Dünya kupasını unutalım artık...

Güncelleme Tarihi:

Dünya kupasını unutalım artık...
Oluşturulma Tarihi: Kasım 20, 2004 00:00

Sizleri bilemem, ancak ben Ukrayna maçında kahroldum. Allahı var, adamlar kazanmayı da hakettiler. Bundan sonra da, kendimizi aldatmayalım ve 2006 Dünya kupasına katılmayı unutalım. Bunu söylemek bile acı geliyor.Çarşamba gecesine siz ne yaptınız ?Eminim o ilk dakikada kaçan gol var ya, onu görünce “tamam, biz bu adamları fena yakaladık, bu işi burada bitireceğiz” demişsinizdir. Ben öyle dedim ve ayaklara fırladım.Sonra ne oldu ?Bizi evire çevire yendiler. Dünya kupasına gitmeyi de büyük oranda garantiye aldılar. Bize ise yine ümidi kesmemek kaldı.Tamam, çıkmayan candan ümit kesilmezmiş, denir. Ancak bizim durumumuzun artık ümit ışığı verecek canı dahi kalmadı.Maçtan sonraki istatistiklere baktım ve gerçeği verilen rakkamlarda buldum.Kaleye atılan isabetli şut:Türkiye 8- Ukrayna 7.Türkiye, attığı 8 şuttan hiçbirini gole çevirememiş.Ukrayna ise 7 şutun 3’ ünü gole dönüştürmüş.Gol pozisyonu:Türkiye 4- Ukrayna 5Türkiye gol pozisyonlarını kullanamamış, Ukrayna ise 5 pozisyondan 3 ünü gol yapmış.Sorunun nereden kaynaklandığını anlıyorsunuz, değil mi?Maçın büyük bölümünü biz oynadık. Top bizim ayağımızda dolaştı. Sonra ne oldu ?Koskocaman bir hiç...İyisimi biz bu işi boş verelim , dünya kupası dosyasını kapatalım ve lütfen Dünya 3 üncüsü olduk edebiyatından da vaz geçelim...* * *KIBRIS TEKRAR GÜNDEME GELİYORHazırlıklı olmamızda yarar var.17 Aralık’ta Türkiye’ye müzakerelerin başlaması için tarih verecek olan AB doruğunda bir bildiri yayınlanacak ve bu bildirinin bir yerinde de Kıbrıs konusuna değinilecek.Papadopulos’un 15 ayrı isteği var. Avrupa Birliğinin, bu 15 isteğin hiç değilse bir bölümü hakkında güvence vermesini diliyor.Büyük olasılıkla AB, Papadopulos’un ortaya koyduğu listenin bir bölümünü tatmin etmeye çalışacak. Belki de aynı anda, Kıbrıs Türklerinin beklentilerine de yanıt yanıt getirecek.İşin bu yanı henüz belli değil.Belli olan ise, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile müzakerelerinin başlamasıyla birlikte, Kıbrıs konusunun yeniden gündeme geleceği. Bu konuda kimselerin kuşkusu olmamalı.Zamanlaması kesin değil, ancak Rumlar sık sık AB’nin kapısını çalacaklar ve 15 maddelik istek listesini sürekli şekilde hatırlatacaklar. Gerektiğinde, müzakereleri kesmekle tehdit edecekler. AB’ye şantaj yapacaklar. AB’nin içinde, Türkiye’nin tam üyeliğini mümkün olduğunca erteletmek isteyenler de, Papadopulos’u destekleyecekler.Türk tarafı küçük jestlerle baskılardan kurtulmak isteyecek, Rumlar daha fazlasıyla karşımıza çıkacaklar. Birgün asker indirilecek, ertesi gün başka bir jest yapılacak.Bir süre sonra bu oyun, tarafların masaya oturmasıyla sonuçlanacak.Annan planı –belki adı değişecek, ancak- yeniden ortaya konacak.Türk tarafı bu planın virgülüne dahi dokundurtmak istemeyecek, Rum