Kapılarınızı ve kalplerinizi açın

Katolik alemin ruhani lideri Papa Françesko, Hz. İsa’nın dirilişi kutlamaları vesilesiyle Vatikan’da düzenlenen Paskalya ayininde yaptığı konuşmasında, Hıristiyanlar başta olmak üzere her dinden ve inançtan insanlara, ateistlere (Tanrı’ya inanmayanlara) barış ve barışa destek çağrısında bulundu.

Haksızlıklara, adaletsizliklere, hukuksuzluklara karşı suskun kalınmamasını istedi.
Haksızlıklara ve adaletsizliklere karşı vurdumduymaz bir tavır sergilenmesini ve gereken müdahalenin gösterilmemesini eleştirirken, toplumun her kesimini medeni cesaret göstermeye çağırdı.
Bir dizi haksızlık ve adaletsizliklerin giderilmesi için birşeyler yapılamayacağını düşünüp gençliğin sessiz kaldığına işaret ederken, “Bunu aşmalıyız” dedi.

***
Alman Kardinal Rheinhard Marx da öyle.
Münih ve Freising Kardinali Marx, Paskalya Yortusu vesilesiyle yaptığı konuşmasında, toplumsal barışın korunmasına ayrı bir yer ayırdı.
Aynı zamanda Alman Papazlar Konferansı Başkanı olan Kardinal Marx, Hıristiyanların şiddetten uzak durması ve sevgi yolunda yürümeleri gerektiğini hatırlatırken, yerli halka kapılarını ve kalplerini Almanya’da yaşayan Müslümanlara açmaları çağrısında bulundu.
Halklar, kültürler ve dinler arası dostluğa önem verilmesini istedi.
“Başka dinden olan komşularınıza yakınlık gösterin” dedi.
“Onları evlerinize davet edin” dedi.
“Bir araya gelmeye özen gösterin. Ancak bu sayede var olan önyargılar giderilir, yanlış anlaşılmalar yok edilebilir. Bir barış ruhu oluşur” dedi.
Kardinal Marx, “Daha fazla silahla barış sağlanmasından bahsediliyor yeniden. Bu nasıl mümkün olacak? Bu mantığı anlamak mümkün değil” diyerek silahlanmaya karşı adeta isyan bayrağı açtı.
“Kin ve şiddetten yana olanlara karşı biz Hıristiyanlar ‘hayır’ demeliyiz” diyerek, toplumsal barışın korunması için kinden, nefretten ve şiddetten uzak durulmasını da istedi.
Kardinal Marx, İslam’ın Almanya’ya ait olup olmadığı tartışmalarının kimseyi ileri götürmeyeceğini ve kimsenin yararına olmayacağını da söyledi.
Almanya’da yaşayan Türklerin politik örgütlenmelerinin bir hak olduğunun da altını çizdi.

***
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), Milli Görüş İslam Toplumu (IGMG), İslam Kültür Merkezleri Birliği (VIKZ), Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi (ZMD) ile Uluslararası Katolik Barış Hareketi Pax Christi Almanya Şubesi dinlerarası diyaloğun geliştirilmesi ve Almanya’da toplumsal barışın korunması için harekete geçti.
Bu çatı örgütleri bir araya gelerek, Hıristiyan-Müslüman Barış İnisiyatifi’ni (CMFI) oluşturdu.
İşte hedefler:
* Tüm insanlar dinlerini özgür ve onurlu bir biçimde yaşayabilmeliler.
* Diğer dinlere ve diğer dinden olanlara açık bir tutum sergilemek, diyaloğu geliştirmek, onları saygılı bir biçimde tanımak ve buluşturmak.
* Bilinçli bir biçimde barışın ve şiddeti aşmanın kaynaklarını daha belirgin bir biçimde ortaya koymak.
* Ülkemizdeki (Almanya) sürtüşmelere karşı açık bir biçimde tavır koymayı, psikolojik ve fiziksel şiddeti aşmayı birlikte denemek.
* Hep birlikte barışı ve şiddeti aşmayı güçlendirip, şiddete başvurmadan sürtüşmelere çözüm yolu aramak.

***
Evet, görüyoruz ki, Almanya’daki Hıristiyan ve Müslümanların oluşturduğu sivil toplum kuruluşları (STK) toplumsal barışın korunmasını, barış içinde birlikte yaşamın sürdürülmesini gönülden istemekte ve tam destek vermekte.
İşte bu yüzden de bir araya gelmişlerdir.
“İslam Almanya’ya ait değildir” diyerek ülke genelinde yeniden anlamsız bir biçimde bir tartışma başlatan Federal İçişleri, İmar ve Yurt Bakanı Horst Seehofer’e en iyi yanıtı bu hedefleriyle CMFI vermiştir.
Politik hesaplar yüzünden popülist bir yaklaşım sergileme yerine, Almanya’da sorumluluk taşıyan tüm politikacılar da, partiler de, partililer de CMFI’ye kulak vermelidir.
Tabii destek de.