CHP'li Özel'den AK Partili Ünal'a belgeler için randevu

Güncelleme Tarihi:

CHPli Özelden AK Partili Ünala belgeler için randevu
Oluşturulma Tarihi: Aralık 02, 2017 17:21

CHP'li Özel'den AK Partili Ünal'a belgeler için randevu

Haberin Devamı

İlker KILIÇASLAN/MANİSA, (DHA)- CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, partisinin Şehzadeler İlçe Başkanlığı'nın seçimli olağan kongresinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yakınlarının Man Adası'nda 1 sterlin sermaye ile kurulan şirkete para transferi yaptığı iddiasıyla ilgili açıklama yaptı. "Belgelerin gerçeklerini görmedikçe bu belgelere sahtedir' deriz" diyen AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal'a randevu veren Özel, "Belgelerin gerçeklerini görmek istiyorsan randevu veriyoruz. Saat: 13.00. Tarih: Önümüzdeki Pazartesi. Yer: Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı. Git oraya bekle, belgelerin esaslarını da oraya yolluyoruz. Orada görürsün" dedi.
CHP Şehzadeler İlçe Başkanlığı'nın 2'nci Olağan Seçimli Kongresi, oda ve dernekler binasının konferans salonunda başladı. Kongreye, CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer, İl Başkanı Halil Tokul, ilçe başkanları ile partililer katıldı. Kongrenin divan başkanlığına Grup Başkanvekili Özgür Özel getirildi. Kongre öncesi konuşma yapan Özel, gündemdeki konuları değerlendirdi. Özel, 17-25 Aralık operasyonlarından sonra TBMM'de kurulmasını istedikleri soruşturma komisyonu talepleri o günlerde kabul edilse, bugün Zarrab'ın, Türkiye hapishanelerinde olacağını söyledi. Özel, şöyle konuştu:
"Başbakan Binali Yıldırım, bir hafta 10 gündür yaşananlardan sonra dün ağzına geleni tekrar söylemiş. Bir hafta 10 gündür şu yaşanıyor. Biz yıllar önce, 17-25 Aralık'ta delilleri toplayanlar, dinleme kararlarını alanlar, operasyonları yapanlar kim olursa olsun Meclis'i göreve çağırmış, bir soruşturma komisyonunun kurulmasını talep etmiş, adı geçen 4 bakanın Yüce Divan'da yani Anayasa Mahkemesi'nde Yüce Divan sıfatı ile yargılanması gerektiğini söylemiştik. Onlar orada yargılanırsa kanun gereği suça iştirak eden herkes yani Reza Zarrab da Halk Bankası'nın Genel Müdürü de hep beraber, Yüce Divan'da yargılanacak ve Türkiye açısından milli menfaatler zarar gördüyse, bir hırsızlık, yolsuzluk varsa açığa çıkacaktı. Eğer o gün onu yapsalardı, Reza Zarrab Türkiye hapishanelerinde olacaktı. Amerika'da sorgulanmıyor, itirafçılıktan yararlanmıyor, söylediği her söz Türkiye'nin devlet düzenini, uluslararası itibarını yerle bir etmiyor olacaktı. Bugün Zarrab'ı Türkiye hapishanelerinde tutmayanlar, o gün dönemin Başbakanı 'Hırsızlık yapan kardeşim dahi olsa kolunu koparırım' dediği halde onu oylamadan hemen önce arayıp, Yüce Divan oylamasını bir hafta erteletip, daha sonra AK Parti Grubu'na Yüce Divan için 'Hayır' oyu kullandırtandır. Eğer o gün Yüce Divan kurulsaydı, bugün Zarrab da Halk Bankası yetkilileri de Türkiye'de yargılanmış, Türkiye'nin hapishanelerinde duruyor olacaktı. Ama birileri çorap sökülmeye başlarsa ucunun nereye kadar gideceğini biliyordu ve o sebepten o yargılamalara izin vermediler."
