Bir maniniz yoksa bugün ‘görüş’e gelecektik

Güncelleme Tarihi:

Bir maniniz yoksa bugün ‘görüş’e gelecektik
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 31, 2011 00:00

Avukatlara göre İstanbul Metris cezaevinde şike tutuklularına uygulanan ziyaretçi ayrıcalığı Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı. Ama yapılması gereken şike tutuklularının ziyaretçi sayısının kısıtlanması yerine bu uygulamanının diğerlerini de kapsayacak şekilde genişletilmesi

Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü ziyaretlerinin akrabalarla sınırlı olmadığı gerçeğini önce Ergenekon Davası tutuklusu general ve gazetecilerle öğrendik. Meslek kuruluşlarından heyetler, gazeteci arkadaşları ziyaretlerine gidiyor, çıkışta basın açıklaması yapıyor, kaygılarını dile getiriyorlardı. Bazen de en son Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth örneğindeki gibi, Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün Ahmet Şık ve Nedim Şener’i ziyaret başvurusu reddediliyor. Ama diğer yandan şike soruşturması kapsamında tutuklanan kulüp yöneticilerinin, hele de Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın ziyaretçi trafiğine yetişmek mümkün olmuyor. Rıdvan Dilmen’in eşi Ayşe Dilmen dahil kimler gitmiyor ki... Pek iyi pek güzel de aynı uygulama sıradan tutuklu ve hükümlüler için geçerli mi? “Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmelik”in 9’uncu ve 26’ncı maddeleri gayet açık. Yönetmeliği Şık ve Şener’in avukatlarına ve Ergin Cinmen’e sorduk. Hiçbirinin de şike tutuklularının ziyaretçi bereketinde gözü yok. Ama Adalet Bakanlığı ve savcıların ziyaretçi sınırlarını genişletme inisiyatifini, tüm tutuklulara göstermesinin daha adil olacağını söylüyorlar. Her gün televizyon kanallarında gördüğümüz Aziz Yıldırım’ın avukatı Faik Işık’ın söyleyecekleri de bu haber için çok önemliydi. Ama onlarca kez aramamıza rağmen bir türlü ulaşamadık...

AV. ERGİN CİNMEN
Herkes için genişletilmeli


Yönetmeliğin 9’uncu maddesinde görüşmelerin kimlerle yapılacağı net biçimde açıklanıyor. Akrabalar için hiçbir izne gerek yok. 26’ncı maddedeyse tutuklu veya hükümlünün ilişkili olduğu özel ve resmi kuruluşlar yer alıyor. Fenerbahçe, özel kuruluş. Heyet ya da kişiler, Adalet Bakanlığı’ndan izin alabiliyor. Aziz Yıldırım’ın kulüp işleriyle ya da transferlerle ilgili Fenerbahçe yönetim kurulu üyeleriyle görüşebileceği durumlar varsa Bakanlık’tan izin almaları gerekiyor. Bunun dışında görüşmek isteyenlerin, nedenlerini Bakanlık’a bildirmeleri lazım. Bakanlık izin verebilir de vermeyebilir de. Herkesi kapsamak kaydıyla Bakanlık bu izin çerçevesini genişletmeli. İşadamı müvekkillerimizin cezaevindeki ortağıyla görüşmesi gerekiyor ama Bakanlık kısıtlayıcı davranıyor. Böylesi kısıtlamalar varken Aziz Yıldırım’a bu kadar geniş izin vermesi, Anayasal eşitlik ilkesine aykırı durum. 30 yıllık hukukçuyum, yaptığım veya duyduğum ziyaret taleplerinin tamamına yakını reddedildi.

AV. AKIN ATALAY (GAZETECİ AHMET ŞIK’IN AVUKATI)
Kişiye göre hukuk uygulanıyor

Bakanlık, Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Kuruluşu’nun ziyaret talebini, “Silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan tutuklu bulunduğu” için reddetti. Ama Aziz Yıldırım da “Haksız çıkar sağlamaya yönelik cebir ve tehdit unsurunu içeren suç örgütüne üye olmak” iddiasıyla tutuklu. Tutuklulara, masumiyet karinesine göre hükümlülerden daha tolerans gösterilmesi gerekir. Ama bu izin takdirini Bakanlık ve Cumhuriyet başsavcılıkları keyfi kullanıyor bazen. Yönetmeliğe göre ister tutuklu ister hükümlü olsun, kişinin üçüncü dereceye kadar akrabalarıyla görüşmesi yasal bir hak. Avukatlarıyla istedikleri zaman, akrabalarıyla haftada bir gün, bir saate kadar görüşebilirler. İstisnai durum, ağırlaştırılmış müebbete mahkûm olmuş kişiler için: Onlar 15 günde bir ziyaret edilebiliyor. Yönetmelik dışında kalan ziyaretçi kategorisiyle ilgili izni savcılık veriyor. Resmi kurum temsilcileri, milletvekilleri, gazetecilerse Bakanlık’tan izin alabiliyor. Çok popüler ve ünlü kişilere bu hakkın kullandırılıp kullandırılmaması, suça göre değişiyor. Bazen ayrımcılık yapılabiliyor. Tutuklulara ziyaretçi hakkı, kanun önünde henüz suçlu sayılmadıkları için sonuna kadar kullandırılmalı. Şike soruşturması çerçevesinde tutuklananların ziyaret haklarının en geniş şekilde kullandırılmasına değil, diğer tutuklulara kullandırılmamasına karşı çıkmalıyız. Bu olanağın şike operasyonunda tutuklananlara tanınması, iyi bir emsal teşkil eder. Aynı uygulamayı, başsavcılıkların diğer tutuklu ve hükümlüler için uygulayacağını umut ediyorum. Aksinin adaleti zayıflatacağına inanmıyorum çünkü toplumun adalete zaten inancının kalmadığını düşünüyorum. Maalesef Türkiye’de hukuk, kişinin sosyal, ekonomik statüsüne göre uygulanıyor. Sıradan tutuklu yakınları, son ziyaretleri emsal göstererek haklarını kamuoyu önünde aramalı.

AV. YÜCEL DÖŞEMECİ (NEDİM ŞENER’İ SAVUNAN BAYRAKTAR HUKUK BÜROSU’NDAN)
Yayıncı avukat değilse görüşemiyor


En azından tutuklu ve hükümlünün ayırt edilmesi lazım. Hükümlü, adı üzerinde, suçtan ceza almıştır. Tutuklu henüz kanun önünde masumdur. Peki bir kişi masumsa ve sadece içeride tutuluyorsa neden onun sosyal ve insani ilişkilerini bertaraf edilecek tutuma giriliyor, bunu anlamıyorum. Tutuklu olmasının nedeni kaçması, delillerin karartılması gibi yargılamayı olumsuz etkileyebilecek unsurları ortadan kaldırmak için. Tutukluluk infaz değil ki. Müvekkilim, kitapları olan bir yazar. Kitabına dair bir yayınevi yöneticisiyle görüşmek isterse, yayıncının avukat olması gerekiyor. Yoksa ziyaret edemez. Müvekkilimin yargılandığı silahlı örgüt kavramıyla ilgili TCK 220’nci madde, Aziz Yıldırım için de geçerli değil mi?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!