Muhalefetin erken seçim hayali
Güncelleme Tarihi:
Dünyanın çeşitli kesimlerinde olduğu gibi Almanya da Kovid-19 belası yüzünden çeşitli alanlarda yaşanan krizi atlatmadan, Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı ve hâlâ süren savaş nedeniyle karşı karşıya kaldığı enerji krizini atlatmak için mücadele verirken, şimdi de ‘devlet krizi’ ortaya çıktı.
26 Eylül 2021’de yapılan genel seçimlere muhafazakâr kanadın başbakan adayı olarak katılmak isteyen, ancak ‘büyük kardeş’ CDU’nun karşı çıkması üzerine adaylıktan feragat etmek zorunda kalan CSU Genel Başkanı ve Bavyera Eyalet Başbakanı Markus Söder, henüz iki yılını bile doldurmayan Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti’den (FDP) oluşan koalisyon hükümetine erken seçime gidilmesi yolunu açması çağrısında bulundu.
*
Söder, SPD’li Başbakan Olaf Scholz’un güven oyunu Federal Meclis’ten değil, halktan almasını istedi.
Yani “Erken seçim yolunu aç, halkın önünde hesaplaşalım” dedi.
Tabii “Söder kervanına” CDU’lular da katıldı.
Son dönemlerde yapılan kamuoyu yoklamalarına göre yüzde 30’un üzerinde oy alacaklarını gören CDU’lular da “Erken seçime gidelim” diye tutturdular.
Her ne kadar hükümet partilerinin erken seçime gitmek istediklerini sanmadığını söylese de CDU lideri Friedrich Merz de “Bu hükümet iflas etmiştir” diyerek çözümün erken seçim olduğunu söyledi.
Evet...
Bir zamanlar “Muhalefet pisliktir” diyen SPD’nin genel başkanlarından Franz Müntefering’in ne kadar haklı olduğu bir kez daha ortaya çıktı.
Ana muhalefet CDU/CSU gözünü yeniden iktidara dikti.
İyi de Almanya gibi demokratik bir hukuk devletinde bu o kadar da kolay değildir.
Muhalefetin “Git” demesiyle hükümet düşmez.
Muhalefetin “Git” demesiyle Başbakan gitmez.
Muhalefetin “Erken seçim” demesiyle erken seçime gidilmez.
Şu anda SPD, Yeşiller ve FDP’den oluşan koalisyon hükümeti 4 yıllık bir yasama dönemi için görevdedir.
Ortaklık bozulmadığı sürece bu koalisyon 2025 yılı sonbaharına kadar görevde kalacaktır.
*
Almanya’da erken seçime gidilmesi için geçerli yasalara göre parlamentonun, yani federal Meclis’in Cumhurbaşkanı tarafından feshedilmesi gerekmektedir.
Bu da ancak Başbakan’ın güvenoyu talebinde bulunması ve oylamayı kaybetmesi halinde mümkündür.
736 sandalyeli federal Meclis’te şu anda hükümet partilerinin 417 milletvekili bulunmaktadır.
Yani Scholz hükümeti büyük bir çoğunlukla iktidardadır.
Ortaklar su koymadığı sürece Şansölye Scholz koltuğunda oturacaktır.
Evet...
AfD İKİNCİ GÜÇLÜ PARTİ
Almanya’da 1972, 1982 ve 2005 yıllarında güven oylaması yöntemiyle erken seçime gidilmiştir.
Ama son dönemlerde yapılan kamuoyu yoklamalarına göre, SPD de Yeşiller de FDP de sistematik olarak oy kaybına uğramaktadır.
İki yıl önce yapılan genel seçimlerden SPD’nin ardından ‘ikinci güçlü kanat’ olarak çıkan CDU/CSU ‘en güçlü parti’ konumuna yükselmiştir.
Yabancı, sığınmacı, Yahudi ve İslam düşmanı, ırkçı sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) SPD’yi de Yeşiller’i de sollayıp, daha doğrusu sağlayıp ‘ikinci güçlü parti’ konumuna yükselmiştir.
Evet...
Hükümetin küçük ortağı FDP son dönemlerde adeta ‘can çekiştirmektedir.’
Partinin yeniden canlanması için koalisyonu terk etmesini isteyen FDP’liler vardır.
Koalisyonun sürdürülmesi için Yeşiller’in her istediğine “evet” demek zorunda kalan FDP’nin hükümetten çekilmesi için parti yönetimine baskı yapan liberal üyeler vardır.
Ancak şu aşamada bu akıllı bir yaklaşım değildir.
*
“Kötü yönetmektense, yönetmemek daha iyidir” diyerek 2017 yılındaki genel seçimlerden sonra CDU/CSU ve Yeşiller’le sürdürdükleri koalisyon görüşmelerini terk eden FDP Genel Başkanı ve Federal Maliye Bakanı hükümeti terk etmeleri halinde erken seçimlerde yüzde 5 barajını aşamayacaklarını bal gibi bilmektedir.
Yeşiller de oy kaybına uğrayacaklarını...
SPD’nin de ortakları kaybetme gibi bir niyeti yoktur.
Bu yüzden de erken seçime gidilmesi tamamen hayaldir.
CDU/CSU’nun hayalidir...