Eğitimin neferleri

Güncelleme Tarihi:

Eğitimin neferleri
Oluşturulma Tarihi: Kasım 24, 2022 07:00

Serdar öğretmen 9 yıl kapalı kalan köy okuluna yeniden hayat verdi. Şeyma öğretmen derslerden geri kalmasın diye lenfoma hastası Mustafa’nın evine gidiyor. Filiz öğretmen kanser hastası Melisa için hastane odasını sınıfa çevirdi... Okulunda terör saldırısına kurban giden 22 yaşındaki öğretmen Ayşenur Alkan, bugünkü 24 Kasım Öğretmenler Günü’nün de simgesi oldu.

Haberin Devamı

TEK BAŞINA DEV KADRO
İzmir’in Çeşme ilçesine bağlı lldır köyü İlkokulu öğrenci sayısı yetersizliğinden 2013 yılında kapandı. Sadece bir öğrenci eksik olduğu için eğitime devam edemeyen köy okulundaki 9 öğrenci taşımalı eğitim kapsamında komşu köylere gönderildi. Okul Ildır Köyü Muhtarı Erdem Yavuz başta olmak üzere köy halkının çabalarıyla bu yl 23 öğrenci ile tekrar hayata döndü. Eylül ayında okula atanan müdür Serdar Aydın binanın yenilenmesinden, temizliğine bahçe düzenlenmesinden sınıfların tefrişine kadar her şeyiyle çoğu zaman tek başına bazen de köyde yaşayanların yardımlarını alarak ilgilendi. Sonuçta Ildırı köy okulu küçük bir kolej görünümü kazandı. Tek başına okulun hem yöneticisi, hem öğretmeni hem de hizmetlisi olan Serdar Öğretmen şunları söylüyor:

Eğitimin neferleri
İNŞAAT ZAMANI YERDE YATTIM
“Eylül ayında okula atandım. Sınıfların ve okulun durumu pek parlak değildi. İnsaat çalışmaları için köylülerle birlikte çalıştık. Önce sınıfları temizledik, okulu boyadık. Ardından depremden etkilenen bir okulun sıralarını, akıllı tahtalarını ve diğer eşyalarını buraya getirdik. Teknik çalışmaları tamamladıktan sonra kütüphanenin kurulması, sınıfların düzenlenmesi gibi işler vardı. 12 Eylül’de okulların açılmasına kadar çok hızlı bir şekilde çalıştık. İnşaat sırasında anasınıfında kendime bir yer yapmıştım, yerde uyuyordum. Okulun açılışından sonraya kalan işler için de veliler destek oldu. Benim hala 24 saatim okulda geçiyor. Okulun sadece müdürü değilim, her branşta öğretmeni, hizmetlisi, tamircisi, muhasebecisiyim de.”

Haberin Devamı

TECRÜBELİ BİRLEŞTİRİLMİŞ SINIF ÖĞRETMENİ
45 yaşındaki Serdar öğretmenin annesi de sınıf öğretmeni. Lise yıllarında denizci olmak istemiş ancak üniversite sınav tercih formunda annesi gizlice tercihlerini silip sınıf öğretmenliği yazınca, kaderinden kaçamamış. Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi mezunu olan Serdar Aydın, 24 yıldır öğretmenlik yapıyor. Ancak onun tecrübe alanı köy okulları ve birleştirilmiş sınıflar. Daha önce Bingöl, Çanakkale, İstanbul ve İzmir’in başka bir köy okulunda görev yapmış. Tecrübesi olmayanların birleştirilmiş sınıflarda öğretmenlik yapmasının çok zor olduğunu belirten Serdar öğretmen, meslektaşlarına faydası dokunsun diye birleştirilmiş sınıflar için 5 bin sayfalık içinde etkinliklerin de olduğu akademik bir çalışma hazırlamış. Özellikle köy okullarına atanmak istediğini söyleyen Serdar öğretmen, “Buraya gelmeyi ben istedim. İlkokul 2,3 ve 4’üncü sınıf öğrencilerini bir arada okutuyorum. Hepsinin algısını aynı anda açık tutmak çok zor. Hepsiyle özel olarak ilgileniyorum. Okul saatleri bittiğinde çocukları eve göndermiyorum. Zeka oyunları, İngilizce ya da ihtiyaçları olan diğer alanlarda da onları desteklemek için çalışmalar yapıyoruz. Daha da neler yapabilirim diye düşünüyorum. Balıkçılardan aldığımız ağlarla kaleler yaptık spor yapabilsinler diye. Hem akademik hem de sosyal açıdan onları desteklemek için hep daha fazlasını yapmak istiyorum. Okul denize sıfır olduğu için önümüzdeki günlerde havalar ısındığında çocukları su sporlarına yönelecekleri aktivitelerle desteklemek istiyorum“ diyor.

