PISA sonuçlarından ne anlamalıyız?

Güncelleme Tarihi:

PISA sonuçlarından ne anlamalıyız
Oluşturulma Tarihi: Aralık 18, 2023 10:14

Uluslararası kuruluşların, eğitim stratejilerine yön vermek üzere dünya çapında karşılaştırmalar yaparak eğitim politikalarını belirleme çabaları, eğitimin evrensel bir yönünü ifade ediyor. Son 20 yıl içinde dünya genelinde yapılan çeşitli eğitim araştırmaları, ülkelerin eğitim programlarını revize etmelerine, eksiklikleri gidermelerine ve uluslararası eğitim sahnesinde kendi pozisyonlarını belirlemelerine yardımcı oluyor.

Haberin Devamı

Hesap verebilirlik, şeffaflık ve küreselleşme gibi faktörlerin etkisiyle, OECD, IEA gibi kuruluşlar tarafından düzenlenen uluslararası eğitim araştırmalarına katılan ülkeler, eğitim sistemlerini detaylı bir analiz ve değerlendirme sürecine tabi tutabiliyorlar. Bahsi geçen uluslararası kuruluşlar, Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA), Uluslararası Okuma Becerilerinde Gelişim Araştırması (PIRLS) ve Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması (TIMSS) gibi eğitim araştırmalarını düzenleyerek ülkeler arası karşılaştırmalar yapmakta ve yeni eğitim politikaları oluşturmak amacıyla bu verileri kullanıyor. Küresel çerçevedeki eğitim araştırmaları, öğrencilerin farklı beceri alanlarındaki performans düzeylerini belirlemeyi amaçlanıyor. Bu değerlendirme çalışmalarından biri olan ve 2003 yılından bu yana Türkiye olarak düzenli katılım sağladığımız PISA 2022’nin sonuçları 5 Aralık 2023 tarihinde açıklandı.

Haberin Devamı

PISA 3 YILLIK PERİYODLARLA UYGULANIYOR
Zorunlu eğitimini tamamlamış 15 yaşındaki öğrencilerin katıldığı, 3 yıllık periyotlarla uygulanan PISA’da, öğrencilerin okuma becerileri, matematik ve fen alanlarındaki bilişsel gelişimleri değerlendiriliyor. Bu alanlardaki okuryazarlıkların yanı sıra, öğrencilere, öğretmenlere, okul yöneticilerine ve velilere çeşitli anketler uygulanıyor. Anketler aracılığıyla, sosyoekonomik durum, öğrencinin bireysel değerlendirmeleri, farklı okul yapıları ve süreçlerinin akademik başarı üzerindeki etkileri gibi faktörlere dair çeşitli çıkarımlar yapılabiliyor. Anket verileri ayrıca, çocukların genel refah durumlarına ilişkin uluslararası karşılaştırmalara olanak sağlayan bilgileri içeriyor. Her döngüde, okuma, matematik ve fen alanlarından biri öncelikli olarak belirlenmekte olup, PISA 2022’de bu alan matematik okuryazarlığı olarak seçildi. Uluslararası, geniş kapsamlı ve kapsayıcı bir değerlendirme imkânı sunan PISA, nitelikli eğitime erişim konusunda önemli sonuçlar ve bakış açıları sunuyor.

PISA 2022, COVID 19 salgınından sonra ilgili alanlardaki öğrencilerin bilişsel performanslarına etkilerini değerlendiren ilk büyük ölçekli değerlendirme çalışması. 81 ülkede 15 yaş grubundaki 29 milyon öğrenciyi temsilen toplam 690 bine yakın öğrencinin katılım sağladığı PISA 2022 sonuçları, OECD genelinde tüm alanlarda önemli bir düşüş olduğunu gösteriyor. Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) ulusal raporunda belirttiği üzere; Türkiye PISA 2022 uygulamasına 196 okul ve 7250 öğrenci ile katılım sağladı. PISA 2022’ye katılan öğrencilerin devam ettiği okul türlerine bakıldığında en fazla katılımın yüzde 56 ile Anadolu liseleri ve yüzde 23 ile mesleki ve teknik Anadolu liselerinden olduğu görülüyor. PISA’nın ilk döngüsünden başlayarak, ülkelerin uzun vadeli performansları incelendiğinde, Türkiye’nin son 20 yılda matematik ve fen alanlarında puanlarını arttırdığı söylenebilir. Bu süreçte, Türkiye’nin okuma becerileri alanındaki performansında anlamlı bir değişiklik gözlenmedi. PISA’nın 2012 döngüsünden itibaren matematik okuryazarlığının öne çıktığı göz önüne alındığında ve ülkelerin her üç alandaki performans değişimleri analiz edildiğinde, Türkiye’nin son 10 yılda matematik ve fen alanlarında puan olarak bir artış eğilimi gösterdiği ancak okuma becerileri alanında belirgin bir artış eğilimi göstermediği belirlendi.

