AH BİR ATEŞ VER SİGARAMI YAKAYIM (1): HANIMLARIN ÖLÜM NEDENLERİ SIRALAMASINDA SİGARA BİR NUMARAYA YÜKSELDİ Geçen hafta Amerikan Ulusal Sağlık Kurumu tarafından yayınlanan 675 sayfalık 'Kadın ve Sigara' başlıklı rapor, herkesin az çok farkında olup da sesli olarak itiraf edemediği bir gerçeği tüm dünyanın yüzüne çarptı. Amerikan kadınlarında sigara içme oranı %34'lere yükselerek %26'lık erkek oranını ilk kez gerilerde bıraktı. Yani yıllar yılı erkeklik karizmasının bütünleyicisi sigarayı da kadınlara kaptırdık. Bunun yanında yasaklara harfiyen uyulan A.B.D'de bile sigaranın neden olduğu yıllık 165 bin kadın ölümünü de iyice vurgulamak gerekiyor.Yeni dalgalı ekonomik yapımızın getirdiği dertleri tüttürülen dumanda boğmak isteyenlerin sayısında, erkek kadın demeden, ülkemiz için de bir artış olabileceğini varsayarak bu iki haftaki yazılarımızı tütün bağımlılığının gelmiş olduğu son noktayı incelemeye ayırdık. Baştan belirtelim: Bir tek sigara içme gibi kötü alışkanlığı olmayan yazarınız, sigara için 'tü kaka' formasyonunda subjektif bir yazı yazmayacağına iki karton Marlboro üzerine ant içiyor.Sigaranın son tespit edilen zararları perspektifinde özellikle kadınlar için ülkemizde de giderek artan bir tehlike haline geliyor olmasına parmak basmak istiyoruz prensip olarak. 'Ulusal program vurmuş bir de sen vurma' diyenleri ise yazımızı okurken bir sigara tellendirmeye davet ediyoruz. Kısa tarihçeden başlayalım yine..Christopher Colombus'un bilmeden yaptığı işler sadece Amerika'yı fethetmek değildi maalesef. Amerikan kıtasında o zaman dek özel törenlerde içilen ve bir nevi ilaç olduğuna inanılan tütünü de aldı Avrupa'ya getirdi. Önceleri sosyal, dini ve tıbbi bir çok muhalefetle karşılaşan sigara çok kısa bir zamanda tüm dünyayı ele geçiriverdi. Sigaranın zararlarına değinmek yıllar boyunca kimsenin aklına gelmedi. 19. Yüzyıl başlarında silik bazı raporlarda ağız kanserine yol açabileceği üzerinde durulmuştu sadece. II. Dünya Savaşı ve getirdiği stresle sigara kullanımı dünyada gelebileceği en üst noktaya ulaştı. 1950 yılında bunun sonucu olarak ilk kez sigaranın dünya ölüm nedenleri arasında erkeklerde ilk sırayı alan akciğer kanserine yol açtığı iddia edilmeye başlandı. Dünyada erkeklerin ölüm nedenlerinden %30'u, kadınların ise %10'u sigarayla ilişkilendirildi. 1971 yılında İngiliz ve Amerikan hükümetleri sigara paketlerinin üzerine 'sağlığa zararlıdır' ibaresinin konulmasını zorunlu hale getirdi. Aynı yıl ABD, sigaradan alınan vergiyi yüksek oranda artırdı. 1972 yılında Kanada ve Batı Almanya kanun ile televizyonlarda sigara reklamlarını yasakladı. 