Kirli enerjiden yeşil enerjiye

O günlerde dünyanın çeşitli kesimlerinde olduğu gibi, Almanya’da da nükleer santralların kapatılması tartışmaları yaşandı. Ancak dönemin Helmut Kohl başbakanlığında CDU/CSU ile FDP’den oluşan koalisyon hükümeti, enerji sıkıntısı çekilmemesi için “Devam” kararı aldı.
11 Mart 2011 tarihinde Japonya’nın Fukuşima kentinde meydana gelen 9.0 büyüklüğündeki depremi takip eden tsunami sonucu sahil kenarındaki Fukushima Daiichi Nükleer Santralı kazası yaşandı.
Bu kazada da 400’den fazla kişi yaşamını yitirdi.
Bunun üzerine Çernobil’den sonra olduğu gibi Almanya’da da yeniden nükleer santralların kapatılması tartışmaları yaşandı.
2005 yılından beri başbakanlık koltuğunda oturan Almanya Başbakanı Angela Merkel, derhal uzmanlardan oluşan bir heyet oluşturarak nükleer santralların geleceğini değerlendirme çalışmalarını başlattı.
Ve Gerhard Schröder başbakanlığında SPD ile Yeşiller’in oluşturduğu koalisyon hükümetinin nükleer enerjiden kademeli olarak feragat etme kararını 2010 yılında iptal eden CDU/CSU ile FDP koalisyonu, Fukuşima felaketinden 3 gün sonra tutum değiştirmek zorunda kaldı.
Başbakan Angela Merkel ile dönemin FDP Genel Başkanı ve Federal Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, 14 Mart 2011’de Berlin’de ortaklaşa düzenledikleri basın toplantısında, Almanya’daki nükleer santralların güvenli olduğunun altını çizerken, “Ancak bu böyle gitmez” diyerek nükleer enerjiden kademeli olarak feragat edileceği sinyali verdiler.

ORTAKLAR ARASINDA KAVGA ÇIKTI
Nitekim öyle de oldu ve hükümet, Almanya’da faaliyetteki 17 nükleer santralın kademeli olarak 2022 yılı sonuna kadar kapatılmasına karar verdi.
Ve Başbakan Angela Merkel, Almanya’daki tüm nükleer santralların 31 Aralık 2022’ye kadar kapatılacağını 6 Haziran 2011’de resmen ilan etti.
Ve 31 Aralık 2021’e kadar Almanya’da 14 nükleer santral kapatıldı.
Son 3 nükleer santralın da 31 Aralık 2022’de kapatılması öngörüldü.
Ancak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 24 Şubat 2022’de Ukrayna’ya savaş açması ve uygulanan yaptırımlar nedeniyle petrol ve doğal gaz ihracını durdurması, Almanya’da nükleer santral tartışmalarını yeniden gündeme getirdi.
Kuruluşundan beri nükleer santralların kapatılması için yoğun çaba harcayan hükümet ortağı Yeşiller, Merkel döneminde alınan kararın uygulanmasında, yani faaliyette olan Bavyera’daki Isar 2, Baden-Württemberg’deki Neckarwestheim 2 ve ülkenin kuzeybatısındaki yer alan Emsland nükleer santrallarının devre dışı bırakılmasında ısrar ederken, küçük ortak FDP enerji krizini yaşanacağına dikkati çekerek buna karşı çıktı.
FDP bu son 3 nükleer santralın 2025 yılına kadar faaliyette kalmasını istedi.
Ne yapacağını şaşıran Şansölye Olaf Scholz, iki ortağı da kırmamak ve koalisyonun dağılmasına yol açmamak için, bir ‘orta yol’ buldu ve 31 Aralık 2022 yerine son 3 nükleer santralın 15 Nisan 2023’te kapatılmasına karar verdi.
Nitekim öyle de oldu ve Almanya’da faaliyette olan herhangi bir nükleer santral kalmadı.

BİNDİĞİ DALI KESTİ
Evet...
Almanya’da tüm nükleer santrallar kapatıldı.
Ama başta ABD ve Fransa olmak üzere dünyanın çeşitli kesimlerinde nükleer santrallar faaliyettedir.
ABD’de 93, Fransa’da 56, Çin’de 55, Rusya’da 37, Japonya’da 33 nükleer santralda enerji üretilmektedir.
32 ülkede toplam 412 nükleer santral faaliyettedir.
Bu yılın başlarında Brüksel’de yapılan bir toplantıda, nükleer enerjinin geleceği görüşürken, başta Fransa olmak üzere bazı ülkelerin ağırlıklarını koymasıyla, yıllardır ‘kirli enerji’ gözüyle bakılan nükleer santrallar ‘yeşil enerji’ kategorisine alınmıştır.
Ve birçok ülke yeni nükleer santrallar inşa edeceklerini duyurmuştur.
Fransa ise bu yöndeki kararını daha önce vermiştir.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, geçen yıl ülkesinin enerji dalında dışa bağımlılığımı azaltmak için ilk etapta 6 nükleer santral inşa edeceklerini ve 8 yeni santral projesinin de yolda olduğunu açıklamıştır.
Almanya ise son üç nükleer santralı da kapatarak bindiği dalı kesmiştir.

O KADAR KOLAY DEĞİL!
Kendisi ‘kirli enerji’ diye nükleer enerji üretmekten vazgeçmiştir ama başta Fransa olmak üzere başka ülkelerdeki nükleer santrallerde üretilen aynı ‘kirli enerjiyi’ daha fala para ödeyerek satın almaktadır.
Yapılan son kamuoyu yoklamalarına göre de daha önceki dönemlerde nükleer santralların kapatılmasına destek veren Almanların yüzde 60’ından fazlası tutum değiştirerek yeni nükleer santrallar inşa edilmesinden yanadır.
Yani Almanlar da bir yerde yavaş yavaş uyanmaya, akıllanmaya başlamıştır.
Ama nükleer santrallara dönüş kolay olmayacaktır.
Şu anda böyle bir karar alınsa bile yeni bir nükleer santralın devreye girmesi yıllar alacaktır.
Tabii milyarlarca Euro’ya da mal olacaktır.