‘İmparatorluk Vatandaşları’ nereye?

Güncelleme Tarihi:

‘İmparatorluk Vatandaşları’ nereye
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 19, 2021 10:01

Almanya, son günlerde Filistin’e destek ve İsrail karşıtı gösteriler, daha doğrusu göstericileriyle yatıp, onlarla kalkmaya başladı. Tabii bu bağlamda ilk planda ülkede yaşayan Müslümanlar adeta ‘günah keçisi’ ilan edildi. Hem politikacılar hem de medya tarafından...

Haberin Devamı

‘İmparatorluk Vatandaşları’ nereye
İSRAİL devleti 14 Mayıs 1948’de kurulmuş bir Orta Doğu ülkesidir.
Nüfusu 9 milyon 300 bin civarındadır.
Yönetim merkezi Tel Aviv, resmi başkenti ise Birleşmiş Milletler (BM) tarafından başkent olarak kabul edilmeyen Kudüs’tür.
BM üyesi 193 ülkenin 160’ı İsrail devletini tanımaktadır.
*
Filistin, 400 yılı aşkın süre Osmanlılar’a ait olan topraklardadır.
22 Eylül 1948’de Mısır tarafındaki Gazze’de Filistin hükümeti kuruldu.
5 Haziran 1967’de başlayan ‘6 Gün Savaşları’nda İsrail, Mısır’ın Gazze ve Sina Yarımadası ile Suriye’nin Golan Tepeleri’ni ele geçirdi.
Ürdün’ü de Batı Şeria ile Doğu Kudüs’ten kovdu.
Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) lideri Yaser Arafat, 15 Kasım 1988’de Kudüs başkentli Filistin Devleti’nin kuruluşunu Cezayir’de ilan etti.
1993 yılında ‘Oslo Anlaşması’nın imzalanmasından bir yıl sonra da Batı Şeria ile Gazze Şeridi’nde Filistin Ulusal Otoritesi kuruldu.
BM üyesi 193 ülkeden 138’i Filistin’i ‘bağımsız devlet’ olarak tanımaktadır.
Her ne kadar Filistin başkentini Doğu Kudüs olarak görse de, yönetim merkezi Ramallah’tır.
Çünkü Doğu Kudüs hâlâ İsrail ‘işgalindedir’.
Filistin’in nüfusu 5 milyon 300 bin civarındadır.
*
BM yıllardır ‘iki devletli çözümden’, yani bağımsız İsrail ve bağımsız Filistin devletinden yanadır.
Avrupa Birliği (AB) de öyle.
Almanya’nın yıllarca Dışişleri Bakanlığı’nı yapan şu andaki Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier de, Başbakan Angela Merkel de, Federal Dışişleri Bakanı Heiko Maas da, sağduyulu Alman politikacılar da...
BM de, AB de, Rusya da, Çin de, Türkiye de ve daha birçok ülke de İsrail’in, Filistinlileri yerleşim bölgelerinden uzaklaştırmasına karşıdır.
İsrail’in o bölgelerde yeni yerleşim merkezleri oluşturarak Filistinlileri ‘kovmasına’ karşı çıkmaktadır.
Ama ABD’nin desteklediği İsrail buna kulak asmamaktadır.
İşte İsrail, Ramazan Bayramı öncesi Kudüs’teki bazı Filistinlileri evlerinden kovup, Müslümanların Mescid-i Aksa’ya girmelerini engelledi.
Bunun üzerine Hamas, İsrail yerleşim merkezlerine roketli saldırıda bulunurken, İsrail ise Gazze’deki Filistinlilere bomba yağdırdı.
İki taraftan da aralarında çocukların da bulunduğu birçok sivil can verdi.
Hıristiyan aleminin ruhani lideri Papa Francis bile devreye girip, “Şiddet şiddeti doğurur. Bu çatışmaları durduralım. Kudüs’ün ibadet ve huzur mekânı olması için dua ediyorum” açıklamasında bulundu.
*
İsrail’in Filistinlileri yerleşim bölgelerinden uzaklaştırıp sivillere bomba yağdırması, çeşitli ülkelerde olduğu gibi Almanya’da da protesto edildi.
Başkent Berlin başta olmak üzere ülkenin çeşitli kesimlerinde aralarında Almanların da bulunduğu birçok insan sokaklara döküldü.
Tabii gösterilere katılanların büyük bir bölümü Türk ve Arap kökenli Müslümanlardı.
Aralarından birkaç kendini bilmez, İsrail bayraklarını ateşe verip, “Yahudilere ölüm” sloganları attı.
Bunun savunulacak hiçbir yönü yoktur.
Nitekim Almanya’daki İslam çatı örgütleri temsilcileri de bu ve benzer tutumları çok açık bir biçimde kınadı.
Ama Almanya’da sorumluluk taşıyan birçok politikacı, “Almanya’da Yahudi düşmanlığına yer yoktur” diyerek İsrail bayraklarını yakanların, “Yahudilere ölüm” sloganı atanların çoğunun, göçmen kökenli de olsa Alman vatandaşı olduğunu bile bile derhal sınır dışı edilmelerini bile gündeme getirdiler.
Almanya’da korona kısıtlamaları karşıtı aşırı sağcılar, ‘aykırı düşünenler’ (Querdenker) ve ‘İmparatorluk Vatandaşları’ (Reichsbürger), gösterilerde yasak flamalar, afişler, semboller, siyah-beyaz-kırmızı renkli Alman İmparatorluğu bayrağı taşıdılar.
PEGIDA kısa adıyla tanınan ‘Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Vatanperver Avrupalılar’ sokaklara dökülüp, yıllarca İslam düşmanlığı yaptılar.
PKK yandaşları Almanya’nın çeşitli kesimlerinde düzenledikleri protesto gösterilerinde yıllarca Türk bayraklarını yaktılar, yasak olmasına rağmen AB’nin terör örgütü listesindeki PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan posterleri ve PKK flamaları taşıdılar.
Türklere kin kustular.
Hatta Sol Partili bir milletvekili, Federal Meclis kürsüsünde konuşma yaparken terör örgütü YPG’nin flamasını bile gösterdi.
İşte bunları görünce insanın aklından, “Acaba Alman politikacılar, ‘aykırı düşünenleri’, Alman devletini, Alman yasalarını tanımayan ‘İmparatorluk Vatandaşlarını’, monarşi isteyen Almanya için Alternatif (AfD) yandaşlarını ve yasakları iplemeyen Alman vatandaşı PKK’lıları nereye sınır dışı edecekler?” demek geçiyor.

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!