. Ä°htiyacınız olan bütün bir karakterler demetini ve senaryoları durup dururken yaratamazsınız. Disney'in çizgi filmlerinde kurabiyeler, çörekler ya da böcekler öyle insani renklerle boyanmışlardır ki, o filmlerde fanteziler, düşler o derece önemlidir ki, filmlerde gördüğünüz her ÅŸeyi çok daha dikkatli gözlerle incelemeye mecbur kalırsınız. Disney'in çizgi filmleri sizden bunu istiyordu. Heteroseksüeller için bu kolay bir ÅŸey olmayabilirdi. Ama eÅŸcinseller için daha farklıydı durum. Bir karakteri eÅŸcinsel olarak görebilmek gayet kolaydı. Ä°ÅŸin eÄŸlencesinin büyük kısmı, yapımcıların o tarz niyetlerle yola çıkmamış olmalarıydı. EÅŸcinsel kesimler, yapımcıların yapmaya niyetli olmadıkları bir ÅŸeyi algılıyorlardı. Bu da eÅŸcinsellerin kendilerini biraz güçlü hissetmelerini saÄŸlayan bir unsurdu. Bugünlerde durum biraz daha farklı. Artık eÅŸcinsel yapımcılar, olasılıkların, karşılarına nelerin çıkabileceÄŸinin farkındalar.1937 tarihli, Oscar ödüllü "Ferdinand the Bull" adlı kısa film, erkekçe iÅŸler peÅŸinde koÅŸmak yerine çiçek koklayan bir boÄŸayı tasvir eder. Siz, bu senaryoyu "farklı" senaryoların ÅŸampiyon, eÅŸcinsel ruha hitap eden baÅŸlıca temalardan biri ilan ettiniz. Oysa ben bu tarz bir karakter betimlemesinin insanlarda öfke uyandıracağını düşünüyorum. S.G. Orada söz konusu olan insanlar deÄŸil de hayvanlar olduÄŸu için çok fazla bir öfke yaratmadı. Bir tür kibar komedi gibiydi. Umulmadık ÅŸeyleri yapan, yoldan çıkmış bir kahraman deÄŸildi o. Liseyi bitirmeye çalışan eÅŸcinsel bir oÄŸlan da deÄŸildi. Tembellikle yetiniyor, oturup çiçekleri kokluyor, eÄŸlenmiyor, spor yapmıyordu. BaÅŸka boÄŸalarla da yakın temas halinde deÄŸildi. Bunlar, fazla tepki çekmemesinin sebepleri olarak gösterilebilir.Söylediklerinizden -putları- yıkmaya çalışanların izleyiciler deÄŸil yapımcılar olduÄŸu sonucu çıkıyor sanki… Walt nasıl anlamamış olabilir bu durumu?S.G. Bugün bunu anlamamamız oldukça zor bir iÅŸ. O zamanlar insanlar, eÅŸcinsellik diye bir ÅŸeyin süregittiÄŸinin farkında deÄŸildiler. Walt'ın ise bu konumda olduÄŸunu düşünmüyorum. Özellikle Güney California'da yaÅŸayıp film sanayiinde çalışıyor olması nedeniyle daha iyi anlayabiliyor olması gerektiÄŸini sanıyorum. Ama o dönem, heteroseksüelliÄŸin egemen olduÄŸu bir dönemdi. Biri çıkıp da biri hakkında bir takım ÅŸeyler söylemeye baÅŸlayıncaya kadar o kiÅŸi normal cinsel eÄŸilimleri olan biri kabul edilirdi. Böyle bir ortamda üretilen filmlerde de, biri çıkıp "Hey, Ferdinand'a dikkat ettin mi? Sanki biraz nonoÅŸ gibiydi, deÄŸil mi" gibisinden birÅŸey söyleyinceye kadar normal addedilirdi. Dün derste "Lion King"i izlettirdim öğrencilere ve dedim ki Skar bir gay karakterdir. Bütün sınıf "Bu adam neden bahsediyor" dedi. Gay izleyicilerin tarafında olanlarla onlarla alay eden kesim arasında bir çizgi çizmeniz mümkün mü?S.G. Ä°ÅŸiniz animasyon ise, bir bakıma karikatürle de uÄŸraşıyorsunuz demektir. Kadın, erkek ya da çeÅŸitli etnik gruplardan, ırklardan kiÅŸileri çizmeye çalışırken başınıza belâ alabilirsiniz bu durumda. Aynı ÅŸey cinselliÄŸin kliÅŸelerini çizerken de söz konusudur. Aladdin'in cinini şıkşıkırdım giyinen bir terzi ÅŸeklinde betimlerken olduÄŸu gibi. Bu sorun nasıl çözülür, bilemiyorum. Çizgi film iÅŸiyle uÄŸraşırken, ÅŸablon karakterlere bulaÅŸmamak mümkün müdür? Bu sadece Disney ile deÄŸil genel anlamda geçerli bir mesele. EÅŸcinsel erkeklerin dünyası "drag" (kadın gibi giyinen eÅŸcinsel) kültürü ile paralel gider çok zaman. Bunun, taklit ettikleri kadın starları yüceltici bir yan olduÄŸunu söylemek yanlış olmayacaktır. Ancak feminist eleÅŸtirmenlere göre bu drag kültürü, kadınlar için nefret uyandıran bir tarz olarak algılanagelmiÅŸtir. Bu "olumlu" ya da "olumsuz" mu birÅŸeydir?.. Bu tür ÅŸeyler kanımca biraz basitliÄŸe kaçmaktır. Evet ya da hayır cevabı yerine geçen, baÅŸparmak aÅŸağı ya da yukarı dengi bir ÅŸey olup karşı karşıya bulunduklarımızın karmaşıklığına yanıt teÅŸkil edebilecek niteliklere sahip deÄŸildir. Onlar kliÅŸeleÅŸmiÅŸ karakterler midir? Evet, muhtemelen. Peki nasıl kullanılmışlardır? Ne için kullanılmışlardır? Kendilerine ne gözle bakılmışlardır?Ve?S.G. "Alaaddin"deki cin insanlarca kabul gördü. Ama "Lion King"deki eÅŸcinseller, erkekler arasında farklı görüşler doÄŸmasına neden oldu. Birçok insan, bir dereceye kadar bu gruba ben de giriyorum, eÅŸcinsel karakter Skar ile birtakım problemler yaÅŸadı. Aynı problemler, heteroseksüel aslanın, ormanı yönetecek tek kiÅŸi olması hususunda da yaÅŸandı. Skar yönetimi alır almaz, ekosistem çöktü ve buradan çıkarılacak sonuç: "Bu insanlar ülkeyi yönetemezler"den baÅŸka bir ÅŸey olabilir miydi? Ama ben bir çok insan tanıyorum ki "Aslan Kral"ı, oradaki erkek evladın öyküsünü babaları ile olan anılarıyla, dışlanmalarıyla ve de babalarının kendilerinden bekledikleri ÅŸekilde yaÅŸama çabalarıyla özdeÅŸleÅŸtirdiklerinden ötürü pek sevmiÅŸlerdir. Bu konular, gay erkeklerin bir çoÄŸunun uÄŸraÅŸmaları gereken sorunlar olagelmiÅŸtir eskiden beri. Walt Disney, aktör Tommy Kirk'ü 1961 yılında, eÅŸcinselliÄŸini fazla ön plana çıkardığı için kovmuÅŸtu. Ama 1970'te ÅŸirket külotlu (loinclothed) bir Jan-Michael Vincent'i filmlerinde oynatır olmuÅŸtu. Oysa bu aktör, sizin de belirttiÄŸiniz gibi o zamanlarda gay erkeklerin gözde poster yıldızlarından biriydi.S.G. Ama o filmlerde Vincent bir yirmi yaşın altındaki bir Tarzan'ı canlandırıyordu. Michael Eisner, Frank Wells ve Jeffrey Katzenberg ÅŸirket için çalışmaya baÅŸlayıncaya kadar gerçek anlamda bir tarz deÄŸiÅŸikliÄŸinden söz edilemez. "Down and Out in Beverly Hills" bu deÄŸiÅŸim sonrasında çekilmiÅŸ ilk filmdir. Touchstone Pictures için çekilen bu filmde eÅŸcinselliÄŸin daha bir ön planda sunulduÄŸu görülür. Filmde "eÅŸcinsel" kelimesi hiç duyulmaz. Ama Beverly Hills'de yaÅŸayan ailenin genç oÄŸlu, fiziksel cinsiyetinin normlarına uyum göstermekte güçlük çekmektedir. Makyaj yapar; 80'lerin Boy George/Erasure tarzında giyinir kuÅŸanır. Ailesine hep birÅŸeyleri açıklamaya çalışan bir hali vardır ama asla o ÅŸeyi açıklamayamaz. Sonunda, ailenin evlat edindiÄŸi çocukla karşılıklı etkileÅŸimi neticesinde bir dönüşüm geçirir ve cinsiyet problemli tüm arkadaÅŸlarını, Alexis Arquette de dahil olmak üzere (bu kızın/erkeÄŸin kim olduÄŸunu o anda hiç kimse bilmemektedir) ailesiyle tanıştırır. Alexis bugün gay kültürü içinde, kadınsı tarzıyla oldukça iyi bilinen bir figürdür. Ä°zleyiciler için, gay olsun olmasın, filmi izleyip erkek çocuÄŸun cinsel kimlik konusunda bir iç çeliÅŸki yaÅŸamadığını düşünmek olanaksız bir ÅŸeydir.(*)Tinker Belles and Evil Queens: The Walt Disney Company from the Inside Out; Sean Griffin; NYU Press, 1999Jeff Truesdell'in Salon Dergisi'nde yayınlanan röportajından çeviren: Levent GÖKTEM - 22 Mayıs 2000, Pazartesi Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!