Türkiye'nin ilk defa Zarrab için bir Türk vatandaşı konusunda Amerika'ya nota verdiğini belirten Özel, şöyle konuştu:
"Amerika'ya Zarrab gitmiş, gözaltına alınmış, yargılaması başlamak üzereyken 3-4 gün Zarrab'dan haber alınamadı. Bunun üzerine Türkiye, tarihi boyunca Amerika'ya yapmadığı bir şeyi yaptı. 5 bin 700 tane yurt dışında tutuklu Türk olduğu halde ilk kez tutuklu bir Türk vatandaşı için birkaç gün arayla iki tane nota verdi. Hayatından endişe edildiğini, nerede olduğunun söylenmesi gerektiğini, vatandaşımıza sahip çıktıklarını söylediler. Görünen o ki Türk askerinin başına çuval geçirilirken ses etmeyenler, bu kıymetli, geçmişte cari açığı kapatıyor diye plaket verdikleri, aklamak için üzerinde durdukları ve 'Hayırsever bir ticaret adamıdır. Namusludur' dedikleri o kişiyi önce korumak için nota verdiler. Ama sadece itirafçılığı başladığı ile ilgili küçük bir işaret geldiğinde 'İftiracılığa başladı' dediler. Dün Başbakan Binali Yıldırım, ortada bulunan duruma 'Çirkin saldırı. FETÖ'nün tezgahı ve Türkiye'yi itibarsızlaştırma girişimi' demiş. İki mesele açısından bunu irdeleyelim: Birincisi; eğer bizimle birlikte 'Evet' oyu verip o yargılamayı yapsalardı, bugün bunların hiçbir tanesi yaşanıyor olmayacaktı. Bugün Türkiye bir başka ülkenin mahkemesinden konuşulanlar, ortaya dökülen kirli çamaşırlar, pislikler yüzünden zorda kalıyorsa bunun sebebi AK Parti hükümetinden başkası değildir. Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin parasını ödediği bir avukat, Halk Bank Genel Müdür Yardımcısı'nı savunuyor ve diyor ki 'Reza Zarrab bize değil ama Genel Müdür'e rüşvet veriyordu. İşte belgeleri' diyor. Reza Zarrab da bunu söylüyor. Hadi o iftiracı. Halk Bank Genel Müdür Yardımcısı tutuklu, Türkiye Cumhuriyeti'nin parasını ödediği avukat 'Evet biz almadık. O aldı' diyor. Türkiye'yi bugünkü duruma düşürmüş durumdalar."
"ARAŞTIRMAK İSTEMİYORLAR"
Konuşmasının ikinci kısmında partisinin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun geçen salı günü gündeme getirdiği iddialara da değinen Özel, şöyle dedi:
"Geçtiğimiz haftalarda Genel Başkan, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a soru sordu. Dedi ki 'Senin yakınların, damadın, dünürün, eski özel kalem müdürün, oğlun yurt dışındaki vergi cennetlerine para yolladı mı? Orayla para transferi yaptı mı? Yani Türkiye'de insanlara döviz bozdurun derken, siz dövizle ticaret yaptınız mı?' dedi. Ve bir meydan okudu. Dedi ki 'İspatlarsan istifa ederim' dedi. Sayın Genel Başkan salı günü çıktı, kürsüde teker teker bu belgeleri ifade etti. Bütün Türkiye bu belgeleri gördü. Bu olur olmaz AK Parti'den 4 tane tepki geldi. Aslında o gün Sayın Genel Başkan dedi ki 'Bu belgeleri hemen dağıtmayın. Bu belgeleri elinizde tutun. 