ÖSS'deki Ä°ngiliz modeli

Güncelleme Tarihi:

ÖSSdeki İngiliz modeli
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 20, 2008 16:40

Bugünlerde gittiğim her yerdeki eğitimci, veli hep aynı soruyu soruyor. "ÖSS değişecek mi?"

Haberin Devamı

Buna benzer soruyu iki yıl önce OKS için de duymuş ve "Değişmez, bu hatayı yapmazlar" demiştim.

Çünkü, Milli EÄŸitim Bakanlığı’nın böyle bir hata yapacağına inanmamıştım. Yanılmışım. O hata yapıldı, sınav kaldırılacak diye, bir yerine üç sınav çıktı.Â
 
Çocuklar dershaneden kurtulmak yerine, dershane bağımlısı oldu.

Daha önce de yazdım.

İlköğretim 3’üncü sınıftan itibaren öğrenci alan dershaneler bile var. Üstelik kim ne derse desin önümüzdeki yıldan sonra kargaşa başlayacak. Okul puanları, davranış notları daha çok kaos yaratacak.

Neyse biz gelelim, ÖSS’ye. Geldiği günden itibaren her ağzını açtıkça manşetlere çıkan, ana haber bültenlerinin ilk beş haberde izleyenlerin müstehzi ifadelerle izlemelerine neden olan YÖK Başkanı Prof.Dr. Yusuf Ziya Özcan, yine geçtiğimiz hafta konuştu. Başkan Özcan, konuştu ama tam da sınav üzeri zaten stres altında olan milyonlarca öğrencinin kafası allak bullak oldu. Nedeni şu:

Haberin Devamı

Başkan Özcan, ÖSS’nin değişeceğini, İngiliz sistemi getirileceğini açıkladı.

Başkan açıkladı ama bu kararı alacak YÖK Genel Kurulu’nda çoğunluğun haberi yok.

Neyse, medya var da, onlar da Başkan’ın çalışmalarını ve kararlarını gazetelerden duyabiliyorlar.

Şimdi gelelim Özcan’ın kafasındaki modele:
İngiliz sistemine göre öğrencilerin her yıl lise 1,2,3 ve 4’üncü sınıflarda gösterdiği performans ölçülecek.

Her sene sonunda bu performans nota dönüşecek.

Adaylara 12-13 konu verilecek.

Öğrenciler, bu konulardan istediklerini seçip sınava girecek.

Yaklaşık 3 puanla üniversiteye başvuracak.

Üniversiteler de alacakları öğrencileri bölümlere bağlı olarak bu 3 konuya göre seçecek.

Örneğin, makine mühendisliğine öğrenci alacak üniversite öğrencinin kabiliyet, biyoloji, matematik puanlarına bakacak.

En yüksek puanları sıralayarak kabul edecek.

Bu arada bu 12-13 konularda puanlarını yükseltmek isteyenler birkaç kez dilerlerse sınava girecekler.

Örneğin, matematikte öğrenci 100 üzerinden 25 puan almışsa ve bu puan onu tatmin etmemişse birkaç ay sonra başka bir sınava girerek puanını yükseltebilecek.

Haberin Devamı

Aslında eskiden de durum böyleydi. Öğrenciler puanlarını alıp, üniversitelere başvuruyordu.

Üniversite de duruma bakarak öğrencileri sıralıyordu.

Her üniversite kapısında listeler asılırdı.

Bu listede ismini gören öğrenci dilerse o üniversiteye kaydını yapardı.

Şimdi buraya kadar herşey ne kadar iyi gözüküyor değil mi?

Birkaç sorun var.

Birincisi, YÖK Başkanı Özcan’ın dediği gibi ortalama ağırlıklı puan: Başkan Özcan, "Bu puanın hesaplanması konusunda güven duymuyorum. Biz bunu bırakırsak, çocuğun durumu iyi görünsün diye bazı hocalar öğrencilerin başarısını gereksiz yere şişirebilir. Ondan korkuyorum" diyor.

Ä°kinci hata, eskiden bu kadar aday yoktu.

Evet, eskiden üniversiteler tek tek öğrenciyi seçiyordu.

Haberin Devamı

Ama, üniversite önünde bu kadar yığılma yoktu.

Üçüncü hata, sayı artıyor ama ya kalite?

Şimdi ÖSS’ye hazırlanan 10 çocuktan 9’u dershaneye gidiyor.

Yani üniversite diplomasını almak için büyük bir yarış var.

Ama bir tarafta da diplomalı işsizler bulunuyor.

Hemen her ile bir üniversite açılıyor ama hızla açılan bu üniversitelere akademisyen yetiştirilmiyor.

Profesörü olmayan fakülteler çok.

AKP iktidara geldiğinden bu yana 40 üniversite kuruldu.

Önümüzdeki günlerde 9 üniversite daha kuruluyor.

Yüksek öğretimde nitelik değil, nicelik öne geçiyor.

Sistemi en yakınındaki Genel Kurul üyelerine bile danışmadan kamuoyu önünde tartışmaya açmak ne kadar doğru?

Gelecekleri belirlenen bu sistemde gençleri deneme tahtası yapmadan biraz daha düşünmek gerekmiyor mu?