Haberin Devamı

Eğitimin neferleri

MUSTAFA’NIN YOLDAŞI
Mustafa Yiğit Kırşan İzmir’de yaşıyor. Babası Erkan Kırşan özel bir firmada yönetici, annesi Nermin Kırşan ise Mustafa’nın özel durumu nedeniyle ev hanımlığını seçmiş eski bir sağlık çalışanı. Mustafa’nın sağlık sorunları hayatının ilk günlerinde teşhisi koyulan geçmeyen “yeni doğan sarılığı” ile başlıyor. Üniversite birinci sınıf öğrencisi teyzesi Mustafa’ya karaciğerini vererek ona yeni bir hayat hediye ediyor. Ancak karaciğer naklinden sonra bebek Mustafa’ya Lenfoproliferatif hastalık tanısı konuluyor. Bu kez de çocuk yaşta kemoterapiyle tanışıyor. Mustafa doktorların çabasıyla hayata tutunuyor.

Haberin Devamı

MUSTAFA KIRMIZI ÇİZGİM OLDU
Mustafa bu zorlu bir yolculuğu geride bırakarak yaşıtlarından bir yıl geç de olsa 2017 yılında ilkokula başlıyor. Ancak geçirdiği zorlu yıllar onu zaman zaman eğitim yaşamından alıkoyuyor. Karşıyaka’da bulunan Nebahat Alparslan Karadavut İlkokulu’nda sınıf öğretmeni Şeyma Yücesoy ile tanışması da hayatının değişmesine neden oluyor. Şeyma öğretmen şunları söylüyor:
“Mustafa’ya her baktığımda kendi kızlarımı görüyor, onun için daha fazlasını yapmak istiyordum. Okuldaki arkadaşlarından geri kalmasını istemiyordum. Okula gelemediği uzun aralıklar oluyordu. Oysa okuldan ve hayattan kopmaması gerekiyordu. Bir gün annesiyle sohbetimiz sırasında ‘Siz Mustafa’nın sağlıyla ilgilenenin, onun iyi olmasının sağlayın, gerisini düşünmeyin. Ben akademik olarak onun başarısını sağlayacağım’ dedim. Böylece Mustafa’nın sağlığının el verdiği günlerde ona ders vermeye başladım. Sonra aramızda başka bir bağ olmaya başladı. Ben onlarının evinin bir ferdi, Mustafa’da kızlarımın kardeşi gibi oldu. Bir gün Mustafa dalağı şiştiği için kaşıntı krizine girmişti. Vücudu kabarmıştı ama dersi bırakmak istemedi. Ben de bir yandan soğuk kompres yapıp diğer yandan derse devam ettim. Bunun gibi çok fazla anımız var. Her hafta en az 3-4 gün yanındaydım. Bugün artık 6’ıncı sınıfta ve geçen yıl ortaokula başladığında öğretmenlerinin onu akademik olarak yeterli görmüş olması benim için her şeye bedeldi. Ömrüm yettikçe Mustafa’nın yanındayım.”

Haberin Devamı

FOTOĞRAFIMIZI YANIMDA TAŞIYORUM
Mustafa ise yaşadıklarını şöyle dile getiriyor: “Şeyma öğretmen ile zaman içinde kurduğumuz bağ çok kuvvetli. Sınıfta çektiğimiz bir selfiemiz vardı. Tek fotoğrafımızdı o zaman. Hastaneye gideceğim ya da yoğun bakımda olduğum zamanlar o fotoğrafı yanıma almak beni daha güçlü kılıyor. Ailemden biri gibi hissediyorum. Şimdi ailem, doktorlarım ve Şeyma öğretmen sayesinde daha da sağlıklıyım. Bazı problemler devam ediyor ancak daha da iyi olacağım. Büyüyünce de beyin cerrahı olmak istiyorum. Çünkü ben çok çektim başkaları çekmesin.”

