HÜRRİYETKararname yine iptal edildi. Tüm gazetelerin olduğu gibi Hürriyet Gazetesi'nin manşeti de bu konuda. "Sorun çok ciddi ama istifa yok" deniyor. Bu sözler Başbakan Ecevit'e ait.Kararnamenin ikinci kez iade edilmesinin ardından Ecevit dün bir açıklama yaptı. Haberde, bu açıklamayı yaparken zaman zaman sesinin titrediği de yazılıyor Başbakan'ın. Açıklamasında Cumhurbaşkanı'nı yargıç gibi davranmakla suçlayan Ecevit, devletin zirvesinde yer alan hükumet ve Cumhurbaşkanlığı arasında uyumsuzluk olduğunu, bunun da ağır sorunlar çıkaracağını söylemiş. Bu açıklamayı yapmadan önce Mesut Yılmaz'la telefonda, Devlet Bahçeli ile de yüz yüze görüşerek onaylarını almış. Yılmaz yurtdışında olduğu için 3 lider bugün bir araya geliyor. Hükumette etkili olan bir bakanın değerlendirmeleri de var haberde. Bu bakan, sorunun büyük olduğunu ama kesinlikle hükumetin istifa edeceğini sanmadığını söylemiş. 3 liderin bugün toplanmalarının ardından Çarşamba günü yapılacak MGK toplantısında bu işin çözüleceğini sanıyormuş bu bakan."MGK'yı beklemedi" başlıklı haberde de, Cumhurbaşkanı Sezer'in 42 saat sonra yapılacak MGK'yı beklemeden iade ettiği yazılmış kararnameyi. Yanında 14 sayfalık bir gerekçe de yollamış. Habere göre, zehir zemberek bir gerekçeymiş bu. Bu yazıda imzalamama gerekçelerinin yanında, kendi yetkilerinin de sınırlarını çizmiş. Görevinin sadece yayınlamaktan ibaret olmadığını, KHK ile düzenlemelerin sadece bir 'görev' değil, aynı zamanda bir de 'yetki' olduğunun altını çizmiş.Norveçli dalgıçlar, Barents Denizi'nde tabana oturan Rus nükleer denizaltına ulaşmışlar nihayet. İç kapağı açan dalgıçlar, denizaltının tamamen su ile dolu olduğunu saptamışlar. "Denizaltında hiç kurtulan yok" deniyor haberin başlığında.Yapılan incelemeler sonucu denizcilerin bir kısmının patlamayla hemen, diğerlerinin ise 2 dakika içinde boğularak öldükleri savı güçlenmiş. Norveç
Haber Ajansı, tüm denizcilerin öldüklerinin anlaşılması üzerine kurtarma çalışmalarının durdurulduğunu açıklamış. Buna karşılık Rus Donanması Kuzey Filosu basın sözcüsü, çalışmaların devam ettiği yönünde bir açıklama yapmış. Denizcilerin çoğunun yaşadığı Murmansk şehrinin mezarcısı bir Norveç gazetesine yaptığı açıklamada, tabutların geçen Çarşamba günü ısmarlandığını söylemiş. Pakize Suda, Derya Tuna ile görüşmüş. İbrahim Tatlıses defterinin artık tamamen kapandığını söyleyen Tuna, gizli bir sevgilisi daha olduğunu belirtmiş Tatlıses'in.MİLLİYET"En ağır kriz" Kararname krizi ile ilgili haberin başlığı böyle. Cumhurbaşkanı'nın kararnameyi ikinci kez iadesinin ardından Başbakan'ın rest çektiği yazılıyor. Bugün liderlerin yarın da MGK'nın toplanacağı belirtilmiş.Cumhurbaşkanı'nın iade gerekçeleri de sıralanmış haberde. Yasama, yürütme ve yargının birbirlerinin alanlarına karışmayacağını belirten Sezer, Anayasa'ya göre yürütmenin işleyişine Cumhurbaşkanı'nın da ortak olduğunu hatırlatmış.Cumhurbaşkanı, Anayasa'ya aykırı olan kararnamelere imza atmamakla yükümlüdür ve bu uygulama