tarafı ise özellikle yönetim ile ilgili değişiklikler üzerinde duracak. Bu pazarlıklar, Türkiye’ nin tam üyeliğine kadar sürecek ve Kıbrıs sorunu tam üyelikle birlikte çözülecek.Anlayacağınız, işin sonuna gelinmedi. Aksine, asıl bundan sonrası önemli...Hazırlıklı olmakta, gerçekçi bir oyun oynamakta yarar var.FİLMLERE NEDEN KOMPLEKSLENİYORUZ ?Steven Seagal abuk sobuk bir film çevirmiş. Adı: Out of Reach.Polonya’da, başında Türklerin bulunduğu bir şebeke, yetimhanelerden 16 yaşına basan kızları kaçırıp açık arttırmayla satmaktadır. Seagal’da, bu şebekeyle mücadele eden adamdır.Medyamızda bir tepkidir gidiyor.Neredeyse, dışişleri bakanlığını suçlayacağız. Bu filmi engellenmesini isteyeceğiz.Neden bu tip filmlerden kompleks duyuyoruz, anlayamıyorum. Aptal bir film, aptal bir konu bulmuş . Ne yapmamız gerekiyor ? Diplomatik girişimde mi bulunacağız ?Bunun yerine, bizde Türkiye’yi ve Türkleri öven filmler yapalım veya yapılmasına destek verelim.Eğer bu tip filmlere tepki göstermek bir işe yarasa, Almanlar herhalde hergün bir başka filmi durdurmak için yollara düşmeleri gerekirdi. Bunlara üzülmeye veya dert edinmeye hiç gerek yok...KÜRT KAPANIAbdullah Öcalan’ın Suriye’den ayrılışı, ardından çeşitli ülkelere sığınma çabaları ve sonunda da Kenya’da yakalanışı, Türkiye’den yakın tarihindeki en önemli köşe taşlarından biridir.Suriye’den hangi etkenlerle çıktı veya çıkarıldı? Rusya, Yunanistan ve İtalya’ya nasıl gitti? Oralarda neden dayanamadı? Daha da önemlisi, bu konuda anahtar rol oynayan Clinton yönetiminin tutumu neydi? Hangi gerekçelerle Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edilmesine karar verildi?Bu sorulara, kısa bir süre öncesine kadar çok düzeysel yanıtlar verildi. Olay, basit bir hırsız-polis kovalamacasına dönüştürüldü. İstihbarat örgütleri arası mücadele düzeyinde ele alınmakla yetinildi. Oysa bu olay tamamen siyasi pazarlıklar ve yeni tutumların saptanması sonucu bildiğimiz gibi noktalanmıştır.Öcalan’ın yakalanışı bir dönemin kapanmasıdır. PKK terörünün bitişi, İnsan Hakları ve fikir özgürlüklerinin normalleşme sürecine girişi, Türkiye’nin dünya ile ilişkilerinin değişmesinin başlangıcıdır.Murat Yetkin, “Kurt Kapanı” kitabında (Remzi Kitabevi 0212 520 00 52) ilk defa olayın siyasi boyutlarını inceliyor. Sayısız soruya ışık tutuyor. Tezkere’den sonra yine başarılı bir çalışmaya imza atıyor. Tarihçilere önemli ipuçları veriyor.OSMAN BATTAL’A TEŞEKKÜRLERİnsan zora düşünce herşeye farklı bakıyor. Yardım eli uzatanlara minnettar kalıyor. Geçen hafta sonu, eşimle birlikte talihsiz bir Londra gezisi yaptık. Bayram’dan yararlanalım derken, Cemre hastalandı. Bayram zehir oldu.En sıkışık durumdayken de, yine yardım dostlardan geldi. Biri aradı, direri arabasını yolladı, THY’nin Londra temsilcisi Osman Battal’da İstanbul dönüşümüzü kolaylaştırarak en değerli bayram hediyesini vermiş oldu.Böyle durumlarda insanoğlu sağlığın ne kadar önemli olduğunu hatırlayıveriyor. Normal günlerde hiç aldırmıyoruz, görmezden geliyoruz. Sonradan uyanıveriyoruz. İnsanın başı ağrısa dahi, sanki herşeyi başağrısıymış gibi algılıyor. Sağlığımızın değerini bilelim, yeter...ERAM İÇİN BİR DAHA ELELE ...LÜTFEN...ERAM... Yani Eğitime Muhtaç Çocuklara Yardım Derneği.... Köşemi okuyanlar bilir ya ben bir kez daha anlatayım. 