2-3 gün belgelerle ilgili ne diyeceklerini görelim. Belgeleri daha sonra dağıtırız.' O toplantı yapılmadan hemen önce AK Parti'nden birinci tepki geldi. Recep Tayyip Erdoğan dedi ki 'Öyle bir şey yok. İspatlasınlar. Gereğini yaparım' dedi. Genel Başkan konuştu, öyle bir şeyin olduğu ortaya çıktı ve ikinci tepki geldi. Dediler ki 'Belgelerin tamamı sahte.' CHP bir hamle yaptı, 'Belgeler sahte mi gerçek mi diye bir komisyon kuralım' dedi. Komisyon kurulması hem çarşamba hem perşembe günü yapılan oylamalarda araştırmaların Meclis eliyle yapılması, çoğunluğu yine AK Parti'de olacak, 9 kişi onlardan 4 kişi bizden birer kişi HDP ve MHP'den. Sonuçta bütün muhalefet birleşse dahi onların sayısı geçmiyor. Ama o komisyona herkes bildiğini sunuyor, araştırılıyor ve tutanağa geçiyor. Çarşamba günü 'Kurun komisyonu, belgeleri verelim' dedik. Ama AK Parti 'Hayır' dedi. Hem sahte diyorlar hem sahteciliği araştırmak istemiyorlar. Ertesi gün aynı oylama yapıldı yine AK Parti oylarıyla reddedildi. Ve bu sefer 'Belgeler sahte gösteremiyorlar' dediler. Bu sefer Genel Başkanın salı günkü planlamasına uygun olarak cuma günü belgeleri bütün basın ile paylaştık. Sayın Parti Sözcümüz Bülent Tezcan her bir dekont için 'Bu da mı sahte?' dedi. Ve hani sahteydi, hani bu belgeler gerçek değildi söylemi dün Türkiye'nin en çok konuşulan konusu oldu. Bunun ardından birkaç gün önceki Tayyip Erdoğan'ın 'Belgeler gerçek. Ticari faaliyet' sözü de çöküyordu. Çünkü ortada bir ticaret yoktu, alınan satılan bir şey yoktu. Ortada Türkiye'den Amerikan bankaları aracılığıyla dolar olarak vergi cennetlerine uçmuş, orda aklanmış sonra AK Parti'nin çıkardığı varlık barışı kanunu ile Türkiye'ye geri gelmiş 63 milyon TL para vardı. Ve o 63 milyon TL para dünür, özel kalem müdürü, oğul ve enişte arasında eşit şekilde paylaştırılıyor. Dedi ki '30 yıl önce ben siyasete girerken, bunlar zaten bu işleri yapıyordu.' Biz döndük baktık, Burak ilkokul 2'de 8 yaşında kısa bir pantolon ile okula gidiyor. Okumayı yeni sökmüş, çarpım tablosunda 3'leri çalışıyor Burak. 64 milyon TL'lik Burak. Bir diğeri Mustafa Erdoğan tornacı. Torna tezgahının başında çalışıyor. Kendi dükkanı yok. Bir tornacının yanında kalfa. Darbeyi ilk haber veren enişte var ya, Ziya enişte. Enişte o tarihlerde öğretmen. Son derece mazbut bir hayat sürüyor. Kendisine ait olmayan gecekondu sayılabilecek bir semtte kirada oturuyor. Ve Sayın Erdoğan diyor ki 'Bunların hepsi o zamanlardan beri bu ticareti yapan zengin adamlardı' diyor."
AK PARTİLİ ÜNAL'A RANVEDU
CHP'li Özgür Özel, "Belgelerin gerçeklerini görmedikçe bu belgelere sahtedir deriz" diyen AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal'a da randevu verdi. Özel, şunları kaydetti:
"Dün AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal, belgelerde verilince 'Belgeleri gördük ama fotokopilerini gördük. Belgelerin gerçeklerini görmedikçe, bu belgelere sahtedir deriz' dedi. Biz Mahir Ünal'a çağrıda bulunuyoruz. Belgelerin gerçeklerini görmek istiyorsan randevu veriyoruz. Saat: 13.00. Tarih: Önümüzdeki pazartesi. Yer: Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı. Git oraya bekle belgelerin esaslarını da oraya yolluyoruz. Orada görürsün."
