Ermenilere göre sadece birkaç günlük yaygara

Güncelleme Tarihi:

Ermenilere göre sadece birkaç günlük yaygara
Oluşturulma Tarihi: Ekim 24, 2006 00:00

Fransız Parlametosu’nda Ermeni soykırımını inkar edenlere ceza öngören yasanın oylamasını locadan izleyen Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan, edindiği izlenimleri Ankara Hürriyet için derledi.

"Oylama günü, Ermeni bir grubun İnternet sitesinde şöyle bir anons vardı: (Siz Türkler’e bakmayın, birkaç gün yaygara yapar sonra da unuturlar. Hatırlayın 2001’de de böyle olmuştu) Acı ama doğru söze ne denir? Umarım bu değerlendirmeden önümüzdeki yakın dönem için gereken dersi alırız." Bu sözler "Ermeni soykırımı yoktur" demeyi suç sayan yasa teklifinin oylama günü "suç işlemek" için Paris’e giden ASO Başkanı Zafer Çağlayan’a ait. 11 Ekim’deki oylamanın üzerinden iki haftaya yakın bir zaman geçti. Ancak oylamayı Fransız Parlamentosu’ndaki locadan izleyen Çağlayan’ın Ankara Hürriyet için derlediği izlenim ve önerileri; siyaset, ekonomi ve lobi üçgeni açısından kaydadeğer ipuçları içeriyor: Fransız Parlamentosu 577 milletvekilinden oluşuyor. Ancak Genel Kurul Salonu, 550 milletvekili olan bizim TBMM Genel Kurul salonunun üçte biri büyüklüğündeydi. 20’ye yakın izleyici locası var. Fakat oylamanın yapıldığı oturumda, sadece bir locada Türkler izleyici olarak bulunuyordu. Geri kalan tamamına yakınında Ermeniler vardı. Ermeni gazeteciler bol bol fotoğrafımızı çekti. O kadar uzun süre "portre" çalıştılar ki, sonunda görevliler uyarmak zorunda kaldı. Fransa’da kaçaklar dahil 600 bin Türk yaşıyor. Ancak bunların sadece 65 bini vatandaş, bunun da sadece 35 bini seçmen. Oysa 400 bine yakın ermeni vatandaşın tamamına yakını seçmen. Oylama öncesinde Ermeniler’in İnternet sitelerinde çok çarpıcı bir yorum vardı. "Siz bu Türkler’e bakmayın, birkaç gün yaygara yapar sonra da unuturlar. Hatırlayın 2001’de de böyle olmuştu." Acı ama doğru söze ne denir? Umarım gereken dersi alırız. Fransa’nın nüfusu 60 milyon. Ama bence o oylamadan haberdar olanların oranı nüfusun yüzde 2’sini geçmemiştir. Paris’te görüştüğümüz Fransız işadamları, "Bizim bile birkaç gün önce haberimiz oldu" dedi. Fransız işadamları tedirgin. Çünkü gerçekçi bakıyorlar. Bundan sonra ne olacağını merak ediyor. Bu tablo böyleyken bizim de artık konuyu daha ciddi ele almamız gerekiyor. Fransız kamuoyunu bilgilendirmek için olayın, politik, sosyal ve ekonomik boyutlarını dikkate alan bir çalışma yapmak zorunlu.

HER EVE BİR BROŞÜR: Olayın aslını anlatan broşürler bastırıp dağıtmalıyız. Bunu devlet yapmalı. Fransa’da nüfusa oranladığınızda 20 milyon ev olsa, iyi hazırlanmış 20 milyon broşür posta kutularına bırakılsa fena mı olur? Fransız malları kullanmayacağız diye ürünleri raftan indirmek sadece bize zarar verir. Türkiye’de faaliyet gösteren Fransız menşeli tam 277 şirket var. Yaklaşık 30 bin Türk işçi çalıştırıyorlar ve Türkiye’ye 2 milyar dolar getirmiş. Bu şirketler bizim başımızın tacı. Türkiye’nin gönüllü elçileri.

ETKİNLİK GÖSTERİLMELİ: Özelleştirme ihaleleri öncesinde bakanlarımız Avrupa ve ABD’de pek çok raod-show’a katılıyor. Buralarda Türkiye’nin 80 milyar dolarlık bir enerji potansiyeli olduğunu, Fransa’nın elektrik dağıtım, nükleer olmak üzere pek çok özelleştirme ihalesinden pay alamayacağı açık bir dille anlatılmalı.

