Yüreği acı, kalbi sevgi dolu Mevlüde anne

Güncelleme Tarihi:

Yüreği acı, kalbi sevgi dolu Mevlüde anne
Oluşturulma Tarihi: Haziran 01, 2022 09:41

29 Mayıs 1993’te Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletinin Solingen kentinde yaşayan Genç ailesinin evi sabaha doğru ırkçı, yabancı düşmanı, aşırı sağcı 4 Alman genci tarafından kundaklandı. Benzin dökerek ateşe verdikleri binada, 4 yaşındaki Saime Genç, 9 yaşındaki Hülya Genç, 12 yaşındaki Gülüstan Öztürk, 18 yaşındaki Hatice Genç yanarak can verdi.

Haberin Devamı

Yüreği acı, kalbi sevgi dolu Mevlüde anne
27 yaşındaki Gürsün İnce, kucakladığı bebeğini bağrına basarak, hayatta kalabilmek umuduyla alevler içindeki binanın balkonundan kendisini aşağı bıraktı.
Küçük yavrusu kurtulurken anne Gürsün İnce can verdi.
Genç ailesinin 5 ferdi yaşamını yitirirken, Mevlüde ve Durmuş Genç çifti ile hayatta kalan çocukları ve torunlarının yaşamları altüst oldu, dünyaları yıkıldı.
Bu kara haberi alır almaz, Türkiye’nin o dönemdeki Bonn Büyükelçisi Onur Öymen, Solingen’in yolunu tuttu.
Acılar içindeki Genç ailesine “Türkiye Cumhuriyeti devleti sizin yanınızda” dedi, acılarına ortak oldu.
Daha sonraki yıllarda Cumhurbaşkanı olan o dönemdeki KRV Eyalet Başbakanı Johannes Rau da Almanya’nın o zamanki Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel de aynı gün Genç ailesinin acılarını paylaşmak ve dayanışma sergilemek için Solingen’deydi.

Haberin Devamı

İSTİFA ETMEYİ DÜŞÜNDÜ
Ben o zamanlar Hürriyet’in Bonn temsilcisiydim ve radyodan haberi duyar duymaz otomobilime atlayıp Solingen’in yolunu tuttum.
Polis, kundaklanan binaya giden yolları kesmişti.
Basın kartını gösterip yakınına kadar gittim.
Hüzün doluydu...
Daha sonraki günlerde Rau, “Kundaklanan binanın önüne geldiğimde aklımdan ‘Sen bu dünyayı değiştiremezsin’ düşüncesi geçti” demişti.
Hatta aynı gün istifa etmeyi bile düşündüğünü de söylemişti.
Yıllar sonra Berlin’de söyleşi yaptığım eşi Christina Rau da “Genç ailesiyle hep sıkı ilişkilerimiz oldu. Böyle korkunç bir olay bir daha asla yaşanmasın. Bu aile beni her zaman çok etkiledi. Onlara hayranlık duydum barış çağrıları için. Politik kariyerinde bir dönüm noktasıydı eşim için. O olaydan sonra ‘Hâlâ politika yapmanın bir anlamı var mı?’ diye düşündü. Güçlüklerin üstesinden gelmek ve umudunu kaybetmemek için politikaya devam etti” demişti.

YİNE BARIŞ MESAJLARI VERDİ
Evet...
Solingen faciasının üzerinden tam 29 yıl geçti.
Ama acılar hiç dinmedi.
Buna geçtiğimiz pazar günü Solingen’de düzenlenen anma töreninde de tanık olduk.
İki kızlarını, iki torunlarını ve bir yeğenlerini kaybeden Mevlüde anne de Durmuş baba da, ‘sözün bittiği yer’ dercesine suskun ve üzgündü.
Ama Mevlüde anne her zaman olduğu gibi yine sevgi, dostluk, dayanışma, barış içinde birlikte yaşam mesajları verdi.
Yüreği acı, ama aynı zamanda sevgi, barış, dostluk doluydu yine.
“Kinden ve nefretten uzak duralım!” dedi.
“Bu acı benim acım, ölene kadar devam edecek. Yaşananlar aklımdan bir saniye bile çıkmıyor. Kader bu işte, değiştiremeyiz, önüne geçemeyiz” dedi.
“Birbirimize sevgi, saygı gösterelim, birbirimizi incitmeyelim. Yerli, yabancı demeyelim, biz bu ülkenin parçasıyız. Ben buraya geleli 50 sene oldu, buranın ekmeğini yiyoruz. Birbirimize kardeş gözüyle bakalım, her zaman için iyi olalım. Biz bu ülkeye birer bavulla geldik, ev, ocak sahibi olduk, yine dönemedik. Dönemediğimize göre birbirimize sevgi, saygı, hoşgörü gösterelim” dedi.

Haberin Devamı

‘DAHA KALABALIK OLMALIYDIK’
Türkiye’nin Düsseldorf Başkonsolosu Ayşegül Gökçen Karaarslan da Mevlüde Genç’in saldırıdan hemen sonra acısı henüz çok tazeyken bile sevgi ve saygı dilini kullandığını, şiddeti, nefreti değil, barışı teşvik ederek eşine az rastlanır bir sağduyu örneği sergilediğini hatırlattı.
“Irkçılığa karşı en güzel yanıt buydu” dedi.
Almanya’daki Türklerin kendilerini evlerinde hissedebilmeleri için ciddi önlemler alınması, ırkçılığı ve düşmanlığı körükleyen siyasi ve sosyal iklimin köklü bir biçimde değişmesi gerektiğini söyledi.
Mevlüde anne, “Bugün burada daha kalabalık olmalıydık, birlik beraberlik içinde olmak gerekiyor” diyerek, insanlarımızın duyarsızlığından da yakındı.
Haklıydı da.
*
Evet...
Solingen’i, Solingenleri, kurbanlarımızı unutmamalıyız, unutturmamak için de birlik olmalıyız, birliktelik sergilemeliyiz.
Tabii, Mölln, Schwandorf, Hanau kurbanlarını, Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) teröristlerinin ve aşırı sağcı ırkçıların, Neonazilerin katlettiği insanlarımızı unutmamalıyız, unutturmamak için de birlik olup dayanışma sergilemeliyiz.
Sesimizi yükseltmeliyiz.
“Yeter artık!” demeliyiz.

BAKMADAN GEÇME!