Eğitimin neferleri

SON ARZUSUNU YERİNE GETİRDİLER
Melisa Nur Hacıosmanoğlu’nun henüz iki yaşındayken ayaklarının üstüne basamadığını fark eden ailesi, yaklaşık bir yılı hastanede geçirdi. Uzun süren tetkik ve tedavilerin ardından doktorlar Melisa’nın sinir hücrelerine baskı yapan bir kanser türü olan Nöroblastom’a yakalandığını tespit etti. Bu süreçte 4 yaşına yaklaşan Melisa’nın ise tek isteği vardı; bütün çocuklar gibi okula gidebilmek. Bir gün ailesine “Benim hiç öğretmenim olmayacak mı” dedi. Babası Enis Hacıosmanoğlu da kızının durumunu ve son arzusunu İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne aktardı. Bunun üzerine harekete geçen Narlıdere Merkez Anaokulu Müdürü Filiz Kaplan, okul öncesi öğretmeni Songül Sever ve rehberlik öğretmeni Hülya Akman la birlikte Melisa’nın öğretmeni oldu. Onun yaşına uygun etkinlikler hazırladılar.

Eğitimin neferleri

ÖĞRETMENLERİM NEREDE BABA
Filiz Kaplan, “Bize bu talep geldiğinde hiç düşünmeden kabul ettik. Bir çocuğa destek olabilmek bizim için çok önemliydi. Hastane odasına gittiğimizde Melisa ile tanıştık. Onunla hamur oynadık, parmak boyasından resim yaptık. Şimdi onu okulumuzun duvarına astık. Daha çok çalışma planlamıştık ama olmadı. Çok üzgünüz ancak en azından son arzusunu yerine getirebildik” dedi. Melisa, öğretmenleriyle sadece iki kez bir araya gelebildi. Baba Hacıosmanoğlu da yaşanan süreçle ilgili şunları söyledi: “Melisa Nur ölmeden iki hafta evvel ‘Ben okula girmek istiyorum, ne zaman gideceğim’ diye sayıkladı. ‘İnşallah giderim, öğretmenlerim olur’ dedi. Belki o gidemedi ama çok değerli, hakkı ödenmez öğretmenlerimiz Melisa Nur’a geldiler. Kızımın son arzusunu yerine getirdiler. Son nefesini verdiği günün sabahında ‘Öğretmenlerim nerede baba’ dedi. ‘Gelecekler kızım haftasonu, dinleniyorlar’ dedim. Gece saat 02.00’de ise ellerimde melek oldu. Meleğime eli değmiş değmemiş tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü kutlarız.”

Haberin Devamı

Eğitimin neferleri

BUGÜNÜN SİMGESİ AYŞENUR ÖĞRETMEN

Okulunda terör saldırısına kurban giden 22 yaşındaki öğretmen Ayşenur Alkan, bugünkü 24 Kasım Öğretmenler Günü’nün de simgesi oldu.

Bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü... Ayşenur Alkan, henüz 22 yaşında, mesleğinin başında genç bir öğretmendi. İdealleri, hayalleri vardı... Meslektaşlarıyla, öğrencileriyle Öğretmenler Günü’nü kutlayacaktı. Ancak pazartesi günü PKK/YPG'li teröristlerce Gaziantep’in Karkamış ilçesine düzenlenen roketli saldırıya, çok sevdiği okulunda yakalandı. Öğretmenler odasındaydı. Büyük bir gürültüyle patlayan camlar, Ayşenur öğretmeni hayattan koparıp aldı. Şehit öğretmen için dün Şırnak’taki 709 okulda anma töreni düzenlendi. Şükrü Geliş Ortaokulu’ndaki törene katılan İl Milli Eğitim Müdürü Mirza Tetik “Eğitimciler tüm toplumun değeridir. Eğitimci demek değer demektir. Öğretmenleri hedef almak alçaklıktır” dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!