Berlin Büyükelçiliği’nde Göbeklitepe tanıtıldı

TÜRK-Alman arkeoloji iş birliği ve tarihini anlatan Prof. Dr. Barbara Helwing, önemli faktörleri şu şekilde sıraladı: Tarihi fırsatlar, siyasi irade, önemli şahsiyetler ve dostluk. Disipliner arkeolojik çalışmaların 19’uncu yüzyılda ortaya çıktığını kaydeden Helwing, Mustafa Kemal Atatürk döneminde Türkiye ile Almanya arasında çok ciddi bilim ve bilgi transferinin gerçekleştiğini söyledi. Prof. Helwing, iş birliği için devamlılık ve güvenin de önemli faktörler arasında yer aldığını vurguladı.
‘BİZE DÜŞEN YENİSİNİ İLAVE ETMEK’
Göbeklitepe’nin yanı sıra Karahantepe’de bulunan tarihi yapıların da kazı heyeti başkanlığını yapan Prof. Dr. Necmi Karul ise Türkiye ile Almanya’nın arkeoloji bağlamında en uzun ve köklü ilişkiye sahip olduğunu söyledi. Karul, elçilikte yaptığı sunumda Prof. Dr. Helwing’in konuşmasına da değinerek, iki ülke arasındaki arkeolojik iş birliğinin bugüne kadar nasıl geliştiğini gösterdiğini söylerken, “Bize düşen de var olan bir şeyin üzerine yenisini ilave etmektir” dedi. Taş Tepeler Projesi’ni de tanıtan Karul, bu bağlamda bir Alman üniversitesi ve enstitüsü ile bir müzenin katılımıyla çalışmalar yapıldığını söyledi. Göbeklitepe kazılarının Alman Arkeoloji Enstitüsü ve İstanbul Üniversitesi adına yapıldığını kaydeden Karul, Taş Tepeler Projesi kapsamında başlayan Gürcütepe kazılarının ise Bergama Müzesi’nce sürdürüldüğünü vurguladı.
FOTOĞRAF SERGİSİ AÇILDI
Prof. Karul, arkeolojinin gelişen bir bilim dalı olduğunu vurguladı ve arkeoloji biliminin yeni boyutlar kazandığına dikkati çekti. Bu nedenle farklı ülkelerdeki üniversitelerin birikimlerinin bir araya getirildiğini ifade etti. Karul, Taş Tepeler Projesi kapsamında Şanlıurfa’da 9 noktada kazılar yapıldığını da açıkladı. Konuşmalar sonrası ise büyükelçilikte Karahantepe kazılarına ilişkin fotoğraf sergisi açıldı.