keyfi değil, hukuki davranıldığını gösterirmiş Sezer'e göre. "Hukuka saygılı olan yönetimlerden beklenen de, Anayasa'ya uymaktır" deniyormuş. Bu tür durumların, Evren, Özal ve Demirel dönemlerinde de yaşandığını ancak sorun çıkmadığını da vurgulamış. O zamanlar ya kararnameler bir daha yollanmamış, ya da istenen değişiklikler yapılarak yollanmış tekrar.Başbakan Ecevit'in verdiği sert yanıt da var haberde. Ecevit, devlet yönetiminde esef ve kaygı verici bir durumun ortaya çıktığını açıklamış. Sezer'in bu tutumunun, anayasal rejimin korunmasını güçleştireceği de belirtilmiş.Cumhurbaşkanlığı ile hükumet arasında ciddi bir anlayış farkının olduğunu belirten Ecevit, Cumhurbaşkanı'nın Anayasa Mahkemesi'nin yetkisini üstlenmeye kalkıştığını öne sürüyor.Gazetecilerin soruları üzerine şu aşamada Sezer'le görüşmenin bir faydası olmadığını söylemiş. Meclis'in olağanüstü toplanmasına da gerek görmüyormuş.12 Kasım depreminin ardından elinde ekmeklerle kala kalan bir adamın resimleri vardı gazetelerde. Ağlıyordu yaşlı adam. Bir heykeltraş, bu görüntüden etkilenerek heykelini yapmıştı onun. Milliyet 71 yaşındaki bu adamı bulmuş. Eşref Cengiz, enkaz altında kalan 42 arkadaşına ağlıyormuş o gün.Maç seyretmek için kahvede toplandıkları sırada olmuş bu deprem. Yanında ölmüş arkadaşları ve hepsi ondan gençmiş. Bu sırada "Onların yerinde ben olsaydım keşke" diyerek ağladığını söylüyor Eşref Cengiz.MİT, DHKP-C militanlarının Fehriye Erdal'a destek için yapacakları eylemlerde kullanılacak bombaları yakalamış Boğaz Köprüsü'nde. Bir örgüt üyesine ait olan arabayı köprüde durduran polisler, gizli bölmelerde Suriye'den alınan 300 TNT kalıbı, 30 el bombası, 10 elektrikli fünye ve 531 mermi ele geçirmiş. Kanlı eyleme hazırlanan örgütün cephaneyi Boğaz Köprüsü'nde patlatacakları öne sürülmüş. İkisi Suriye uyruklu 6 kişinin gözaltına alındığı, operasyonların da sürdüğü belirtiliyor haberde.SABAHManşet tabii ki kararname krizi. Ecevit'in, "Rejimi korumak güçleşti" sözleri alınmış. Kararnamenin ikinci kez geri gönderilmesinin ardından Ankara'da tansiyonun yükseldiği belirtiliyor.Ecevit, "Esef ve kaygı verici bir durum var" demiş. Sezer'i yetkisini aşmakla suçlayan Başbakan, Cumhurbaşkanı'nın mahkeme görevini üstlendiğini, oysa buna hakkı olmadığını söylemiş.Bu kararnamenin, bölücü ve irticai faaliyetlere karışan memurlara yönelik olduğunu belirtirken, "Cumhurbaşkanı'nın tutumu devletin bu işlevini yerine getirebilmesini ve Anayasal rejimin korunmasını güçleştirecek niteliktedir. Ciddi bir sorunla karşı karşıyayız" diye konuşmuş.Cumhurbaşkanı ile hükumet arasında uyumsuzluk varmış ve bu ağır sorunlara neden olurmuş. "Kararnameyi Anayasa Mahkemesi'ne sunsaydı sorun çözülürdü. Fakat, mahkemenin yetkisini üstlenmeye kalktı" İşte Ecevit'in sözleri.Kartal Operasyonu sanıklarının itirafları da var ilk sayfada. Rüşvet verdikleri bürokratlara lüks otellerde Nataşa âlemi hazırlamışlar. Bu harcamaları da defterlerine, 'P...'e ödenen para' diyerek geçirmişler. İstanbul Valiliği'nin sokak çocukları ile ilgili aldığı son önlemlere tepki göstermiş sokak satıcısı çocuklar. "Küçükken hiç su satmamışlar mı?" diyorlarmış.Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Bölümü doktorlarından Doç. Dr. Yıldırım Seyithanoğlu, kemik kanserine yakalanmış. Bir hafta sonra doğacak bebeğinden ilik nakli yapılacak olan Seyithanoğlu, hamile eşi ile birlikte ABD'ye gitmiş bu nedenle. Bu yöntemin Türkiye'de uygulanması mümkün olmadığı için sevk edilmiş ABD'ye.Hülya Avşar, ekonominin tepe yöneticilerinin katılacağı, "Yeni Yüzyıl'da Girişimci Ruhu ve KOBİ'ler" konulu konferansta bir konuşma yapacakmış. konu, 'Girişimciliğin sanata ve Türkiye'ye katkısı' olacakmış. Bu teklifi kendisine Işın Çelebi'nin yaptığını söyleyen Avşar, şimdiden dersine çalışmaya başlamış.Bu toplantı, basının en çok ilgi göstereceği ekonomik toplantılardan biri olur sanırım.Piyasadaki cep telefonu firmalarının yaptırdıkları Pazar araştırmalarına göre, cep telefonlarını yenileme sıklığı 6 aya düşmüş artık. Ayranı yok içmeye... diye başlayan bir atasözü vardır. Sanırım artık durum bu!RADİKAL"Köşk kararnameyi iade etti, Başbakan ateş püskürdü. Zirvede ipler koptu" deniyor manşette. Sezer imzalamak zorunda olmadığını açıklarken, Ecevit bu durumun kaygı ve esef verici olduğunu savunuyor.İade kararının ardından Ankara'da kıyamet koptuğu yazılmış. Ayrıntılı gerekçesinde hükumetin 'bilgi notu'nu yanıtlayan Sezer, "Karaname imzalamak hem görev hem de yetkidir. Yetkilerime karışmayın, yürütmeye ortağım, bensiz yönetemezsiniz" mesajlarını vermiş.Daha önce de 27 kararnamenin Köşk'ten döndüğünü anımsatan Sezer, o zaman 'devlet krizi' çıkmadığını hatırlatmış. Bunun Sezer tarafından hükumete verilen ilk siyasi mesaj olduğu belirtilmiş haberde. Ecevit'in, Bahçeli ve Yılmaz'a da danışarak yaptığı açıklama ile de ipleri kopardığını ortaya çıkmış.Haberde Ecevit'in açıklamasından da özetler yer alıyor. Kendini mahkeme yerine koyması, iki yüksek devlet organı arasındaki uyumsuzluğun ağır sorunlara neden olacağı..."Krizin son durağı MGK" deniyor bir başka haber başlığında da. Yarın yapılacak bu toplantıda da tartışmaya açacakmış Ecevit bu konuyu. Ayrıca hükumet, Meclis'in olağanüstü toplanmasını ya da aynı kararnamenin üçüncü kez Köşk'e gönderilmesi konularını da değerlendirmeye almış habere göre.Mehmet Y. Yılmaz, bu kararname imzalansa bile, Anayasa'ya göre bir süre sonra TBMM'de yasalaşması gerektiğini hatırlatmış. Hükumetin de Meclis'teki çoğunluğa bu konuda güvenmediği açık Yılmaz'a göre. Başbakan'ın Anayasal organlar üzerindeki uyumsuzluk üzerinde durduğunu, ancak Anayasa hükümlerini çiğnemek niyetiyle yola çıkanların, bu konudaki uyumsuzluktan söz etmeye hakkı olmadığını yazıyor. Başbakan'ın önce bu konuda samimi olmasını istemiş.