Tarih yazan SPD’nin ‘anıt adamı’

Güncelleme Tarihi:

Tarih yazan SPD’nin ‘anıt adamı’
Oluşturulma Tarihi: Aralık 09, 2020 09:51

ALMAN sosyal demokratların ‘anıt adamı’ olarak bilinen Willy Brandt, bundan tam 50 yıl önce, bırakın başkalarını kendisinin bile kafasında olmayan bir davranış sergileyerek hem tarihe geçti hem de tarih yazdı.

Haberin Devamı

Tarih yazan SPD’nin ‘anıt adamı’
Willy Brandt’ın asıl adı Herbert Frahm’dı.
18 Aralık 1913’te Almanya’nın Lübeck kentinde dünyaya geldi.
Henüz 17 yaşındayken Sosyal Demokrat Parti’ye (SPD) üye oldu.
Ancak kısa bir süre sonra Almanya Sosyalist İşçi Partisi’ne (SAPD) katıldı.
Adolf Hitler liderliğindeki naziler 1933 yılında iktidara gelince SAPD’yi yasakladı.
Bunun üzerine Herbert Frahm, Norveç’in başkenti Oslo’ya gitti.
Orada Willy Brandt takma adıyla yaşadı.
Bazı Norveç gazetelerinde muhabir olarak çalıştı.
1938 yılında İspanya’da yaşanan iç savaş döneminde ülkenin çeşitli kesimlerinden Norveç’teki bazı gazetelere haberler gönderdi.
Aynı yıl Alman naziler tarafından vatandaşlıktan atıldı.
1940 yılında Almanya Norveç’i işgal edince İsveç’e kaçtı.
Stockholm’daki Norveç Büyükelçiliği Brandt’a Norveç vatandaşlığı verdi.
İkinci Dünya Savaşı Almanya’nın hezimetiyle 1945 yılında bitikten hemen sonra da Almanya’ya geri döndü.
Bir süre İskandinav gazetelerine muhabir olarak Almanya’dan haberler gönderdi.
1948 yılında yeniden Alman vatandaşı oldu ve Willy Brandt ismi resmi kayıtlara geçti.
23 Mayıs 1949’da anayasanın kabulüyle resmen kurulan Almanya Federal Cumhuriyeti’nde aynı yıl 14 Ağustos’ta yapılan genel seçimlerde Berlin milletvekili olarak Federal Meclis’e girdi.
1957-1966 yıllarında Berlin Belediye Başkanı, 1966-1969 yıllarında da Alman Dışişleri Bakanı olarak görev yaptı.
1961 ve 1965’te yapılan genel seçimlere SPD’nin başbakan adayı olarak katılan Brandt, hedefine ancak 1969’da ulaşabildi.
1969’da Hür Demokrat Parti (FDP) ile SPD’nin kurduğu koalisyon hükümetinin başına geçti.
Brandt, Almanya’nın SPD’li ilk başbakanı oldu.
Seçim kampanyası sırasında komşularla ve tüm dünyayla iyi ilişkileri geliştirme sinyali veren Brandt, iktidara gelir gelmez derhal harekete geçti.
Tarih yazan SPD’nin ‘anıt adamı’
14 Ağustos1970’te Sovyetler Birliği (SB) ile Moskova Anlaşması’nı imzaladı.
7 Kasım 1970’te de Polonya ile Varşova Anlaşması’nı.
Ancak imza töreninden önce başkent Varşova’daki Varşova Gettosu Ayaklanması Anıtı’na (Yahudi Anıtı) çelenk koydu.
Çelenki koyduktan sonra saygı duruşuna geçtiğinde birden diz çöktü.
30 saniye kadar öyle kaldı.
Alman nazilerin giriştiği katliamlar ve soykırım için Alman halkı adına özür dileyen SPD’nin ‘anıt adamı’ Willy Brandt, 50 yıl önceki bu diz çöküşüyle Varşova’da tarih yazı ve bu davranışıyla tarihe geçti.
Brandt’ın dünyaya yayılan bu fotoğrafı zihinlere yerleşti.
Her ne kadar sağcılar ve muhafazakar kanattan bazıları ‘vatan haini’ deseler de Brandt, hayata geçirdiği ‘Ostpolitik’ (Doğu Politikası) ile iki Almanya’nın yıllar sonra birleşmesinin de yolunu açtı.
Ancak Özel Kalem Müdürü Günter Guillaume’un Doğu Almanya, yani Demokratik Almanya Cumhuriyeti (DDR) Gizli Haberalma Teşkilatı (Stasi) adına casusluk yaptığı ortaya çıkınca, Willy Brandt 5 Mayıs 1974’de istifa ederek başbakanlığı bıraktı.
Ama 1964 yılından beri sürdürdüğü SPD liderliğini bırakmadı.
Willy Brandt, hep göçmen kökenlilerin yanında yer aldı.
1981 yılında SPD Hannover Teşkilatı yönetimine giren Türk kökenli Elçin Kürşat’ı partinin genel sekreteri yapmayı bile düşündü.
SPD’ye isimsiz mektuplar yağdı.
Açık açık tepki gösteren partililer de oldu.
“Bu Almanya için bir utançtır, yönetimde yabancılar. Bu da ne oluyor? Siz delirdiniz mi?” diyenler, yazanlar oldu.
Alman sosyal demokratların buna hazır olmadığını görmüş olmalı ki, Brandt bu düşüncesinden vazgeçti.
Ama bu yöndeki düşüncesi hep kafasında kaldı ve 1987’de Yunan kökenli Margarita Mathiopuolos’u SPD Sözcüsü olarak göreve getirmek istedi.
En yakın parti arkadaşları bile buna tepki gösterdi.
Ve Willy Brandt, SPD’lilerin ‘iflah olmayacağını’ görünce istifayı basıp SPD Genel Başkanlığı’nı bıraktı.
İşte Brandt, 23 Mart 1987’de Bonn’daki SPD genel merkezinde istifasını açıklarken ben de oradaydım.
Üzgündü, hem de çok üzgün.
Çünkü o, 17 yaşından beri sosyal demokrattı.
Çünkü o, 23 yıldan beri de aralıksız partinin genel başkanıydı.
SPD’nin ‘anıt adamı’ 8 Ekim 1992’de Bonn yakınlarındaki Unkel’de yaşamını yitirdi.
Ama onun dünya barışına, sonradan Avrupa Birliği (AB) adını alan Avrupa Ekonomik Topluluğu’na (AET) katkısı hiç unutulmadı.
Varşova’daki diz çöküşü ise zihinlerden hiç silinmedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!