Adli-Komik vakalar

Güncelleme Tarihi:

Adli-Komik vakalar
Oluşturulma Tarihi: Kasım 04, 2000 00:00

Haberin Devamı

Hukukçular, günlerinin büyük kısmını geçirdikleri adliyelerde yaşadıkları ‘‘fıkra gibi’’ olayları internetteki hukuk sitesinde yayınlıyorlar.

Devletin resmi haber ajansı a.a., internetteki ‘‘turkhukuksitesi’’nde çıkan olaylardan ilginç bir demet yapmış. Hep beraber gülümseyelim...

Biz sanığın arkadaşlarıyız

İZMİT Adliyesi'nde çok sanıklı dava başlamak üzereyken, mübaşir, sanığın adını söyler ‘‘ve arkadaşları’’ diye sanıkları mahkeme salonuna çağırır. Duruşmayı izlemeye gelenler ise aceleyle salona girer ve sanık sandalyesine otururlar. Mahkeme başkanı elindeki iddianamede isimleri bulunan bütün sanıkların kimlik tesbitini yaptıktan sonra bakar ki, sanık sandalyelerinde hálá oturanlar var. Başkan, salona dönüp, ‘‘Önde oturanları anladık, peki ya siz kimsiniz?’’ diye sorunca sanık sandalyesinde oturanlar, ‘‘Biz de sanığın arkadaşlarıyız’’ diye cevap verirler.

Suç aletleri müsadere edile

ERZURUM'un bir ilçesinde ırza geçme davası görülüyor. Mahkemede savcı, esas hakkında son mütaalasını yaparken, sanığa suça uygun ceza verilmesinin yanı sıra, olayda kullanılan suç aletlerinin müsaderesine karar verilmesini istiyor. Sanık bunun ne demek olduğunu anladı mı anlamadı mı bilinmiyor ama, hakimler ve avukatlar şaşkınlık içinde birbirlerine bakmaktan edemiyor.

PKK'lıdan bozkurt işareti

İSTANBUL DGM'de terör örgütüne yardım ve yataklık etmekten yargılanan sanık, suçlamaları her duruşmada reddeder. Ancak her seferinde suçlamalara yaptığı itirazlar kabul edilmez. Son duruşmada artık dayanamayan sanık, iki elini kurt işareti yaparak havaya kaldır, ‘‘Efendim, ben vallahi ülkücüyüm’’ der.

Ben ne temizleyecem?

KARS Adliyesi'nde Ağır Ceza'nın Azeri kökenli reisi davanın sonunda kararı okur: ‘‘Oy balam, sana beş yıl ağır hapis cezası verdik.’’ Sanık şaşkınlıkla sorar: ‘‘Ee, balam şimdi ben ne yapacam?’’ Bunun üzerine Ağır Ceza Reisi yine Azeri lehçesiyle cevap verir: ‘‘Şimdi temyiz eylersin.’’ Reisin ne demek istediğini anlamayan sanık, ‘‘Ben ne temizleyecem?’’ sorusunu yöneltince, Ceza Reisi, ‘‘Nasıl pislettiysen öyle temizleyecen’’ diye patlar.

‘Kapıyı çaldım’ itirafına itiraz

ÜSKÜDAR'da bir hırsızlık olur. Polis, evi soyulan kadına, şüphelendiği kimsenin olup-olmadığını sorar. Kadın, ‘‘Apartmanda komşularım var ama bilmiyorum. Dairemin kapısı zorlanmış ve girilmiş’’ diye ifade verir. Polis alt kata iner ve soyulan daireyle ilgili sorular sorar. Adam, ‘‘Vallahi ben su parasını almak için kapıyı çaldım’’ deyince polis tarafından karakola götürülür ve ifadesi alınır. İfadesindeki ‘‘çaldım’’ kelimesinin altı çizilerek evrağı savcılığa gönderilir. Savcı, ‘‘Polisteki ifaden doğru mu?’’ sorusuna ‘‘evet’’ diye cevap veren adamı, itiraf ettiği gerekçesiyle tutuklar ve cezaevine gönderir. Üsküdar Adliyesi'nde müvekkilinin tutukluluğuna itiraz eden avukat, mahkeme başkanından ısrarla dosyayı okumasını ister. Mahkeme başkanı ‘‘okudum’’ deyince, avukat tekrar okumasını ister. Mahkeme başkanı dosyayı bir kere daha okur ve zile basarak katibi çağırır, ‘‘Çabuk sanığı serbest bırakın’’ talimatını verir.

Keşif mahallinden sıvışıp kaçtılar

SİVAS'ın ilçelerinden birinde, davacı, müdahil davacı, hazine ve köy muhtarlığının taraf olduğu davada mahkeme, davacı lehine karar verir. Müdahil ve diğerleri ise temyiz eder. Yargıtay, delillerin denk olduğu, yerinde yeniden keşif yapılıp gerekirse eski dinlenenlerin de yüzleştirilmesi gerekçesiyle kararı bozar. Mahkeme yeniden keşif günü verir ve keşfe gidilir. Zabıtlar tutulmaya başlanıp, kimlik tesbitleri yapıldıktan sonra müdahil ve daha önce müdahil lehine tanıklık ve bilirkişilik yapmış bulunanlar, keşif mahallinden uzaklaşır. Bunun üzerine, hakim bir tutanak tutturur, ‘‘Müdahil ve müdahil lehine tanıklık ve bilirkişilik yapmış bulunan kişilerin keşif mahalinden sıvışıp kaçtıkları görülmüş olup, muhtar ve mübaşir vasıtasıyla çevre ve köy üç defa aratılmış olup bulunamadıklarından keşfe son verilerek işbu tutanakla birlikte imza altına alınmıştır.’’

Hacze gitti acıdı para verdi

ARKADAŞINA borç veren bir kişi, alacağının ödenmemesi üzerine ihtiyati haciz için avukat tutar. Avukat, borçlunun adresinde hacze giderek birkaç malı hacz eder. Borçlu, haczi durdurmak amacıyl arkadaşlarından yardım isteyeceğini söyleyerek olay yerinden uzaklaşır. Bir süre sonra 50 milyon lira ile dönen borçlunun temin ettiği para borçlarını karşılamadığı için kabul edilmez. Borçlunun, ‘‘Avukat hanım bunu çok zor buldum. Sağolsun Mehmet verdi’’ sözleri üzerine avukat şaşkına döner. Çünkü haciz işlemlerini başlatan alacaklı kişi Mehmet'tir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!