Ekonomisi en kötü kurucu ülke

Fransa, AB’nin kurucu ülkeleri arasında ekonomisi en kötü olan ülke. İşsizlik oranı yüzde 9. Resmi kayıtları dikkate alırsanız Türkiye’den yüksek. Öyle bir şey yapmalıyız ki, ekonomileri olumsuz etkilenmeli. Bu bayramda maalesef olmadı Ama tatil için artık Fransa’ya gidilmese ne olur? Ne kaybederiz? Biz bir şey kaybetmeyiz ama oradaki bir hediyelik eşya satıcısı, bir otel sahibi neden az kazanıyorum diye bir düşünmek durumuna gelmeli.

Birkaç çınarın değeri nedir

CUMHURBAŞKANI Ahmet Necdet Sezer, geçtiğimiz Cuma, Ankara Heyeti’ni kabul etti. Vali Kemal Önal, Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, ATO Başkanı Sinan Aygün ile ASO Başkanı Zafer Çağlayan’dan oluşan heyetin ziyaret amacı, Ramazan Bayramı tebriğiydi. Ancak görüşmede kaçınılmaz olarak Ankara’nın sorunları gündeme geldi. Cumhurbaşkanı, Gökçek’e "İthal ettiğiniz ağaçlardan bazıları kuruyor. Bunların parasını da ödüyor musunuz?" diye sordu. Gökçek de "Hayır efendim" yanıtını verdi. Biz de bunu ana gazetede haber olarak duyurduk.Ankara’da yapımı süren altyapı projelerini yakından izlediğini öğrendiğimiz Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu kabulünde, -ithal ağaçların yanı sıra-, alt geçit inşaatı sırasında köklerine aldıkları ağır darbeler nedeniyle kurma tehlikesiyle karşı karşıya bulunan Cinnah’taki çınarların da gündeme gelip gelmediğini merak ettik. Hani Başkan Gökçek’in "Birkaçı kuruyabilir" dediği çınarları.Öğrendiğimiz kadarıyla bu konu gündeme gelmemiş. Keşke, sadece Cinnah’ın, sadece Ankara’nın değil, biraz da Cumhuriyet’in sembolü olan o çınarların değeri de ithal ağaçlar gibi ölçülebilir olsaydı.

Ankara’nın borcu Sayıstay raporunda

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in açıkça "Ödemek istemiyorum" dediği, Hazine’den sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan’ın da "Doğalgazı özelleştirerek ödeyecekler" diye tolerans gösterdiği 1 milyar 891 milyon YTL’lik (ASKİ ve EGO’nunkilerle birlikte toplam 2.2 milyar dolar) borç, devletin en önemli raporlarından birisi olarak kabul edilen Sayıştay raporunda da yerini aldı. Sayıştay, 2005 yılına ilişkin Hazine işlemleri raporunu birkaç gün önce yayımladı. Raporun en önemli bölümü, Ankara’yı ilgilendiriyor. Çünkü Sayıştay’ın hazırladığı listede, Hazine’ye en fazla borcu olan kuruluşlar listesinde, TMSF ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nden sonra üçüncü sırada 1 milyar 891 milyon YTL ile Ankara Büyükşehir Belediyesi geliyor.

ASO binası yıkılıyor

ASO, Atatürk Bulvarı üzerindeki uzun yıllardır faaliyet gösterdiği binasını yıkmaya hazırlanıyor. Gerekçe: Binanın Oda’nın giderek artan ve çeşitlenen gereksinimlerine artık yanıt veremez hale gelmesi. Bayramın ardından başlayacak yıkımdan hemen sonra, aynı alana yeni bir bina yapılacak. Proje hazır. Yıkım kararı nedeniyle Oda faaliyetlerini bir süredir Sincan Organize Sanayi Bölgesi’nde sürdüren ASO, yeni merkez yapılıncaya kadar yine Atatürk Bulvarı’nda bir binaya geçici olarak yerleşecek.

Oylama öncesinde Ermeniler’in İnternet sitelerinde çok çarpıcı bir yorum vardı. "Siz bu Türkler’e bakmayın, birkaç gün yaygara yapar sonra da unuturlar. Hatırlayın 2001’de de böyle olmuştu." Acı ama doğru söze ne denir? Umarım gereken dersi alırız.

Özet: "Birkaç gün yaygara yapıp sonra unutan Türkler" imajını değiştirme gereği kaçınılmaz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!