"Üstün yeteneklilere ayrıcalıklı davranmayın"

Güncelleme Tarihi:

Üstün yeteneklilere ayrıcalıklı davranmayın
Oluşturulma Tarihi: Haziran 04, 2015 11:20

Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Teknokent Okulları Müdürü Tünay Özçelik, üstün zekalılara ayrıcalıklı davranılmaması gerektiğini belirtti. Özçelik, "Her ne kadar akranlarından farklı gelişim seyri izleseler de onlar da birer çocuktur, önemli olan tek özellikleri, 'üstün yetenek'leriymiş gibi davranılmamalıdır" dedi.

Haberin Devamı

Üstün Yeteneklilik Eğitim Uzmanı da olan Özçelik, üstün yetenekli çocukların gelişimlerinin akranlarından farklı olduğunu, buna hem ebeveynlerin hem de eğitimcilerin dikkat etmesi gerektiğini belirtti. Üstün yetenekli bireylerin zihinsel gelişimlerinin, sosyal-duygusal gelişimleri ya da fiziksel gelişimleri ile aynı hızda olmayabileceğine dikkati çeken Özçelik, bu nedenle ortaya çıkan handikapların göz önünde bulundurularak hareket edilmesinin önemli olduğunu söyledi.

Sorgulama, ilişkilendirme, benzer ilişkileri saptama, transfer edebilme özelliklerinin bulunduğunu dile getiren Özçelik, bu özelliklerin yaşıt çocuklarda da olabildiğini, her davranışın 'merak' ve 'üstün yetenek' belirtisi gibi algılanmaması gerektiğini belirtti.

Özçelik, üstün yeteneklilere ayrıcalıklı davranılmamasına vurgu yaparak, merak ettikleri konularda önlerine hazır cevaplar sunmak yerine araştırmaya ve kendi başlarına öğrenmeye sevk edilmesinin faydalı olacağını dile getirdi.

Üstün yeteneğin fark edildikten ve tanılandıktan sonra ailelerin çocuklarını yalnızca ‘üstün yetenek’leri ile tanımlamaması gerektiğini söyleyen Özçelik, şöyle konuştu:
"Her ne kadar akranlarından farklı gelişim seyri izleseler de onlar da birer çocuktur, önemli olan tek özellikleri 'üstün yetenekleri' imiş gibi davranılmamalıdır. Tanılama genelde telaffuz edilmemeli, hatta 'üstün', 'üstün zeka', 'üstün yetenek' gibi kavramlar, bu bireylerin yanında kullanılmamalı, çocuklara olağan dışı sorumluluklar yüklenmemeli, sıra dışı yetenekler atfedilmemelidir.

Tanımlama telafuz edilmemelidir çünkü çocuklar yalnızca 'üstün yetenekleri' ile tanımlandığında, başka özellikleri yokmuşçasına muamele ile karşı karşıya kaldıklarında, her şeyi yapabileceklerine inanmakta, öğrenmeye yönelik motivasyonları da kırılmaktadır. Üstün yetenekli çocuklarda çok gözlemlenen mükemmeliyetçi, hata yapmaya toleransı olmayan kişilik özellikleri sizin çocuğunuzda da varsa, bu özellik pekiştirilmemelidir. Çocuğa, herkesin hata yapabileceği, hatalar yapmanın normal bir şey olduğu hissettirilmeli, hatalardan yeni öğrenmeler gerçekleşeceği anlatılmalıdır."

"Hızları kesildiğinde öğrenme isteklerini kaybedebiliyorlar"


Türkiye'deki üstün yetenekli bireylerin tanılanması için sistemli bir tarama yapılmadığını belirten Özçelik, bir çocuğun üstün yetenekliliğinin tespiti ailenin, öğretmenin gözlemleri ve yönlendirmesiyle yapıldığını söyledi.

Zeka ve yetenek testlerinin üstün yetenekli bireylerin tanılanması açısından oldukça önemli olduğunu dile getiren Özçelik, "Üstün yetenekliliklerin dünya nüfusunda oranı yüzde 2, yüzde 3-7 veya yüzde 10 olarak değişiyor. Ülkemizdeki oranın da yüzde 7-10 arasında değiştiği düşünülüyor" dedi.

Özçelik, üstün yetenekli çocukların ailelerinin gerek akademik anlamda gerekse sosyal ilişkilerde beklentilerini yüksek tutmaması, çocuk olduklarının unutulmayıp, omuzlarına gereğinden fazla yük yüklenmemesi gerektiğini söyledi.

Üstün yeteneklilerin okula başladıklarında zihinsel anlamda akranlarından önde oldukları için sıkılabildiğini, yavaşlayabildiğini, hızları kesildiğinde öğrenme isteklerini kaybedebildiğini anlatan Özçelik, şöyle konuştu:
"Bu nedenle, aileler, çocuklarının özellikleri hakkında hem öğretmenleri hem de okul idaresini geniş çaplı bilgilendirmelidir. Öğretmenler ise öğretimde farklılaştırma ya da programda farklılaştırmalar yaparak öğrencilerinin öğrenme hızlarının önüne geçmemelidir. Okulda, üstün yetenekli bireylere, hızlı öğrenen çocuklar oldukları için yavaş öğrenen çocuklarla grup haline getirilip özel öğretmenlik yaptırılmamalıdır."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!