Haberin Devamı

MATEMATİK ALANINDA 39’UNCU SIRADAYIZ
Türkiye, PISA 2018 matematik okuryazarlığı alanında 42’inci sırada, okuma becerileri alanında 40’ıncı sırada ve fen okuryazarlığı alanında 39’uncu sırada yer almıştı. Ülkemiz, PISA 2022’de matematik alanında 39’uncu sırada, okuma becerileri alanında 36’ıncı sırada, fen bilgisi alanında ise 34’üncü sırada yer aldı. Uluslararası değerlendirmelerde bu tip sıralamalar (ranking) elbette bazı çıkarımlar yapmamız için bir veri oluşturuyor. Ancak; değerlendirme ile ilgili ‘büyük resmi’ görmek için ayrıntılı okumalara ve incelemelere ihtiyaç duyulmaktadır. Örneğin; uluslararası sınavlarda son yıllarda büyük bir başarı eğilimi gösteren Singapur, pandemi sonrasında yapılan en büyük eğitim araştırması olan PISA 2022’de de benzer başarısını sürdürdü. Singapur’un ve Uzak Asya ülkelerinin uluslararası eğitim araştırmalarındaki istikrarlı başarılarının en önemli nedenlerinden biri disipline dayalı ve beceri öğretimini temele alan öğrenme yaklaşımlarını ön planda tutmaları olabilir. 2023 yılının Şubat ayında 15 günlük Singapur okul ve üniversite ziyaretlerimde deneyimlediğim bir diğer önemli nokta, Singapur eğitim sisteminin öğrencilerin bilişsel ve akademik becerilerini önceleyen rekabetçi öğrenme ortamlarını inşa etmiş olmaları ve bu öğrenme deneyimlerini bir kültür haline getirmeleriydi. Bunlara ek olarak, ailelerinin öğrencilere sağlamış olduğu eğitsel olanakların niteliği de bu istikrarlı başarılarının önemli bir boyutunu oluşturduğu söylenebilir.

Haberin Devamı

PISA 2022’nin bir diğer önemli bulgusu, okuma becerileri alanında tüm ülkelerde gerileme ve düşüş yaşanmış olmasıdır. Örneğin, okuma becerileri alanında OECD ortalaması 476 puan olarak belirlendi, Türkiye’nin ortalaması ise 456 puan oldu. PISA 2018’e göre 10 puanlık bir gerileme söz konusudur. Bilindiği üzere, okuma becerileri bireysel, toplumsal, ekonomik anlamda gelişimin ve değişimin önemli bir öğesi olarak görülmektedir. Bilgiye ulaşmanın temel ve kolay yollarından biri olan okuma becerileri, yaşamın her alanında bireyin başarısını etkileyen bir etmen. Okuma becerileri, sadece bir metni anlama yeteneği değil. Aynı zamanda eleştirel ve analitik düşünme, genel kültür ve iletişim becerileri gibi birçok temel yeteneği içeriyor. Özellikle dijital çağda, okuma becerileri hayati bir öneme sahip. Teknolojinin hızla ilerlediği bir dünyada, bireylerin sadece metinlerle değil, aynı zamanda çevrimiçi içeriklerle de etkili bir şekilde etkileşim kurabilmesi gerekiyor.Bunun için çocuklarımızın güçlü bir okuma alışkanlığına ve becerilerine sahip olmaları şart. PISA 2022 okuma becerisi alanının sonuçları bize çok net şunu ifade ediyor: Okuma becerisi aynı zamanda bir sosyo-kültürel, sosyo-ekonomik gelişim ve ilerleme meselesi. PISA 2022 sonuçlarında ortalamanın üzerinde puan alan ve ileri üst yeterlik düzeyine ulaşan ülkelerin ekonomik ve sosyal yapısı bu gerçeği doğruluyor.

