Güncelleme Tarihi:
Hızır ve İlyas peygamberlerin yeryüzünde buluştuğu günü de simgeleyen, Hızır ve İlyas sözcüklerinin birleşmesiyle halk dilinde Hıdrellez olarak anılmaya başlayan doğanın canlanmasının sevinçle karşılandığı gün Hıdrellez, ibadetlerden, temizliğe, yardımlaşmalardan, diğer hazırlıklara, adeta bir bayrama hazırlanır gibi hazırlanılan 6 Mayıs sabahı asırlardır büyük bir coşkuyla kutlanıyor.
Osmanlı Devleti’nde 6 Mayıs (23 Nisan) halk arasında yaz mevsiminin başlangıç tarihi sayılmaktaydı. Nitekim eski takvimde yıl ikiye ayrılmış olup 23 Nisan’dan (6 Mayıs) 26 Ekim’e (8 Kasım) kadar süren 186 gün “Hızır günleri” adıyla yaz mevsimini, 23 Nisan’a kadar devam eden 179 gün de “Kasım günleri” adıyla kış mevsimini oluşturuyordu. Hıdrellez de kışın sona erip yazın başladığı gün olarak kutlanmaktadır.
Yalnız Anadolu, Balkanlar, Kırım, Irak ve Suriye Türkleri’ne mahsus bir halk şenliği olan hıdrellezin buralarda özellikle 6 Mayıs’ta kutlanması iklim ve tabiat şartlarıyla bağlantılıdır. Bu tarih, sözü edilen bölgelerde ilkbahardan yaz mevsimine geçişi belirlemekte olup hicrî takvim sistemiyle hiçbir ilgisi yoktur. 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece güneşin Ülker burcuna girdiği bir zaman parçasıdır. Bu tarihten 7-8 Kasım’a kadar bu burcu güneşin batışından sonra görmek mümkün değildir. Yılın diğer günlerinde ise Ülker burcu güneş battıktan kısa bir süre sonra görülebilmektedir. Bu suretle astronomik gözlemlere ve tabiat şartlarına uygun bir şekilde yıl kış ve yaz olmak üzere iki mevsime bölünmüştür. 8 Kasım bütün özellikleriyle kışın başlangıç tarihini, 6 Mayıs’a rastlayan hıdrellez günü de gerçek anlamda yazın başlangıç tarihini oluşturmaktadır (Gökalp, Quand le crible était dans la paille, s. 211-231). Pek çok arşiv belgesi, Osmanlılar döneminde devlet nezdinde bile işlerin yılın bu iki mevsimine, yani “rûz-i Hızır’dan (Hızır-İlyâs’tan) rûz-i Kasım’a” veya “rûz-i Kasım’dan rûz-i Hızır’a” kadar olan iki döneme göre planlandığını göstermektedir (meselâ bk. BA, MD, nr. 5, s. 295, 305; nr. 58, s. 83).
Hıdrellez günü yoğurt çalınır ama maya konulmaz. Maya konulmadan yoğurt tutarsa eve Hızır gelmiş demektir. <br> <br>
Hıdrellez sabahı bir akarsu kenarına çamurdan ev yapılır ve içine buğday konulur. Bunun nedeni buğdayın o yıl eve bolluk ve bereket getireceği inancıdır.<br> <br>
5 Mayıs günü kırlardan 41 çeşit ot ve küçük temiz taşlar toplanır. Toplanan otlar bir suya konur ve o suyla Hıdrellez sabahı yüz yıkanır. Bu suyun yüze iyi geldiği söylenir.<br> <br>
Hıdrellez sabahı kahvaltıda yumurta kaynatılır. Bu yumurtalar çocuklara yedirilir. Hıdrellez yumurtasının güç vereceği düşünülür.<br> <br>
Kuru baklagiller bir torba içinde bahçedeki ağaçlara asılır.<br> <br>
Hıdrellez Günü çevredeki açlar doyurulur, yemekler paylaşılır. Paylaşmanın sonraki dönemlerde bolluk ve bereket getireceğine inanılır.<br> <br>
5 Mayıs gecesi dilekler bir kağıda çizilir ve gül ağacının altına konulur.<br> <br>
Evlenmek isteyen ama bir türlü evlenemeyen kızların başlarının üzerinde yeni kilit açılır. Bu sayede kısmetlerinin de açılacağı düşünülür.<br> <br>
5 Mayıs gecesi Hıdrellez ateşi yakılır ve üzerinden atlanır. Ateşin üzerinden atlanırken dilenen dileğin o yıl gerçek olacağına inanılır.
<br> <br>
Hıdrellez gecesi (5 Mayıs gecesi) evin kapısına söğüt dalı asılır.