1989 yılında kuruldu ERAM.... Zihin engelli çocuklara eğitim veriyor, hiç eğitim alma imkanı olmamış, yüzlerce zihin engelli çocuk okuma-yazma öğreniyor. Sabırla, iğneye kuyu kazar gibi veriyorlar bilgileri. Yeniden yeniden, sinirlenmeden, nakış gibi işliyorlar beyinlerini... Birşeyler öğrenebilsinler. Hayata kendi elleri ile tutunabilsinler diye. 13 Kasım Cumartesi gecesi bir yangın yutmuş yuvalarını... Dernek binasının bir bölümü kullanılamaz hale gelmiş... Bilgisayarlar, fotokopi makinası, fax cihazı kullanılamaz durumdaymış. Bilgisayarları olmadığı için elle yazdıkları bir yazı göndermişler bana. Zihin engelli çocuklara eğitim veren kaç kurumumuz var ki? Hadi bir kez daha hayata döndürelim onları, bir kova su da biz dökelim yangınlarına... ERAM için bir kez daha elele... lütfen... e- mail: www.eram.org.trTel: 0 212 533 10 09 / 531 47 82 GSM: 0 532 397 63 75Banka Hesap No: Türkiye İş Bankası Fatih şubesi 127 26 53 Ziraat Bankası Fatih şubesi 210 99 42-5001 Adres: Hatice Sultan Mah. Niyazi Mısri Sokak No: 28 Karagümrük/Fatih/İstanbul IRAK’TA İSTİKRAR BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİLondra’da en tanınmış Orta Doğu uzmanlarıyla birlikte oldum. Felluce sonrasında nelerle karşılaşacağımız tartışıldı. Amerikalıların aldıkları riskler ve gelişmelerin bölge ülkelerine yansımaları incelendi.Manzara iç kapayıcı durumda.Bütün uzmanlar, konuşmalarının sonunda dönüp dolaşıp “Irak’taki istikrarsızlık Türkiye’ye de büyük oranda yansıyacaktır” noktasına geldiler.Saddam Hüseyin rejiminin devrilmesi için yola çıkan Amerikalılar, ardı ardına öylesine hatalar yaptılar ki, bugün tam bir bataklığa düşme noktasına geldiler. Önümüzdeki dönem hiç parlak gözükmüyor. Seçimler Ocak ayında yapılabilse dahi, direniş hareketinin kolay kolay sönmesi beklenmiyor. İşte en kötü senaryo da Irak’ın üçe bölünmesi veya bir iç savaşın başlaması şeklinde önümüze çıkıyor.Irak’taki istikrarsızlık, çeşitli göç hareketleri ve örgütler arası savaşın Türkiye’yi kullanmak istemeleriyle sonuçlanabilecek. Bundan dolayı da, tüm uzmanlar “dua edin Amerika istikrarı kursun” diyorlar.(Bu yazı, Posta Gazetesinde ve aynı gün Hürriyet Gazetesinin tüm dış yayınlarında, Hürriyet internet sitesinde (www.hurriyetim.com.tr) Milliyet internet sitesinde (www.milliyet.com.tr) ve Daily News ekibi tarafından tercüme edildikten sonra hem ana gazetede, hem de Daily News internet sitesinde (www.turkishdailynews.com.) yayınlanmaktadır.)
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!