AK PARTİ'YE HODRİ MEYDAN
TBMM'de soruşturma komisyonunun kurulması için AK Parti'ye hodri meydan diyen Özel, Başbakan Binali Yıldırım'ın dünkü konuşmasında Zarrab için ülkeyi satarsa hapisten kurtulacağına ikna olduğu için bu açıklamaları yaptığını söylediğini belirtip, şöyle dedi:
"Aslında Binali Yıldırım en doğrusunu söylüyor. Reza Zarrab ile bunlar bir ilişki içindeydiler. O kirli ilişki içinde birbirlerini satmamaya söz vermişlerdi. Ama Reza Zarrab Amerika'da olduğu için şimdi bunları satıyor. 'Bizi satıyor' kelimesinin hangi itirafı içerdiğini herkes daha iyi anladı. Gerekçe olarak Reza Zarrab'ın kendilerini satmalarından sonra hamle olarak şunu yaptı. Reza Zarrab'ın mal varlığına el koydular. Mal varlığına el konulmasını gerekçesi şu, 'Gizli kalması gereken belgeleri, Türkiye Cumhuriyet'in güvenliği iç ve dış yararı bakımından önemi olan belgeleri yabancı devlet lehine casusluk amacıyla açıklamak.' Şimdi eğer Reza Zarrab, iftira atıyorsa, bu söyledikleri doğru değilse, yani sadece yalan atıyorsa o zaman mal varlığına neden el koyuluyor. Yok mal varlığına el konulma gerekçesi burada söylendiği gibi gizli kalması gereken belgeleri Türkiye aleyhine başka ülkelere açıklamaksa o zaman ne yüzle yalan diyorsunuz? Bugün yapılması gereken bir tek şey var; Daha önce 24. dönemde kurulan bir komisyon vardı. Soruşturma komisyonu. Meclis savcı görevi görecek bir komisyon kuracak, delilleri inceleyecek, sonra genel kurula getirecek ve kişi hakkında dava açılıp-açılmama konusuna genel kurul karar verecek. Dava açılması karar verilirse Anayasa Mahkemesi Yüce Divan sıfatı ile toplanacak. O dönemde bütün AK Partiler 'Yüce Divan'a gitsinler. Aklanıyorlarsa orada aklansınlar' derken, birileri son anda buna müdahale etmişlerdi. Şimdi hukuken delil durumu değişti. Türkiye Cumhuriyeti'nin konuyla ilgili değerlendirmesi değişti. Bu belgeler yalan değil. Birileri tarafından açıklanması sakıncalı belgeler olarak nitelendiriyor. Reza Zarrab, Çağlayan'a 45-50 milyon euro rüşvet verdiğini söyledi. Ayrıca Halk Bankası'nın Genel Müdür Yardımcısı devletin tuttuğu avukatın yanında yaptığı savunmasında bu suçlamaların önemli bir kısmını itiraf etti. Bu vakitten sonra yapılması gereken onlara yakışan -yakışanı ile ilgili yapacaklarından hiç umudum yok ama- geçmişteki yanlışlarından 'Hayır' oylarından dönüp, yeni bir soruşturma komisyonu kurulması için tüm partiler ile konuşup, bu komisyonu derhal çalıştırıp 4 bakanı ve dönemin yetkililerini Yüce Divan'a yollamaktır. Eğer bunu yapmazlar ise CHP olarak ana muhalefet partisi sorumluluğu içerisinde başta Reza Zarrab dosyası olmak üzere 4 bakanın ve Amerika'da adı geçen ve Halk Bankası'nın yetkilisi tarafından itiraf edilen gerçekler doğrultusunda yeniden soruşturma komisyonunu Anayasa Mahkemesi'nin Yüce Divan sıfatı ile görev yapmasını teklif edeceğiz. Şimdi Anayasa Mahkemesi kendilerine göre pirüpak. Eğer kendilerine güveniyorlarsa Anayasa Mahkamesi orada, hodri meydan ilk 'Evet' oyunu CHP verecek" dedi.
CHP'li Özgür Özel'in konuşmasının ardından Şehzadeler İlçe Başkanlığı'nın faaliyet raporu okunarak oy birliğiyle kabul edildi. Oylama ardından yeni dönemde ilçe başkanlığı için Zerrin İşnel ile Hakan Tatar yarıştı. 365 delegenin oy kullanması beklenen seçimde, oy kullanma işlemi saat 17.00'ye kadar devam edecek.

FOTOĞRAFLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!