Cumhuriyet tarihinin en kötü mizahıydı

Güncelleme Tarihi:

Cumhuriyet tarihinin en kötü mizahıydı
Oluşturulma Tarihi: Nisan 29, 2015 15:03

2013’ten beri Gezi’yi yerin dibine sokma hayaliyle yalan söylüyorlar...

Haberin Devamı

Eylemcilerin camide bira içtiklerini, grup seks yaptıklarını…

Cumhuriyet tarihinin en kötü mizahıydı
Kabataş’ta başörtülü bir kadını heder ettiklerini…
12 yaşında bir çocuğu köprüden attıklarını, çocuğun bacağının kırıldığını…
Bayrak yaktıklarını…
Küçük esnafı yağmaladıklarını…
Çoğunun PKK’lı olduğunu…
Sandıkta yenemedikleri Erdoğan’ı darbeyle indirmek istediklerini…
Ergenekoncu olduklarını…
DHKP-C’li olduklarını…
200 TL’ye sokağa çıktıklarını…
Almanya’dan siparişi verilen pizzaları yediklerini…
Çadırlarında ağır makineli silahlar gizledikleri…
Ali İsmail’i onların öldürdüğünü…
Berkin Elvan’ın terörist olduğunu…
Saymakla bitmez.

Cumhuriyet tarihinin en kötü mizahıydı
GEZİ PARKI DAVASINDA TÜM SANIKLARA BERAAT

*

Ha bir de Gezi eylemcilerinin dış mihrakların piyonu oldukları yalanını satmaya çalıştılar.
Houston’dan 200 bin kişiye “Size bir şey yapamazlar, korkmayın” diye mesaj atılmış, bunun üzerine kalabalıklar harekete geçmiş.
Olayları faiz lobisi organize etmiş. Borsayı düşürerek milyarlarca dolar kazanmışlar. IMF’ye borcumuzun bittiği sırada aniden olayların patlak vermesi tesadüf değilmiş.
Olaylar başlamadan Taksim ve civarında Suriyeliler varmış.?Onlar da olaya dahilmiş.?
Olimpiyatlardaki rakibimiz Japonlar’ın pek tabii dahli varmış. İtibarımızı zedeleyeceklermiş.
Almanlar zaten bizi kıskanıyormuş.
MI5, Mossad, CIA, El Muhaberat ajanları zaten cepte.
E bu kadar yalan kambersiz olur mu?
Elbette olayların tam ortasında 11 tane de illegal sol örgüt varmış.

Haberin Devamı

Cumhuriyet tarihinin en kötü mizahıydı
Taksim Dayanışması’ndan açıklama



*

Bu kadar yükseldikten sonra…
Kabak, aralarında Taksim Dayanışması üyelerinin de bulunduğu bir grup insanın başına patladı. 26 kişiye suç işlemek amacıyla suç örgütü kurdukları iddiasıyla dava açtılar.
Koca gezegende suçlamadık insan, ülke, grup bırakmadıktan sonra, Gezi’yi bu 26 kişinin organize ettiği ve yönlendirdiği sonucuna varıp açtılar bu davayı.
Davanın öncesinde ve sonrasında demediklerini de bırakmadılar.
Bu insanlar olayların büyümesinde aktif rol oynamış, kamu düzenini ve güvenliğini bozmuş, provokatif şiddet eylemlerini organize etmişti.
Bu, hükümete karşı isyana, suç işlemeye alenen teşvik ve tahrik eden bir yapılanmaydı.
Twitter, Facebook ve internet sitesi üzerinden kamu düzeni ve güvenliğini tehdit eden çağrılar yapmışlardı.
“Gümüşsuyu Askeri Hastanesi biber gazı için antiasit ve astım ilacı dağıtıyor”, “Sabah Gazetesi muhabiri de gözünden tazyikli suyla yaralandı”, “Beşiktaş! Tıbbi yardım!”, “19:00’da Gezi Parkı’na karanfillerimizi bırakacağız” iletileriyle açıkça suç işlemişlerdi.
Bülent Arınç’la yaptığı görüşmeyi duyurdukları Tweet’leri bile suç deliliydi.
Yaralananları haber vermişler, böylece eyleme katılımı artırmışlardı. Suç işlemişlerdi.
‘1 adet yeşil renk, 1 adet kudurmuş yazılı üzerinde resim olan afiş, gri renk makas, Taksim Dayanışması yazan önlük, 1 adet içerisinde sıvı bulunan şişe’ suç deliliydi.
Evet, evet, ‘yeşil renk’ diye bir suç delili vardı!
Gözaltındaki insanların 1980’li yıllarda katıldıkları iddia edilen eylem bilgileri bile fezlekeye konmuştu.
Taksim Dayanışması’ndan gözaltında tutulan 5 kişinin evlerinde arama yapılmış, birinin evinden çıkan kırmızı çizgili deniz gözlüğü de suç delili olarak gösterilmişti.

*

Komedi filmi olsa, “Amma da saçmalamışlar” deriz. Öyle zorlama, öyle yalan dolan bir senaryo.
Neyse ki 26 kişi için açılan davada hakim bu yalanları yemedi de tüm sanıkların beraatına karar verdi.
Böylece Cumhuriyet tarihinin en kötü mizahı olarak nitelendirebileceğimiz bu dava da nihayete erdi.
Geçmiş olsun.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!