Haberin Devamı

ÜLKELERİN MATEMATİK ORTAMALARINDA DÜŞÜŞ
PISA 2022’de ağırlıklı alan olarak Matematik okuryazarlığı belirlendi. Matematik alanında da tüm ülkelerin ortalamalarında düşüş görülüyor. Türkiye’nin matematik puanın sabit kaldığı görülen raporda, matematikte üst düzey başarı gösteren öğrencilerimizin artmamış olması sorun teşkil etmeye devam ediyor. Bu noktada en büyük problem, ortalama puandan ziyade, öğrencilerimizin çoğunluğunun matematik alanında ikinci düzey altı grupta yer alması. Bu düzey “temel yeterliklere sahip olmayan” öğrencilere karşılık geliyor. Özellikle bu açıdan bakıldığında, ülkemizin eğitim politikalarını oluştururken, matematik, fen ya da okuma alanlarında bireylere temel becerilerin kazandırılmasıyla ilgili çalışmalar yapmamız gerektiği çok açıktır.

Haberin Devamı

PISA 2022 sonuçları bir kez daha eğitimle ilgili paydaşlara şunu göstermiştir: Dünya’daki eğitime dair en önemli sorunlardan biri sosyoekonomik olarak dezavantajlı grupta yer alan öğrencilerin nitelikli eğitime erişimleri. PISA Direktörü Andreas Schleicher sonuçları açıkladığı basın toplantısında, dezavantajlı grupta yer alan çocukların eğitim sorunlarının en az indirgenmesindeki farkı öğretmenlerin yarattığını, özellikle öğretmen niteliği konusunda yatırım yapan ülkelerin pandemiyi eğitim açısından daha başarılı atlattıklarını vurguladı. Bunun yanı sıra, eğitimde dijitalleşmenin günümüz eğitim ekosistemindeki yerinin çok önemli olduğu gerçeği hepimizin genel kabullerinden biri. Özellikle pandemi döneminde dijitalleşme ile ilgili yapılan yatırımların değeri uluslararası eğitim araştırmalarının sonuçlarına olumlu anlamda yansıtıyor. Örneğin, Estonya, son yıllardaki uluslararası değerlendirmelerde Finlandiya gibi kuzey ülkelerinden daha ön planda başarı performası sergiliyor. Bunun önemli nedenlerinden biri, 2015 yılından bu yana eğitimde dijitalleşme ve inovasyonu benimsemiş olmaları ve bunu eğitim sistemleri içine rasyonel bir biçimde entegre etmeleri.

Sonuç olarak; hesap verilebilirlik, şeffaflık gibi süreçlerin eğitimdeki yansımalarını uluslararası eğitim araştırmaları sonuçları ile yapılandırabiliriz. 2003 yılından bu yana düzenli olarak PISA değerlendirmelerine katılan Türkiye’nin önünde atılacak birçok adım bulunuyor. Örneğin; MEB şuan yeni öğretim programlarının hazırlanmasıyla ilgili çalışmalar yaptığını ilan etti. PISA 2022’nin bulguları ve göstergeleri; programların hazırlanmasında, kazanımların, içeriklerin belirlenmesinde, eğitim durumlarının şekillendirilmesinde ve güncel ölçme değerlendirme araçlarının eğitim süreçlerine dâhil edilmesinde kaynaklık edebilir. Benzer şekilde, öğretmenlerin hizmet-içi eğitimleri, velilerin eğitimi, okul ortamlarının yenilikçi bir anlayışla dizayn edilmesi gibi birçok başlıkta, PISA 2022’nin bulguları politika yapıcılara ve eğitimle ilgili paydaşlara ufuk açıcı öneriler ve katkılar sunabilir. Dünya ile rekabet etmek ve cumhuriyetimizin yeni yüzyılında kaliteli bir eğitim ekosistemi oluşturmak amacıyla, çocuklarımızın ve insan kaynağımızın, temel becerilerin ötesinde, özellikle analiz, sentez ve değerlendirme boyutlarında donanımlı ve nitelikli bireyler olmaları gerekliliği kesin bir gerçek.

DOÇ. DR. MURAT İNCE KİMDİR?
İlk, orta ve lise eğitimini Denizli’de tamamladı. 2005 yılında Kocaeli Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olan İnce; 2011 yılında Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Eğitim Programları ve Öğretim alanında yüksek lisans eğitimini; 2016 yılında da Ankara Üniversitesi Eğitimde Program Geliştirme alanında doktora eğitimini tamamladı. Doç. Dr. Murat İnce’nin, ulusal ve uluslararası dergilerde yayınlanmış çok sayıda makaleleri, ulusal ve uluslararası kongrelerde sunulmuş bildirileri ve kitap bölümleri bulunmaktadır. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Ereğli Eğitim Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapan Doç. Dr. Murat İnce, aynı zamanda fakültenin Eğitim Bilimleri Bölümü Bölüm Başkanı ve Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Dış İlişkiler Genel Koordinatörü görevlerini yürütmektedir.

BAKMADAN GEÇME!