Ayrıca bütün kapıları açsanız ne olacak ki?

Haberin Devamı


DARÜŞŞAFAKA VELİLERİNİ ARIYOR
Darüşşafaka’nın Maslak’taki kampusundan içeri girerken baba kucağı bu okulda geçtiğimiz yıl göreve başlayan Nilgün Akalın’la okulun koridorlarında ilerliyoruz. Akalın, heyecanla Darüşşafaka’ya öğrenci katmak için yaptığı projelerden söz ediyor. Hálá birçok kişi bu okulu tanımıyor. Darülaceze ile karıştırıyor. Oysa, burası ilköğretimden üniversiteye kadar ücretsiz bir kolej. Yalnız babası hayatta olmayan, ailelerinin maddi olanaksızları nedeniyle iyi eğitim fırsatı bulamayan ilköğretim üçüncü sınıfta okuyan çocuklara kapısını açıyor. Çocuğun yaşamı okula girdikten sonra tamamen değişiyor.

Akalın’la sohbet ederken, okulu tanıtmak için gezdiği yerlerdeki izlenimlerini aktarıyor.

Haberin Devamı

Kara çarşaflı velinin bir toplantıda gururla ayağa kalkıp, "Çocuğumdaki gelişimlerden gurur duyuyorum, iyi ki bu okula vermişim" sözlerini anlatıyor. Bir başka toplantıda yaşlı bir büyükannenin anne ve babası tarafından terkedilen torununu bu okula vermek için bacaklarına sarılmasını duygulanarak ifade ediyor.

Okul yöneticilerinin kurumu tanıtmak için gezdiği 25 ilde de karşılarına hep iki soru çıkmış. Biri, "Sadece babasız çocuklar mı okutulacak?", diğeri de "Türkiye’nin diğer yerlerinde de okul açmayacak mısınız?"

Gelen bu soru ve istekleri Cemiyet Yönetim Kurulu’na sunduklarını söyleyen genel Müdür Nilgün Akalın, "Bunlar üzerinde çalışılıyor. Darüşşafaka Cemiyeti köklü ve sistemine bağlı bir kuruluş. Bu istekleri değerlendirecek ve üzerinde çalışarak, imkanlarımıza bakacak. Daha sonra karar verecek" diyor.

Aslında Darüşşafaka misyonu gereği babası olmayanlara eğitim veriyor, ama annesi olmayan, ya da anne baba tarafından terkedilen çocukları da bağrına bassa ve onların hayatını değiştirse ne iyi olur. Tabii ki bunun için hayırseverlerin desteğine ihtiyacı var.

Hayırseverleri hareket geçirmek için de, yeni bir kampanya başlamış. Yusuf Ziya Paşa ve arkadaşlarının geleceği hayal ederek temellerini attığı okul tam 145 yıldır duyarlı, başarılı öğrenciler yetiştiriyor. Şimdi Darüşşafaka Cemiyeti, bu misyonu paylaşacak veliler arıyor. Yüzyılı aşkın süredir bağışçıların desteği ile yetenekli çocuklara bir fırsat yaratmak için çalışan kurum, şimdi 746 öğrenciden birinin velisi olmaya herkesi davet ediyor.

68 ilden gelen öğrencilerden birinin bir yıllık maliyeti olan 10 bin YTL’yi karşılayacak hayırseveri "veli" olarak kabul ediyor.

100 bin YTL bağışlayını "mezun bağışçı", 200 bin YTL bağışlayanı "çifte diplomalı bağışçı", 500 bin YTL bağışlayanı ise "temel taşlar"dan biri olarak ilan edeceklerini duyuruyor.

Aslında Darüşşafaka çocukları ücretsiz okuttuğu, onlara yetenekleri doğrultusunda eğitim verdiği gibi tüm ihtiyaçlarını da karşılıyor.

Cep harçlığı veriyor, sömestr ve yaz tatilinde evlerine giderken yol paralarını üstleniyor.

ÖSS’ye hazırlık sürecinde öğrencileri dershaneye gönderiyor, yetmezse bir anne baba gibi çocuklara özel ders imkanı sağlamak için dışarıdan okula öğretmen getirtiyor.

Bu da yetmiyor, eğer öğrenci üniversitede başarılı olursa dört yıllık yüksek öğretim hayatı boyunca ona burs vermeye devam ediyor.

Darüşşafaka hem daha fazla öğrenci almak, hem de bütün illerden küçük çocukları bünyesine katmak için sınav merkezi sayısını arttırıp, sınav şeklini değiştirmiş.

Sınavda çocuğun matematiksel zekası, yetenekleri, yaratıcılıkları ve duygusal zekaları ölçülüyor.

Sonra da aralarında üstün yetenekli olanlara ayrı bir eğitim verilecek.

İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır, Samsun, Erzurum, İçel, Van, Antalya, Tekirdağ, Gaziantep, Denizli, Zonguldak, Kayseri, Bursa ve Trabzon’da yapılacak sınavlara başvurular 30 Mayıs’a kadar sürecek.

Çevrenizde bu nitelikleri taşıyan çocuk varsa onların hayatlarını değiştirmesine siz de yardım edin.
 
 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!