1980 yılında ABD, kapalı mekanlar ve resmi dairelerde sigara içilmesini yasakladı.Görüldüğü gibi ülkemiz bu konuda da en son uyanan gelişmekte olan ülke unvanını kimseye kaptırmadı. Sigarayla ilgili yasakları en son kanunlaştıran OECD ülkelerinden oldu. Zaten yasaklar konusunda ne denli kayıtsız insanlar olduğumuzdan bahsetmeye gerek yok herhalde. Peki bu sigara düşmanlığın nedenleri neydi veya ne kadar inandırıcıydı.Bilimsel yayınlar sigara ve akciğer kanseri arasındaki ilintiyi bu alışkanlığın yoğunluğuyla açıklıyor. Yani kişinin sigara başlama zamanı ve içme süresi, günde içilen sigara sayısı, sigaranın içerdiği tar miktarı ve içine çekmedeki derinlik önemli. Sigara içenlerin akciğer kanserine yakalanma riski normal nüfusa göre 20 kat fazla. Nikotin kan damarlarını da etkileyerek çeşitli hormonların salınmasına yol açıyor. Böylece yüksek tansiyona neden olabiliyor. Kan içeriğini taşıyan hemoglobin ile bağlanan karbon monoksit miktarını artırıyor ve vücutta oksijen taşınmasını azaltarak, dokuların oksijenlenmesine mani oluyor. Pasif içiciler için bile durum parlak değil. Eşi sigara içenlerin akciğer kanserine yakalanma riski iki kat fazla. Sigara içilen evlerdeki bebeklerin ileride çeşitli akciğer hastalıkları veya allerjiyle karşı karşıya kalma riski 4-5 kat artıyor. Akciğer kanseri dışında sigaranın mesane, ağız içi,
yemek borusu kanserlerini de artırdığı ispatlanmış.Sigarayı bırakmayı başaranlara da iki lafımız olacak. 20 yıl boyunca günde 20 sigara içenlerde bırakmayı takiben 3 yılda risk azalmaya başlıyor. Normal insanlarla aynı kanser riskine inebilmek için ise 10 yıl gerekli.Hani yanlış anlaşılmasın, sigara içenlerle bir alıp veremediğimiz yok. Bunları biz söylemiyoruz, bilimsel araştırmaların sonuçları.Madem ilk bölümün iç karartıcı olmasına engel olamadık, o zaman ölüm riski ve oranlarını da verelim.Son raporda Amerika'da 67 bin kadının akciğer kanserinden ölerek tarihte ilk kez en sık ölüm nedeni olan göğüs kanserini geçtiği belirtiliyor. Sadece 56 bin kadın kronik akciğer hastalıkları nedeniyle kaybedilmiş. 18 yaşından küçük okul çocukların da sigara içme oranı %30'a yükselmiş. ABD'de her gün 1500 kız çocuğu sigara içmeye başlıyor.Her yıl 35-69 yaşları arasında 140 bin kadın yaşamını yitiriyor.En mutlu
haber erkeklerde. Yıllardır sigara aleyhine yürütülen kampanyalardan etkilenen erkeklerde sigara içme oranı %52'den %26'ya gerilemiÅŸ. Son kötü haberimiz de sigara ÅŸirketlerinin daha az zararlı iddialarının çürütülmesi.Filtreli, daha az nikotin ve tar içeren sigaraları piyasaya sürmenin sonuçlar üzerinde en ufak bir hafifletici etkisi saptanmamış.Eh bu haftalık bu kadar iÅŸkence yeter. Yazımızı sonuna dek okuyabildiyseniz ve hala sigara içmeyi bırakmaya niyetiniz yoksa, önümüzdeki haftaya kadar devam edin bakalım. Haftaya son atağımızı yapacağız. Gelecek yazımızda sigaranın, özellikle kadınlarda, neden giderek daha popüler olmaya baÅŸladığı konusundaki savlara deÄŸinmeye çalışacağız.Birinci bölümü sanatın ayrılmaz parçası sigaranın yer aldığı bir ÅŸiirle tamamlayalım. SaÄŸlıcakla kalınız…Biz eskiden de en aÅŸağı böyleydik senlenBir bulut geçiyorsa onu görürdükBir minarenin keyfine diyecek yoksa onuBir adam boyuna yoksulluk ediyorsa onuNe zaman hürlüğün, barışın, sevginin aÅŸkınaBir cigara atmışsak denizeSabaha kadar yandı durdu.(C. Süreyya)Dr. Serdar GÃœNAYDIN - 09 Nisan 2001, Pazartesi Â
button