CDU seçmeni affetmedi
Güncelleme Tarihi:
Almanya’nın Saarland eyaletinde pazar günü yapılan seçimlerde alınan sonuçlara bakıldığında, iç sürtüşmelerin etkin bir rol oynadığı çok açık bir biçimde görülmektedir. 2009 yılında yüzde 21.5, 2012’de yüzde 16.1, 2017’de yüzde 12.8 oy alan Sol Parti, son seçimde toplam oyların ancak yüzde 2.6’sını alarak nerdeyse yok olup gitti.
1966 yılında Sosyal Demokrat Parti’ye (SPD) üye olan Lafontaine, 1985-1999 yılları arasında Saarland Başbakanlığı yaptı.
Bir dönem SPD Genel Başkanlığı da yapan Lafontaine, 1998 yılı kasım ayında Schröder kabinesinde Federal Maliye Bakanı olarak görev aldı.
Ancak Başbakan Schröder’le anlaşamadığı için 4 ay sonra istifa edip görevi bıraktı.
Hatta milletvekilliğinden de istifa ederek politika sahnelerinden uzaklaştı.
2005 yılında 40 yıldır üyesi olduğu SPD’den istifa ederek sonradan Sol Parti adını alan Demokratik Sosyalizm Partisi (PDS) çatısı altında bir araya geldikleri İş ve Sosyal Adalet Seçim Alternatifi’nin (WASG) kurucuları arasında yer aldı.
Oskar Lafontaine
2007 yılında PDS ile WASG birleşerek Sol Parti doğunca, Oskar Lafontaine, Lothar Bisky’yle beraber partinin başına geçti.
2009 yılında Saarland Eyalet Parlamentosu seçimlerine lider aday olarak katıldığı Sol Parti’yi yüzde 21.5’le ‘üçüncü güç’ haline getirdi.
Son yıllarda hem Lafontaine hem de Sol Parti’nin önde gelen isimlerinden olan eşi Sahra Wagenknecht, partide sıkıntılar yaşamaya başladı.
Hatta “Benim kurucularından olduğum Sol Parti ilkelerinden uzaklaştı” diyen Lafontaine, 26 Eylül 2021’de yapılan genel seçim öncesi “Sol Parti’ye oy vermeyin” çağrısında bile bulundu.
Artık aynı çatı altında bu işin yürümeyeceğini anlayınca da Saarland’daki seçimlerde aday olmayacağını açıkladı.
Seçimlerden 10 gün önce de Sol Parti’den istifa etti.
Oskar Lafontaine’le birlikte seçmen de Sol Parti’yi terk etti ve oy oranı yüzde 2.6’ya düştü.
23 OYLA MECLİS DIŞINDA
Benzer sıkıntılar Yeşiller’de de yaşandı.
Geçen yıl yapılan genel seçim öncesi aday listesi belirlenirken Yeşiller Saarland Eyalet Teşkilatı, parti tüzüğünü devre dışı bıraktı.
Tüzükte listenin ilk sırası kadın adaya ayrıldığı halde eski Teşkilat Başkanı Hubert Ulrich kendisini lider aday seçtirdi.
Tabii itirazlar yükseldi.
Yüksek Seçim Kurulu bu tüzük ihlali nedeniyle Yeşiller’in Saarland’da genel seçimlere katılmasına izin vermedi.
Tabii bu parti içi sürtüşmeler pazar günü yapılan Eyalet Parlamentosu seçimlerine de yansıdı.
Ve bir önceki seçimlere göre oy oranını yüzde 0.9 artırsa da toplam oyların ancak yüzde 4.99’unu alan Yeşiller, Saarland’da parlamentoya yine giremedi.
23 eksik oyla parlamento dışı kalan Saarlandlı Yeşiller’i federal düzeyde iktidara ortak olan ‘ana Yeşiller’ bile kurtaramadı.
Tobias Hans
CDU SEÇMENİ AFFETMEDİ
Ya 1999 yılından beri Saarland’da aralıksız iktidarda bulunan Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU)?
CDU, 1955 yılından beri Saarland’da ilk kez yüzde 30’un altında oy aldı.
Dönemin Saarland Başbakanı Annegret Kramp-Karrenbauer, 2018 yılında CDU Genel Sekteri olunca koltuğu devralan Tobias Hans, partisine tam bir hezimet yaşatırken, kendisi de tam bir hayal kırıklığı yaşadı.
2017 yılında yüzde 40.7 oy alan CDU, pazar günü yüzde 12.2 oy kaybederek yüzde 28.5’e düştü.
Tobias Hans da koltuğunu kabinesinde Ekonomi, Çalışma, Enerji ve Ulaştırma Bakanı olarak görev alan SPD’li Anke Rehlinger’e kaptırdı.
Kendi partisinin geçen yıl genel seçimlerde başbakan adayı gösterdiği Armin Laschet’i değil, “Daha fazla şansı var” diyerek ‘kardeş parti’ Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi’nin (CSU) lideri Markus Söder’i destekleyen Tobias Hans’ın bu ‘ihanetini’ CDU seçmeni affetmedi.
CDU Genel Başkanı Friedrich Merz
Tabii CDU’nun Armin Laschet’in yerine geçen yeni Genel Başkanı Friedrich Merz de her ne kadar kabul etmek istemese de Saarland’da sürdürülen seçim kampanyasında Tobias Hans’a gereken desteği vermedi.
İşte tüm bu yaşananlar, Saarland’daki seçime partilerdeki iç sürtüşmelerin damga vurduğunu ortaya koydu.