Çocuk yuvasında gizlenen cinayet

Güncelleme Tarihi:

Çocuk yuvasında gizlenen cinayet
Oluşturulma Tarihi: Kasım 14, 2005 15:58

Mardin’deki Çocuk Esirgeme Kurumu’na ait Musa Cihaner Çocuk Yuvası ve Kız Yetiştirme Yurdu’nda koruma altında bulunan 4 aylık Recep Güler, 7 Ocak 2005 gecesi yatağından alınıp ikinci kat balkonundan atılarak öldürüldü. Bahçedeki su birikintisinde bulunan bebeğin beyin kanamasından öldüğü belirlendi.

DEVLETİN koruması altındayken bir geceyarısı öldürülen 4 aylık bebeğin babası Orhan Yonat’a dahi haber verilmeden, yine gecenin karanlığında apar topar gömüldüğü ortaya çıktı. Üstelik kimsesizler mezarlığındaki defin yeri bile aileye bildirilmedi.

Savcılık hazırlık soruşturmasını henüz tamamlayamadığı için bebeğin kim tarafından ve nasıl öldürüldüğü meçhul. Ama müfettiş raporuna göre şüpheler, daha önce de tehlikeli davranışlar sergilediği ve bazı bebeklerin boğazını sıkmaya çalıştığı söylenen, 13 yaşındaki zihinsel engelli bir kız çocuk üzerinde yoğunlaşıyor. Daha önce de saldırgan tavırları görülen şüpheli H.A’nın ifadesinde ‘O gece F. anne bana yemek vermedi, ben de çok kızdım. Çünkü o gece sadece süt içmiştim. Daha sonra Recep bebeği balkondan aşağıya attım. O sırada F. anne temizlik yapıyordu. Bebeği attıktan sonra odama kaçtım, kimseye de söylemedim. Ama bebeği attığıma üzüldüm’ dediği belirlendi. Bakıcı anne F.B. ise H.A. ile ilgili olarak daha önce yaşadıklarını şöyle anlattı:

BAKICIYA SALDIRIYOR

‘Bazen bakıcı annelere bile saldırıp dövdüğü oluyor. 3 yıl kadar önce İlayda isimli bir bebeği sandığa sakladı. Bu olayın olduğu o gün sorumlusu olduğum tüm bebeklerin boy ve kilo ölçümleri yapılacaktı. Ben tek tek bebekleri içeri götürüp getiriyordum. Bir bebekle geri döndüğümde baktım ki İlayda bebek beşiğinde yok. O zaman ünitede özürlü H.A’yı gördüm. Hemen yatağının altındaki bölmeli sandık aklıma geldi ve sandığı açtım. İlayda bebeği yüzükoyun bir halde sandığın içinde sıkışmış buldum. Biraz daha geç kalsaydık bebek ölebilirdi.’

Olayla ilgili soruşturmayı yürüten müfettişin raporunda ise zihinsel engelli bu kızın rehabilitasyon merkezinde eğitim ve bakım altında tutulması gerekirken, nasıl olup da yurtta bulunmasına izin verildiği sorgulanıyor.

YURTTA NE ARIYOR

Zira 2003 yılının eylül ayında bir hemşire tarafından amirlerine verilen resmi yazıda, koruma altındaki zeka geriliği teşhisi konulmuş zihinsel engelli H.A’nın 0-6 yaş bebek ünitesine alınmasının ‘sakıncalı’ olduğu belirtilmiş. Ama ifadelere göre bebeğin öldürüldüğü gece H.A. bakıcı anne ile birlikte bebeklerin odasındaymış. Yurt Müdürü Mehmet Akın ise, özürlü çocuğun barınma sorununu rehabilitasyon merkezine göndererek çözmek için genel müdürlüğe başvurduklarını, ama yer sıkıntısı nedeni ile olumlu yanıt alamadıklarını söylüyor. Müfettiş raporunda bir rehabilitasyon merkezinde eğitilip korunması gereken zeka geriliği içindeki bu kızın ve diğer büyük çocukların 0-6 yaş grubundakilerle bir arada bulundurulmasını ‘hizmet kusuru’ olarak değerlendiriyor.

O gece ne oldu

İşte müfettiş raporundaki ifadelerle 7 Ocak 2005 gecesi Musa Cihaner çocuk yuvasında yaşananlar:

Bakıcı anne F.O’nun ifadesi: Olay gecesi Bebek Bilal’e mamasını verirken gözüm yandaki yatağa ilişti. Ancak örtüyü kaldırıp baktığımda bebeği göremedim. Yukarıda bebeği aramaya devam ederken bakıcı annelerden birinin çığlığını duydum ve aşağıya koştum. Görevli anne K.A’nın kucağında Recep bebeğin cesedini gördüm.

Yurt Bekçisi R.Ö’nün ifadesi: Saat 24.00 civarı bakıcı K.A. bir saattir binanın içinde aradıkları Recep bebeğin kayıp olduğunu söyledi. Ben de ‘Dışarıda bebek ne gezer’ dedim. K.A. ise ‘Belki balkondan atılmıştır’ dedi. Ben de ‘Olur mu öyle şey’ dedim. Bahçeye fırlayan D. isimli, kız öğrenci, ‘Burada giysi gibi bir şey var’ diyerek bize doğru seslenmeye başladı. Eğilip baktığımda ise açık bir çift göz gördüm. Göğsünü kontrol ettim. Ölmüştü.

Yurt Müdürü Mehmet Akın: Gece saat 24.00 sularında bekçi R.Ö.’ den gelen telefonla acilen kuruma gittim. Recep Güler isimli bebeğin ölü olarak bulunduğunu öğrendim. Bebeklerin bulunduğu kısım bakıcı anne F.O. tarafından kapalı tutulur. Ancak olay gecesi temizlik yaptığı için kapatmamış olabilir. Daha sonra personelden aldığım bilgiye göre, ilgili anahtarların bakıcı anneye, bırakıldığını öğrendim.

Hemşire C.U.: Ben bakıcı anne F.O’ya o gece dış kapının neden kilitlenmediğini sordum. O da bana bu konuda üç gündür sıkıntı çektiğini ve bu durumu grup sorumlusu Ö.T’ye ilettiğini söyledi. Özürlü H.A’dan ben çok korkarım. Hatta arkamı bile dönmem. Çok saldırgan bir kız. Bebeği balkondan atmış olabilir.

200 ÇOCUĞA 2 BAKICI ANNE

Olaydan 1 hafta önce göreve başlayan yurt müdürü Mehmet Akın, hem çocuk yuvası, hem de kız yetiştirme yurdu olarak hizmet verilen kurumda 0-6 yaş, 7-12 ve 13-18 yaş guruplarında toplam 200 çocuğun bir arada kaldığını ve tümüne sadece 2 bakıcı anne, 3 hemşire, 1 psikolog ile iki öğretmenin hizmet verdiğini söyledi.

Fakirlikten doğar doğmaz terk ettik

Talihsiz, korumasız Recep bebeğin yurda verilmesinin hikayesi de yürek burucu. Orhan Yonat ve eşi, doğduktan iki gün sonra ‘Bebek bulduk’ diyerek polise başvurur. Ancak çift, birkaç gün sonra yaptığına pişman olur ve karakola giderek bebeğin öz evlatları olduğunu itiraf eder. Orhan Yonat ve eşi, çok fakir olduklarını, geçim sıkıntısı nedeniyle böyle bir yola başvurduklarını söyleyerek bebeklerini geri ister. Baba Orhan Yonat, ‘Ahmet Can’ adını verdikleri bebeği nüfusuna da kaydeder.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!