Göbeklitepe: Sadece 12 bin yıllık yer değil, medeniyetin başlangıç noktası!

Güncelleme Tarihi:

Göbeklitepe: Sadece 12 bin yıllık yer değil, medeniyetin başlangıç noktası
Oluşturulma Tarihi: Ekim 17, 2019 11:15

71’inci Frankfurt Kitap Fuarı’ndaki Türkiye ulusal standında düzenlenen ‘edebiyat ve arkeoloji’ toplantısında, Göbeklitepe konuşuldu. İnsanlık tarihi ile ilgili bilinenlerin revize edilmesine neden olan Göbeklitepe’nin, sadece 12 bin yıl öncesine ait bir yerleşim yeri olmadığı, aynı zamanda bugünkü medeniyetin de başlangıç noktası olduğuna dikkat çekildi.

Haberin Devamı

DÜNYANIN en büyük kitap fuarı Frankfurt Kitap Fuarı‘nda düzenlenen ‘edebiyat ve arkeoloji’ konulu toplantıda, dünyanın ilk yerleşim merkezi olarak bilinen Göbeklitepe‘nin insanlık tarihindeki önemi konuşuldu. Türkiye ulusal programı çerçevesinde düzenlenen toplantıya Prof. Dr. Necmi Karal, edebiyatçı Metin Celal Zeynioğlu ile yazar Yonca Eldener katıldı.

Göbeklitepe: Sadece 12 bin yıllık yer değil, medeniyetin başlangıç noktası
BİLİNEN İNSANLIK TARİHİNİ TÜRKİYE KAZILARI DEĞİŞTİRDİ
UNESCO’nun ‘kültürel miras listesi‘ne giren Göbeklitepe ile birlikte ilk hayvancılık ve tarımla ilgili bilgilerin revize edildiğini kaydeden Prof. Dr. Karal, “Bulgular, 3 buçuk milyon yıl boyunca av peşinden giden insanların, bol miktarda kaynağın olduğu aynı noktada karnını doyurma olanağı bulduğunu gösteriyor. İnsanın gösterdiği uyum köklü bir değişikliğe neden oluyor. Dicle bölgesinde milattan 10 bin 500 yıl önce sabit yerlerin kurulduğunu görüyoruz. Harran Ovası‘nda Göbeklitepe ile birlikte çağdaş 12 yerleşim yeri var. Buraların hiçbirinde evcilleştirilmiş hayvanlara ya da bitkilere rastlamıyoruz. Bu da tarım ve hayvancılğın yerleşik düzenin nedeni olduğu algısının doğru olmadığını, tarım ve hayvancılığın yerleşik düzenin bir sonucu olduğunu gösteriyor. İnsanlık tarihinin bu algısı Türkiye’deki kazılarla başka bir boyut kazandı” dedi. Prof. Dr. Karal, Türk arkeolojisinin dünyanın ilk 15’i arasında olduğunu da sözlerine ekledi.
Göbeklitepe: Sadece 12 bin yıllık yer değil, medeniyetin başlangıç noktası
AZ SAYIDA ARKEOLOJİ ROMANIMIZ VAR
Edebiyatçı Metin Celal Zeynioğlu ise Türk edebiyatında mitoloji ilgili çok sayıda şiirin olmasına rağmen romanın az olmasına dikkati çekti. Arkeoloji romanları arasında Nazlı Eray’ın ‘Orphee’, Ahmet Ümit’in ‘İstanbul Hatırası’ ve ‘Patasana’, Buket Uzuner‘in ‘Su’, ‘Toprak’ ve ‘Hava’ üçlemesi, Haluk Şahin’in ‘Ada’, Cihan Levent’in ‘Kırık Taşlar’, Nihat Everi’nin ‘Sarayın Dehlizleri’ ile Yonca Eldener’in ‘Yedi Uyuyanlar’ ve ‘Göbeklitepe Muhafızı’ romanlarına dikkat çeken Metin Celal, 2000 yılları sonrasında genç nesil yazarların bu yönde de eserler yazmaya başladığını söyledi. Celal, son bir kaç yıldır Göbeklitepe inceleme araştırmalarının da çıkmaya başladığını kaydetti.
Göbeklitepe: Sadece 12 bin yıllık yer değil, medeniyetin başlangıç noktası
ARKEOLOJİ ŞİFRE ÇÖZMEKTİR, GİZEMİ BESLER
Arkeolojiyi polisiye bir durum olarak gördüğünü kaydeden yazar Yonca Eldener de “Bulduğumuz maddelerden bir dünya yaratmak, şifre çözmektir. Biz oradaki kemiklere, tapınak duvarlarına bakarak bir dünya yaratıyorsak, elinizdeki maddesel ipuçlarından bir insanlık senaryosu yazıyorsunuzdur. Arkeoloji gizeme çok yakışıyor. Göbeklitepe’yi yazmak üç yılımı aldı. Uzun bir araştırma dönem oldu. Yazarları çok bilgi barındırıyorsa, okuyucu romanı kurgu değil, gerçekmiş gibi anlıyor. Bu da romancılara açıklama yapmaları gereğini hissettiriyor. Göbeklitepe anıtsal bir yapı. Anlamaya başlayınca hayranlık duyduk. Ve ardından hayal kurmaya başladık. Göbeklitepe’yi 12 bin yıl öncesine ait bir yer olarak anlatırsak onu çok fazla sevemeyiz. Ama oraya bugünkü medeniyetin başlangıç noktası dersek daha fazla sevebiliriz. Oradaki bütün değişimler bugünle ilgidir“ dedi.

 

BAKMADAN GEÇME!