Çevre Kurulu, okul, kreş, hastane ve akaryakıt tesisi gibi yapılardaki yer istasyonlarının sökülmesine karar vermiş. Denetimi, mobil birimler yapacakmış.Haberde, Ulaştırma Bakanlığı'nın bu konudaki yetkileri tekeline almak isterken, devreye İstanbul İl Çevre Kurulu'nun girdiği yazılmış. Kurulun genelgesi Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmiş.Uluslararası standartlara uyulacağı belirtilen genelgeye göre, bu istasyonların yanı sıra, TV ve radyo vericileri de denetlenecekmiş."Bakan sözünü kim dinleyecek?" başlıklı haberde, bu konuda ilk konuşanın Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu olduğu yazılıyor. Okul ve yakınlarındaki baz istasyonları konusunda, "sökün" emri veren Bostancıoğlu'nun bu talimatına rağmen bütün vericiler yerinde duruyormuş halen.Bankalarla ilgili düzenlemeler geciktiği için, ekonomik programa verilen dış destek azalmaya başlamış. Dünya Bankası, Mali Uyum Kredisini geri çekmiş. Bu haberi, Mahfi Eğilmez'in yazısından öğreniyoruz.CUMHURİYETManşetteki haberde, "Sezer yine iade etti" deniyor. Kararın, MGK toplantısı öncesinde açıklanması dikkat çekmiş. Şimdi gözler, daha önce "böyle bir olasılığı düşünmek bile istemediğini" açıklayan Ecevit'e çevrilmiş.Haberde Sezer'in, hükumetin gönderdiği bilgi notunda yer alan tüm gerekçeleri tek tek yanıtladığı yazılmış. Bu durumda Meclis'e gelecek olan bu tasarının, hükumetin sayısal sıkıntısı olmamasına rağmen firesiz geçmesinin zor olduğu belirtiliyor. Özellikle ANAP ve MHP içinde ciddi fireler bekleniyormuş.MHP İstanbul İl Kongresi'ni, Genel Merkez'in tüm çabalarına rağmen Hasan Hüseyin Ceylan'ın kazanması, bu partiyi karıştırmış. Şimdi kongreyi iptal ettirmenin yollarını arıyorlarmış.Büyük Kongre için 'asker delege' oluşturma planları alt-üst olmuş merkezin. Eğer kongreyi iptal ettiremezlerse, yeni il yönetimini görevden alma yoluna gidebileceklermiş. Abdi İpekçi cinayetine adı karışan Yavuz Ceylan, baskı sonucu adaylıktan çekilmiş, ancak onun desteklediği Hasan Hüseyin Ceylan kazanmıştı kongreyi. Bir MHP yöneticisi, eski olaylarda adı geçen kişilerin, yönetimden uzak durmalarını istediklerini söylemiş. 'Öteki Türkiye'nin iç yüzünün çok karanlık olduğu yazılıyor ilk sayfada yer alan bir başka haberde de. İki aileden biri icralıkmış. Bu sayı, geçen yıla göre yüzde 50 oranında artmış. Eski CHP milletvekili Bülent Tanla yapmış bu araştırmayı. " Kısaca 'öteki Türkiye' icralık" deniyor.Rusya artık cesetler için yardım istemiş. Norveçli dalgıçların, tüm denizaltının sular altında kaldığını tespit etmesinin ardından, denizcilerin hayatlarından tamamen ümit kesilmiş. Matador Operasyonu çerçevesinde gözaltına alınan Urfi Çetinkaya tutuklanmış. Ankara DGM Savcısı Talat Şalk, şimdi bu kadar yıl yakalanamamış olmalarına neden olan emniyet güçleri ve uyuşturucuyu nereden aldıkları konularında yoğunlaştıklarını açıklamış.Hakan Şükür,
Galatasaray yönetimini suçlamış. Bazı yöneticilerin, kasadan para ödeyerek yazılar yazdırdığını söylemiÅŸ bazı yazarlara. Bu yöneticilere seslenerek, "Lütfen benimle uÄŸraÅŸmayın. Galatasaray'dan ayrılmayı ben istemedim. Åžartlar öyle geliÅŸti" demiÅŸ.Ä°yi günler.Asuman ALPASLAN - 22 AÄŸustos 2000, Salı Â
button